Mısır'da olağan dışı iki iskelette hadımlık şüphesi
Mısır’da Ptolemaik-Roma Dönemi arkeolojik alanlarından, Nil Deltası bölgesindeki Quesna’da yapılan kazılarda, hadım olma ihtimalleri bulunan iki iskelet bulundu. İ
İskeletlerin ortalamanın üstündeki boyları ve diğer kemik düzensizlikleri hadım olmalarına ya da daha büyük ihtimalle doğuştan fiziksel bozukluğa yorumlanıyor.
Geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir konferansa konuk olan arkeologlar Scott Haddow, Sonia Zakrewski, ve Joanne Rowland, Mısır’ın Nil Deltası bölgesinde bulunan Quesna’daki iki olağan dışı mezar gömüsüne dikkat çektiler.
Bunlardan Ptolemaios Dönemine ait olanının cinsiyeti belirsizdi. Mezarın yönü oldukça farklıydı. Kafatası, dönemin tipik gömü yönelimi olan kuzeyden ziyade güneye doğru yönlendirilmişti. İskelet kötü korunmuş olsa da araştırmacılar, bireyin kemiklerinin olgunlaşmadığını fark etti. Bacak eklemleri, büyüme plakaları da dahil olmak üzere tümüyle kaynaşmamıştı. Bu durum, kişinin tamamen büyümemiş olmasına rağmen boyunun ortalamadan daha uzun olduğu anlamına geliyor.
Roma Dönemine ait diğer iskeletin de cinsiyeti belirsizdi. Toplu mezara gömülmüş iskelet de ortalamanın üstünde bir boya sahipti. Haddow ve meslektaşları, bu kişilerin hadım edilmiş bireyler olduğunu düşündü. Çünkü ergenlik çağından önce hadım etme geniş kalça, dar omuz ve uzun-ince yapıya sahip olan insanlarda görülürdü.
Haddow ve meslektaşları, antik çağ boyunca Assur, Pers ve Roma mahkemelerinde hadım (Intersex) bireylerin önemli idari rollerde bulunduğunu söyledi. Özellikle Ptolemaik-Roma mahkemelerinde idari rollerde çalışan hadımlara metinlerde referanslar vardı.
Ancak iskeletlerin hadım olduğna dair kesin kanıt yok. Çünkü hadımlığın ötesinde başka sebepler de dikkate alınabilir. Bunlar “Klinefelter Sendromu” gibi kromzom bozukluklar ve östrojen eksikliği gibi birtakım düzensizliklerdir. Bu bozukluklar kişinin hormonal dengesini ve iskelet gelişimini bozduğu için aralarındaki ayırım zordur.
Araştırmacılar bahsi geçen ilk gömünün herkesten çok farklı gömüldüğünü belirtti. Hem mezarın yönü hem de içerdiği eserler, bu kişinin göze çarpan “Intersex” durumunun toplum tarafından tanınmasını yansıtabilir. Ancak ikinci gömü herkese benzer bir şekilde gömülmüştü.
Cinsel gelişim üzerinde etkili olan doğumsal hastalıklar nadiren, 1:500 canlı doğumda görülür. 151 kişilik bir mezarlıkta iki anormal iskeletin varlığı gerçekten şaşırtıcıdır ve aynı zamanda aile içi bir ilişkiye işaret edebilir. Bunlarla birlikte henüz herhangi bir DNA testi yapılmamıştır.
Antik mezarlardaki bireyleri tanımlamaya başladıkça, geçmiş nüfustaki cinsiyet ve toplumsal cinsiyet rollerinin değişken ve sosyal olarak yapılandırılmış niteliğini anlamamız büyük ölçüde artacaktır.