Mısırdaki gizemli mermer lahitte bulunan altın çizimler
Geçtiğimiz haftalarda Mısır’ın İskenderiye şehrinde keşfedilen devasa boyuttaki kara lahdin içinde üç ayrı altın levha üzerine oyulmuş üç çizim bulundu.
2,7 metre uzunluğa, 1,5 metre genişliğe ve 1,8 metre yüksekliğe sahip granit lahit temmuz ayının başlarında gün yüzüne çıkarıldığında medyada büyük yankı uyandırmıştı. Lahit açıldığında, içinde üç iskelet ve bir kırıktan içeri sızmış kanalizasyon suyuna rastlanmıştı. Lahdin kaç yıllık olduğu bilinmiyor, ancak arkeologlar MÖ 304 ila MÖ 30 yılları arasına, Büyük İskender’in komutanlarından birinin soyundan gelenlerin Mısır’a hükmettiği bir döneme tarihleneceğini düşünüyor.
Live Science'nin haberine göre; Arkeolog ve konservatörler geçtiğimiz ay boyunca lahitten çıkan kötü kokulu kalıntıları inceledi, 19 Ağustos’ta ise Mısır Eski Eserler Bakanlığı yaptığı açıklamada lahdin içinde iskeletlerin yanı sıra üzerilerinde çizimler olan üç altın levha bulunduğunu bildirdi. Açıklamada çizimlerin ne olduğu veya ne anlama geldiği belirtilmedi.
İncelemeler sonucunda araştırmacılar iskeletler hakkında daha fazla bilgi edinmeyi başardı. İskeletlerden biri öldüğünde 20-25 yaşlarında olan bir kadına, diğer ikisi ise öldüklerinde 30-40 yaşlarında olan iki erkeğe ait.
Aşağı Mısır Eski Eserler Bakanlığı’ndan Nadia Kheider’ın yapılan açıklamada bildirdiğine göre iskeletlerden birinin kafatasında 1,7 santim çapında bir delik bulunuyor, bu da adamın trepanasyon adı verilen bir cerrahi müdahale geçirdiği, yani deliğin kasten açıldığı anlamına gelebiliyor. Birçok tıbbi sorunu iyileştirdiğine inanılan trepanasyon, antik dünyada sıklıkla uygulanıyordu.
Bakanlık için çalışan iskelet uzmanı Zeinab Hashish yapılan açıklamada “Bu işlem tarihöncesi dönemlerden beri bilinen ne eski cerrahi müdahale, ancak Mısır’da nadir olarak uygulanıyordu” diyor.
Altın Levhlardaki Gizemli Çizimler
Lahdin içinde bulunan altın levhalara oyulmuş çizimlerin neyi gösterdiği ve ne anlama geldiklerini sormak için araştırmaya dâhil olmayan uzmanlarla iletişime geçildi.
Araştırmacılardan birkaçı bu soruları daha önce cevaplayabilirdi, ancak soruların cevabı Mücevher Tarihçileri Topluluğu başkanı Jack Ogden’den geldi. Ogden, yaklaşık 2.000 yıl öncesi dönemden Mısır altın mücevherleri üzerine kendi doktora tezi de dâhil çok geniş kapsamlı araştırmalar yürütmüş.
Oden, çizimlerden birinde kobra gibi geniş başlı olmayan bir yılanın betimlendiğini söyleyerek yılan imgesinin Mısır mücevherlerinde yaygın olduğunu belirtiyor. “Böylesi yılanlar yeniden doğuşu çağrıştırıyordu, deri değiştirip yenileniyorlardı dolayısıyla ölüm, cenaze ve öteki hayat üçgeni için mükemmel bir simge halindeydiler.” Ayrıca görünüşe bakılırsa bu yılanlar tanrıça İsis’le de bağlantılıydı.
Ogden, “Genel kanı yılanlı mücevherlerin kadınlar için olduğu yönünde, ancak ben burada yılanın varlığının lahitte yatan kadınla ilişkilendirilebileceğinden emin değilim” diyor.
Diğer çizimde bir palmiye dalı veya mısır başağı görülüyor. Ogden’in belirttiğine göre, bunlardan her ikisi de doğurganlık ve yeniden doğuşla ilişkilendirilen yaygın motifler.
Çizimler arasında en gizemlisinin mabet içine konulmuş Haşhaş tohumu (afyon çiçeği tohumu) olduğu düşünülüyor, ancak Ogden’in vurguladığına göre çizimin aslında neyi gösterdiği tam olarak bilinemiyor.
Ogden, “Haşhaştan elde edilen Afyon, Greko-Romen Mısır’da tıbbi amaçlar için oldukça yaygın şekilde kullanılıyordu, fakat afyonun uyku ve halüsinasyon yaratan etkileri ile ölüm ve yeniden doğum arasında—en azından antik zihinlerde—bir bağlantı olmalı” diyor.
Lahitte, iskelet ve çizimlerin yanı sıra, amacı henüz saptanamamış küçük altın bir esere de rastlandı. Yapılan açıklamada, söz konusu eser üzerinde herhangi bir çizim veya yazıt olup olmadığı belirtilmedi.
Perrin Margaryan - Arkeofili.com