Mısır Kral ve Kraliçeleri Afrikalı değildi iddiası
Önemli tartışmalara yol açan Antik Mısır Yöneticilerinin etnik kimliği meselesi tekrar gündemde. Alman Max Planck Enstitüsü genetik analizlere dayanarak, 'ırkçı makyajlar'ın aksine Antik Mısır Yöneticilerinin Levantenlere daha yakın olduğunu iddia etti.
Arkeolojinin arka bahçesinde çoğu zaman perde arkasında kalmasına rağmen, zaman zaman gürültüsü perde önüne taşıyan "etnik" tartışmalar eksik olmaz. "Irkçı" boyutlara da taşan bu tartışmaların en meşhurlarından biri de "Yunan medeniyetinin kökeninin Afrikalı" ya da tam tersine "Mısır medeniyetinin Akdenizli " olduğu tartışmasıdır.
Akdenizci ile Afrikacı "bilim adamlarının" tartışmaları Musevi kökenli yazar Martin Bernal'in "Kara Athena: Klasik Medeniyet'in Afro-Asyatik Kökleri" adlı kitabı ile zirveye çıkmıştı. Martin Bernal; "Antik Yunan ve dolayısıyla Batı Medeniyetinin kültürel kökeninin Afro-Asyatik Antik Mısır ve Finike kültürlerine dayandığını" savunuyordu. Tezi bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı ve önemli taraftar topladı.
Özellikle evrimci görüşü savunan antroploglar ile Hellen merkezli medeniyet tezine muhalif olan arkeolog ve sanat tarihçileri bu tezi desteklediler.
Bu bağlamda Mısır'ın eski yöneticilerinin etnik kökeni de uzun zamandır tartışmalara yol açıyordu. Özellikle de Afrocentric akademisyenler Siyah Mısırlılar hipotezi ısrarla savunuyordu. Mısır kamuoyunda ve muhafazakarları arasında da Afrikalılık yaygın taraftara sahip.
Ama son genetik çalışmalar ışığında bu tartışmaları yeniden alevlendirecek "Beyaz Mısırlılar" iddiası ortaya atıldı.
Mısırlı yöneticilere "ırkçı makyaj" yapıldığı tezini destekleyen Almanya merkezli Max Planck Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen mumyaların genetik analizi sonucu ilk kez bilimsel dayanaklı Mısır krallarının siyah olmadığı iddiası ortaya atıldı.
Max Planck Enstitüsü'nün açıkladığı genetik sonuçlarına göre; Mısır firavunlarının genleri; Batı Asyalılarla Afrikalılardan çok Neolitik Levant halkları ile güçlü genetik bağlantıları olan Anadolulu ve Avrupalılara yakın.
Nature Communications'da yayınlanan araştırma sonuçlarında belirtilen DNA analizlerine göre; Mısır firavunlarının, Levantine (Levant) genetik özellikleri, Batı Asyalı ve Afrikalı genetik özelliklerine göre daha baskın. Levant; Akdeniz'in doğu sahillerinde bulunan geniş araziyi tanımlamak için kullanılan, sınırları kesin olmayan, coğrafî, tarihî ve kültürel bir adlandırma.
Aynı genetik araştırma sonuçlarına göre; günümüz Mısırlıların, eski Mısırlılara göre daha fazla Sahra altı Afrikalı özellikleri taşıdıkları iddia ediliyor.
M.Ö. 1400 ile MS 400 yılları arasında yaşayan Mumyalanmış Mısırlılar, bilim adamlarının çalışmalarına genetik kaynaklık etti. Araştırmacılar, Abusir el-Meleq (Abu Sir al Malaq) arkeolojik alanında bulunan 151 mumyadan aldığı numuneleri Orta Mısır'da Nil Nehri boyunca yaşayan 90 kişiden aldığı mitokondriyal genomlarla karşılaştırdıklarını ifade ediyorlar.
Max Planck Enstitüsü'nden Wolfgang Haas; "Yaptığımız çalışmaya göre, Abusir el-Meleq toplumunun genetiği 1,300 yıllık zaman aralığı boyunca bir büyük değişim göstermemiş. Yabancı göçmenlerden ve fetihlerle hakimiyet kurulan unsurlarla, firavun ailesi arasında fazla münasebet olmamış" diyor.
Max Planck Enstitüsü'nden Stephan Schiffels ise verilerin modern Mısırlıların, eski Mısırlılara göre % 8'den daha fazla Sahra altı Afrikalılarının genlerini taşıdığını gösterdiğine dikkat çekerek; "Bu, Sahra altı Afrika'daki gen akımının Mısır'daki artışının son 1.500 yıl içinde meydana geldiğini gösteriyor" tezini savunuyor.
Bilim adamları, Nil Nehri'ndeki genetik hareketliliği, Sahra altı Afrika'yla Mısır arasındaki uzun mesafeli ticarete ve 1.300 yıl öncesinde başlayan Sahra kökenli köle ticaretinin yükselişine bağlıyor. Onlara göre; geçtiğimiz bin yıldaki bölgesel nüfus göçleri göz önüne alındığında, modern Mısırlıların genetik yapısının binlerce yıl önce bölgede yaşayan insanlardan farklılık göstermesi şaşırtıcı değil.
heatst.com sitesinde araştırmayı haberleştiren Ian Miles Cheon'a göre; çalışma çığır açacak nitelikte ve Nil Vadisi'nin eski nüfusunun modern bağlamda "Afrikalı" olarak kabul edileceğine dair Afrocentric iddialarını çürütecek yeterli kanıt.
Kendisini gazeteci ve açık sözlü medya eleştirmeni olarak tanımlayan Ian Miles Cheong'un iddialı bir söylemi daha var: "Cezayirli oyuncu Sofia Boutella, daha önce Mısır kraliçesi Ahmanet rolüyle "çok beyaz" görünmekle suçlanıyordu. Filmin eleştirmenleri yerini daha koyu tenli bir aktristin almasını istediler, çünkü "Mısırlılar Beyaz Araplar değil, siyah insanlardı" Yeni çalışmanın yayımlanması ile hem Boutella hem de stüdyo, atma kararının sağ tarafta kaldığını rahatça görebiliyor. Tarihin tarafı."
Ian Miles Cheong seçilmiş DNA analizi testlerini ne kadar bilimsel etikle duyuruyor yorum siz kalmış ama haberi yayınlayan HeadStreet sitenin metni kullandığı sayfanın başlığı bir o kadar manidar: Culture-wars... Yani kültür savaşları!
arkeolojikhaber.com