Moiralar
Moiralar nedir?
Moiralar: Moira, pay ya da pay veren anlamına gelir.
Efsanede üç olarak gösterilen Moira, yani kader tanrıçaları Hesiodos'ta "yaşama paylarımızı düzenleyenler'' diye tanımlanır.
Alın yazısı ve kader üstüne Yunan ilkçağ'ının görüşü şudur: İnsan ana karnından doğar doğmaz kader onun ömür ipliğini bükmeye koyulur, üç Moira her insanın ipliğini büker dururlar, günün birinde de keserler, o anda insan ölür.
İlyada'da dövüşen bir savaşçı için şöyle deniyor:
Bitti ömür yumağı tam o sırada...
Moira denince çokluk ecel, ölüm akla gelir, onun içindir ki Homeros destanlarında kader diye çevrilen Moira uğursuz ve zorlu olarak nitelenir.
Ne var ki Moira Zeus'tan da daha güçlü ve üstündür. Tanrılar babası ona karşı gelemez, onun kararını değiştiremez. Savaş alanında oğlu Sarpedon yaralanınca Zeus ikirciklidir, sevgili oğlunu alıp kaçırmayı geçirir aklından, ama Hera kaderi ileri sürerek dikilir karşısına.
Homeros'ta bir ya da birkaç Moira'dan söz edilir, ama adları söylenmez. Hesiodos bunları üç kız kardeş diye tanıtır ve adlarını verir: Moiralar Zeus'la Themis'in kızları, Horaların kardeşleridir. (Theog. 905 vd):
Klotho, Lakhesis, Atropos tanrıçalar ki bilge Zeus büyük üstünlük vermişti onlara,
ki onlar verir yalnız insanlara mutlu ya da mutsuz yasama paylarını.
Burada Mokalar yalnız ömür payını değil, bir de mutluluk ve mutsuzluk payını veriyor demektir insanlara.
Kimi yerde Kerlerle bir tutulan Moiraların efsanesi yoktur. Onlar yarı dinsel, yarı filozofik bir görüşün canlandırılmış imgeleridir.
Platon da Devlet'in son bölümünde, yeniden yeryüzüne sıkacak olan ruhların Moiralara başvurduğunu anlatır. (Dev. X, 620 de):
"Bütün ruhlar hayatlarını geçtikten sonra gene o sırayla
Lakhesis'e yaklaşmışlar. Lakhesis her birine kendi perisini vermiş, bu peri hayatı boyunca ona hizmet edecek, seçtiği kadere göre yaşatacakmış onu. Bu peri ilkin ruhu Klotho'ya götürüp onun eli altından ve döndürdüğü kirmenden geçiriyormuş; böylece ruh seçtiği kadere bağlanıyormuş. Ondan sonra Atropos, Klotho'nun eğirdiği kaderi ölçülmez hale sokuyor, sonunda ruh hiç arkasına dönmeden Kader'in tahtı önüne gelip duruyor, sonra
öte yanına geçiyormuş."
düzenle
2. Moira'lar: Moira, pay ya da pay veren anlamına gelir.
Efsanede üç olarak gösterilen Moira, yani kader tanrıçaları Hesiodos'ta "yaşama paylarımızı düzenleyenler" diye tanımlanır. Alın yazısı ve kader üstüne Yunan ilkçağının görüşü şudur: İnsan ana karnından doğar doğmaz kader onun ömür ipliğini bükmeye koyulur, üç Moira her insanın ipliğini büker dururlar, günün birinde de keserler, o anda insan ölür. İlyada'da dövüşen bir savaşçı için şöyle deniyor (İl. IV, 517):
Bitti ömür yumağı tam o sırada!...
Moira denince, çokluk ecel, ölüm akla gelir, onun içindir ki Homeros destanlarında kader diye çevrilen Moira uğursuz ve zorlu olarak nitelenir. Ne var ki Moira Zeus'tan da daha güçlü ve üstündür. Tanrılar babası ona karşı gelemez, onun kararını değiştiremez. Savaş alanında oğlu Sarpedon yaralanınca Zeus ikirciklidir, sevgili oğlunu alıp kaçırmayı geçirir aklından, ama Hera kaderi ileri sürerek dikilir karşısına (Sarpedon). Homeros'ta bir ya da birkaç Moira'dan söz edilir, ama adları söylenmez, Hesiodos bunları üç kız kardeş diye tanıtır ve adlarını verir. Moiralar Zeus'la Themis'in kızları, Horaların kardeşleridir (Theog. 905 vd.):
... Klotho, Lakhesis, Atropos tanrıçalar
ki bilge Zeus büyük üstünlük vermişti onlara,
ki onlar verir yalnız insanlara
mutlu ya da mutsuz yaşama paylarını.
Burada Moiralar yalnız ömür payını değil, bir de mutluluk ve mutsuzluk payını veriyor demektir insanlara. Kimi yerde Kederle bir tutulan Moiraların efsanesi yoktur (Kerter). Onlar yarı dinsel, yarı filozofik bir görüşün canlandırılmış imgeleridir. Platon da Devlet'in son bölümünde, yeniden yeryüzüne çıkacak olan ruhların Moiralara başvurduğunu anlatır (Dev. X, 620 d-e): "Bütün ruhlar hayatlarını, geçtikten sonra gene o sırayla Lakhesis 'e yaklaşmışlar. Lakhesis her birine kendi perisini vermiş; bu peri hayatı boyunca ona hizmet edecek, seçtiği kadere göre yasatacakmıs onu. Bu peri ilkin ruhu Klotho 'ya götürüp onun eli altından ve döndürdüğü kirmenden geçiriyormuş; böylece ruh seçtiği kadere bağlanıyormuş. Ondan sonra Airopos, Klotho 'nun eğirdiği kaderi ölçülmez hale sokuyor, sonunda ruh hiç arkasına dönmeden Kaderin tahtı önüne gelip duruyor, sonra öte yanma geçiyormuş".