Nano teknoloji restoratörlerin hizmetinde
Kimyagerler; kalsiyum, oksit, su ve karbondioksidi karıştırarak elde edilen kalsiyum karbonat da dahil olmak üzere farklı konsolidasyonlar geliştirdi.
“Pisa Katedrali'nin üzerindeyiz. Restorasyonun şu anki aşaması 4 yıl evvel başladı. Restoratörler geleneksel restorasyon tekniklerini kullanıyor. Fakat bu durum kimya ve malzeme bilimlerinin desteği sayesinde çok yakında değişebilir”.
Katedralin yapımında 11. yüzyıldan beri kullanılan çok çeşitli taşlar günümüzde lazer gibi teknolojilerle restore edilmekte.
Fakat restoratörler bugün yepyeni farklı bir tekniği test ediyorlar. Yenilikçi nano parçacıklara sahip bir ürün restorasyonda uygulanıyor ve etkisi yakından gözlemleniyor. Taşların iç yapısını birleştirmek için burada kullanılan ürün çoğunlukla mermer.
Roberto Cela / inşaat mühendisi: “Mermerin gözenekleri çok azdır. Gözeneklerin derinlerine inebilmek için aynı zamanda belirli bir terlemeyi sağlıyoruz. Tekniğin göreli verimliliğini garanti altına almak için kaçınılmaz olarak nanometrik parçacıklar kullanıyoruz.”
Avrupa araştırma projesinden kimyagerler, kalsiyum, oksit, su ve karbondioksidi karıştırarak elde edilen kalsiyum karbonat da dahil olmak üzere farklı konsolidasyonlar geliştirdi.
Çözeltide küçük nano partiküller taşlara nüfuz edebiliyor ve çürümekte olan yapısını çimento haline getirebiliyor.
Dario Paolucci / kimyager: “Bu parçacıkların restore edilecek taşlarla aynı kimyasal niteliğe sahip olması önemli. Böylece parçacıklar zamanla, taşların parçalanmasına yol açabilecek farklı fiziksel-mekanik bir sürece girmezler.”
Araştırmada Viyana’daki Aziz Stefan’ın da bulunduğu beş Avrupa katedrali yer alıyor.
Burada Avusturya başkentinde, taşların mekanik özellikleri değerlendiriliyor. Araştırma için mevcut tarihi örnekler oldukça sınırlı…
Bilim insanları çözüme daha fazla yaklaşmak için sıradan taş örneklerinin nasıl “yaşlandırılacağını” bulmaları gerekiyordu diyor genç araştırmacı Matea Ban:
Matea Ban / Materyal Uzmanı: “Farklı şeyler denedik, dondurucu depolarını denedik, tuzları ve asitleri denedik sonunda termal yaşlandırmada karar kıldık. Buradaki uygulama taşın sıcaklığını arttırmak. Böylece içerideki mineraller belli yönlerde genişliyor. Genişlediklerinde ise komşu minerallere baskı yapıyor ve sonra çatlıyorlar. Onları sağlamlaştırmak için bu çatlaklara ihtiyacımız var.”
Sağlamlaştırıcılar daha sonra Avrupa katedrallerinde kullanılan kalker, kumtaşı ve mermer gibi farklı tür taşların üzerine uygulanıyor. Araştırmacılar sağlamlaştırıcıları seçerken oldukça titiz davranıyorlar.
Johannes Weber / Petrol uzmanı: “Her şeyden önce, taş tarafından iyice emilmesi gerekir. Daha sonra, buharlaşma sürecinde, sağlamlaştırıcı ürün, taş yapı içinde doğru yere nüfuz etmelidir. Çok fazla küçültülmemeli. Kurutma esnasında tüm malzemeler küçülür, sağlamlaştırıcılar bile. Sağlamlaştırıcıların taş parçacıklarına yapışkanlı olması gerekir. Fakat gözeneklerin tamamen kapanmasına neden olmamalılar.”
Katedrallerde diğer testler devam ediyor. Araştırmacılar, çalışmalarının Avrupa’daki kültürel mirasın korunmasına ve geliştirilmesine daha iyi yardımcı olacağını umuyorlar.