Anasayfa / Paleontoloji

Neandertaller ateş yaktı mı bilinmez ama isteseler yakabilirlerdi

Bilinen en yetenekli insansı tür olan Neandertaller ateşi kullanmayı biliyorlardı. Ancak onların ateş yakamadıkları bilinmiyor. Araştırmacılar deneysel arkeoloji yöntemi ile onların 50 bin yıl önce ateş yakabilecek donanıma sahip olduğunu gösterdiler.

 

Homo Sapiens, uzun zaman önce nasıl ateş yakacağını bilen tek insansı tür olmayabilir. Yeni araştırmalar, 50.000 yıl önce, Neandertallerin de ateş yakabilme potansiyeline sahip olduklarını iddia ediyor.

Scientific Reports dergisinde 19 Temmuzda yayınlanan A. C. Sorensen, E. Claud ve M. Soressi imzalı Mikro aşınma analizinden Neandertal ateşleme teknolojisi çıkarımları (Neandertal fire-making technology inferred from microwear analysis) başlıklı makalede yer alan araştırma sonuçlarına göre; Neandertaller çakmaktaşı el baltalarını, küçük pirit (Demir disülfürden oluşan kristalize parlak sarı mineral) parçaları ile çarpıştırarak, çıkardıkları kıvılcımlarla ateş yakmış olabilirler.

Çalışmayı yürüten Leiden Üniversitesi’nde arkeoloji bölümü doktora öğrencisi Andrew Sorensen, “Bilim insanları, Neandertallerin ateşi kontrol edip kullanabildiklerini zaten biliyordu, ancak ateşi kontrol etmek ve başlatmak aynı şey değil.” diyor.

“Neandertallerin kendileri için ateş yakıp yakamayacağı ya da daha sonra ateş toplayabilecekleri yıldırım çarpmasıyla başlayan orman yangınları gibi doğal kaynaklara bağımlı olup olmadıkları konusunda, erken ateş üretimi araştırmaları dünyasında devam eden bir tartışma var.”

“Erken insanlar, bir kıvılcım oluşturmak için çakmaktaşını çelik veya pirit ile çarparak ateş yakıyorlardı. Kıvılcımlar kav üzerine düşerek onu için için yakmaya başlıyordu. Daha sonra, yanan malzemenin bir parçasını örneğin bir kuru ot demetine koyuyorlardı ve yavaşça aleve üflüyorlardı.”

Sorensen, Neandertallerin de benzer teknikler kullanıp kullanamayacaklarını merak etti. Bu soruyu cevaplayabilmek için, bir el baltası kopyasına, bir parça pirit ile vurmak suretiyle kendini ateş yakmaya çalıştı.

Daha sonra, kendi taş aletinde oluşan izlerle, Fransa’daki çeşitli yerlerde bulunan 50.000 yıllık taş aletlerin yüzeylerini karşılaştırdı.

Çift yüzlü taş baltalar, Neandertaller için bir asker bıçağı gibi işlev gören avuç içi kadar, gözyaşı şeklinde ve çok amaçlı taş aletlerdi.

Bir yerden bir yere giderken bu aletleri yanlarında taşıyorlardı ve kasaplık işlemleri, hayvanların derisini yüzmek, mineralleri ezerek toz haline getirmek ve başka aletler yapmak için kullanıyorlardı.

Sorensen, iki yüzlü taş baltayı küçük bir pirit parçasına çarpma yönteminin, değişken olmasına rağmen, kıvılcım üretmede oldukça etkili olduğunu söylüyor. Bazı vuruşlar sadece bir kıvılcım üretirken, bazılarında ise 10 kıvılcıma kadar üretilebiliyordu. Ayrıca, kendi ürettiği iki yüzlü taş baltanın üzerindeki mikroskobik mineral izlerinin, incelenen eski yüzeyler üzerinde bulunanlara benzer olduğu ortaya çıktı.

Sorensen, taş alet üzerindeki izlerin başka kullanım yollarıyla ortaya çıkmadığından emin olmak için, aynı zamanda taş aletini kullanarak, pigment yapmak için öğütmek ve başka bir çakmaktaşı aleti kesmek için kullanmak gibi diğer amaçlarla kullanmayı denedi.

Gerçekten de, eski aletler üzerindeki mineral izlerinin, kendi taş aletinin yüzeyine sert bir şekilde pirit sürtüğü zaman ortaya çıkan izlerle aynı olduğunu buldu.

50.000 yıl önce yaşamış olan hominidlerin yaşam tarzını yeniden yapılandırmaya çalışmak oldukça zor bir iş ve Sorensen’in deneylerinin Neandertallerin ateş kullandığı konusunda kesin kanıtlar sağlamadığı açık. Her zaman için başka bir açıklama olması mümkün.

“Piritin yaptığı izler en uygun olanıydı. Ancak, benzer izler yaratabileceğini düşünemediğimiz başka bir mineral malzeme de uygun olabilir.”

Sorensen, ancak birisi bu malzemeyi gösterene kadar, Neandertallerin ateş ürettiğinin en iyi yorum olarak göründüğünü söylüyor.

Eğer durum buysa, Neandertallerin ve erken modern insanın yeteneklerinin o kadar da farklı olmadığını gösteren bir kanıt daha eklenmiş oldu.

Erman Ertuğrul - Arkeofili.com (LA Times. 19 Temmuz 2018)