Mimar Bayram Çevik, Batık Köşk denilen Sultaniye Köşkü'nün modelini oluşturdu
İsveçli ressam Cornelius Loos'un çizimi ve Türk Mimarı Sinan Hakkı Eldem'in çalışmalarını kulanan Mimar Bayram Çevik, Beykoz kıyılarında Kız Kulesi gibi deniz ortasına inşa edilmiş Sultaniye Köşkü'nün mimari modelini oluşturdu.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi, arşiv belgeleri ve hatıratlardan edinilen bilgilere 2. Bayezid döneminde İstanbul Boğazı'nda denizin üzerinde inşa edildiği ancak depremlerin de etkisiyle günümüze kadar ayakta kalmayı başaramadığı tahmin edilenb Sultaniye Köşkü, mimarlar tarafından yeniden modellendi.
İstanbul'da Kız Kulesi'nden sonra deniz üzerine inşa edilen ikinci yapı olduğu anlaşılan Sultaniye
Köşkü'nün Osmanlı Padişahlarından 2. Bayezid zamanında yaptırıldığı tahmin ediliyor.
Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi ve İsveçli ressam Cornelius Loos'un çizimlerine göre Beykoz Paşabahçe Koyu'nda olduğu tahmin edilen, çinileri ve Acem işi işlemeleriyle ömethedilen Sultaniye Köşkü'nün 1700'lü yıllarda kentte yaşanan depremler nedeniyle tamamen yıkıldığı sanılıyor.
300 yıl sonra deniz içindeki temel kalıntıları bulunan, son günlerde de mimarlar tarafından modellenen yapı, yeniden hayat bulacağı günleri bekliyor.
Tarihi yapıyla ilgili modelleme çalışmalarını yürüten Mimar Bayram Çevik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sultaniye Köşkü'nün 10. Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından da bizzat kullanıldığına dair kayıtlar bulunduğunu söyledi.
Kanuni Sultan Süleyman'ın buraya av ve dinlenme için geldiği gibi, bazı divan toplantılarını da
burada yaptığını anlatan Çevik, "1650'li yıllarda var olduğunu Fransız Arkeolog Antoine Galland'ın notlarından biliyoruz. Evliya Çelebi de aynı dönemlerde
Seyahatnamesi'nde Sultaniye Köşkü'nü bezemeleri, süslemeleri ve kullanılan çinileriyle ne kadar şaheser bir eser olduğunu ortaya koymuş, hatta İrem Köşkü olarak atıfta bulunmuştur." dedi.
Dönemin İsveç Kralı'nın Osmanlı mimarisini tanımak amacıyla 1710'da ressam Cornelius Loos'u
İstanbul'a gönderdiğini belirten Çevik, Loos'un Ayasofya ve Süleymaniye camilerinin ardından Sultaniye Köşkü'nü resmettiğini, onun çizimlerinin mimari kaynak olarak en sağlam veri olduğunu bildirdi.
1910 yılında da Mimar Sedad Hakkı Eldem'in "Türk Bahçeleri" kitabında bu köşkten bahsettiğini ve plan çalışmalarını yaptığını kaydeden Çevik, "Günümüzde de biz mimari olarak elde ettiğimiz verilerin ışığında burayı modelledik. Hatta günümüzde daha önce dalgıçlarla kontrol edildiğini, orada kalıntıların bulunduğunu biliyoruz. Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın'ın da sempozyum çalışmalarında tekrar gündeme getirmesiyle uzun süre çalıştığımız eseri modelleyerek kamuoyu bilgisi oluşması için bir çalışma yaptık." diye konuştu.
Bayram Çevik, mimari çizimi yaparken Loos'un çizimleri ve Eldem'in çalışmalarını baz aldıklarını kaydederek, şöyle devam etti: "Hatta Sedad Hakkı Eldem 'Türkevi Plan Tipleri' kitabında Türk bahçelerini anlatırken buradaki mendireklerin kısmen var olduğunu da ifade etmiştir. Esinlendiğimiz kaynaklardan biri de o dönem yapısı olan Siyavuş Paşa Köşkü'dür. Benzer özellikler gösterir ama Sultaniye Köşkü'nde ondan daha fazla bezeme ve süsleme olduğunu kaynaklarla biliyoruz. Yaptığımız çalışmada cephede türlü altıgen çiniler kullanılmış ve mermer kaideler ile sütunlar kullanılmıştır. Ahşap detaylara da fazlaca yer verilmiştir.
Beykozlu bir mimar olarak biz buranın hikayeleriyle büyüdük. Büyüklerimizden burada mendireğin olduğuna ilişkin kulaktan dolma hikayeler anlatılıyordu. Bizim edindiğimiz kaynaklarda Sultaniye Köşkü, denizin ortasındaki yapı haricinde, Sultaniye Parkı'nın içinde birkaç tane daha yapının var olduğunu biliyoruz. Bu yapılar Padişah buraya geldiğinde saray eşrafının da gelip burada konaklaması için kullandığı yapılar. Bu yapıların var olduğunu biliyoruz ama köşk kadar mimari detaya vakıf değiliz. Onunla ilgili araştırmamız devam ediyor."
Eski Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül'ün bir makalesinde bu konuyu gündeme getirdiğini aktaran Bayram Çevik, Beykoz'un şu andaki Belediye Başkanı Murat Aydın'ın da bu yapının yeniden inşasıyla ilgili çalışması olduğundan bahsetti.
Sultaniye Köşkü'nün İstanbul Boğazı'nda deniz içindeki tek Osmanlı mimarisi olduğuna değinen Mimar Bayram Çevik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yüzyıllardır var olan Boğaz'da biz sadece Kız Kulesi'ni biliyoruz. Kız Kulesi'nden sonra deniz içinde inşa edilen tek Osmanlı yapısı diyebileceğimiz bir yapı. Yani tarihi böyle bir de envanter oluşturmuş olacağım. Sultaniye Köşkü Osmanlı mimarisinde ayrı bir yer tutar. Sebebi de İstanbul Boğazı'nda Bizans yapısından sonra, deniz ortasına yapılan tek yapıdır. O yüzden Osmanlı mirasını günümüze nakşetmek için bu eserin günümüzde tekrar kazandırılması hayati bir önem taşımaktadır."