Nevşehir'in dev yeraltı şehrinin sarnıcı bulunamadı
Arşivdeki belgelere göre Nevşehir'deki dev yeraltı şehrinin su sarnıcı bulunyor ama yapılan araştırmalarda hâlâ bu sarnıç bulunamadı.
Nevşehir'de, üç yıl önce kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında bulunan ve 600 bin metrekarelik alanıyla dünyanın en büyüğü olma özelliği taşıdığı belirtilen yer altı şehrinin, 110 bin metrekarelik kısmının, bu yıl yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılması için çalışmalar sürüyor.
Nevşehir Belediyesi ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından gerçekleştirilen "Nevşehir Kalesi ve Çevresi Kentsel Dönüşüm Projesi" uygulaması sırasında, "tesadüfen" ortaya çıkan yer altı şehrinde, temizleme işlemleri 3 yıldır devam ediyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca üçüncü derece arkeolojik sit alanı ilan edilen, bugüne kadar yapılan çalışmalarla, freskleri önemli ölçüde korunmuş kayadan oyma kilise, bezirhaneler, manastırlar, mescit, çeşmeler, kilometrelerce uzunlukta su yolları ile geçiş tünelleri, yaşam odaları ve çeşitli eşyaların ortaya çıkarıldığı 600 bin metrekarelik alanı kapsayan yer altı şehrinde, 110 bin metrekarelik alanın temizleme çalışmaları tamamlandı.
Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hem güneş gören yerleri hem de içeride kalan kısımlarıyla dünyanın en büyük yer altı yerleşkesinin burası olduğunu söyledi.
Bu alanda tescilli olmayan evleri taşırken, altından böyle bir yerleşim alanının çıkacağını bilemediklerini anlatan Ünver, "Bu yer altı şehri bizlere Allah'ın bir lütfu. Rabbim burayı bizlere hediye etti. İçerisinde çok güzel bezirhaneler, manastırlar var. Nevşehir merkezi tarihinde, ilk defa resimli kiliseye ulaştık. Mescit, çeşmeler, kilometrelerce uzunlukta su yolları, insanların yaşam merkezleri, Bizans dönemine ait kabir odaları var. Çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Mevsim şartlarına göre bu çalışmaların yoğunluğu değişiyor. Şu anda temizlik çalışmaları yapıyoruz." diye konuştu.
Belediye olarak Osmanlı arşivlerini taradıklarını ve yaklaşık 85 bin belgeyi incelediklerini belirten Ünver, bu belgelerin burayla ilgili bölümlerini aldıklarını ve buna göre çalışmaların devam ettiğini ifade etti.
- "Su sarnıcını hala bulamadık"
Ünver, arşivdeki belgelerde, burada su sarnıcı olduğundan bahsedildiğini ve hala bu sarnıcı bulamadıklarını, neyle karşılaşacaklarını merakla beklediklerini aktardı.
Tüm dünyanın ilgisini çeken bu bölgenin, bir an evvel turizme kazandırılmasını istediklerini dile getiren Ünver, şöyle konuştu:
"Dün Japonya'dan bir tur şirketinden yazı geldi. Bakanlığımıza ve belediyemize de müracaat edildi. Buraya bu yazdan itibaren tur düzenlemek istiyorlar. Bezirhane, manastır, kilise ve su yollarından bir bölümünü bu yaz ziyarete açmayı planlıyoruz. İnsanların burayı gezmelerini ve geçmişteki medeniyetlerin yaşantılarını görmelerini istiyoruz. Nevşehir'e yılda 3 milyona yakın turist geliyor. Yer altı şehrini açtığımızda, bu sayının ilk etapta 4-5 milyona çıkmasını bekliyoruz. Çünkü burası dünyada çok ilgi çekti."
İlk etapta temizlenen alanı ziyarete açacaklarını aktaran Ünver, "Biz burayı dünyaya, ülkemize ve şehrimize kazandırdık. Belki 3-5 milyonlarla bahsettiğimiz turist sayısı, burası tamamen açıldığında 10 milyonlarla konuşulacak. Çünkü, insanlar yerin altında ve üzerinde ortaklaşa sürdürülen bir tarihi kültür mirasıyla karşılaşacaklar ki dünyada benzeri yok. Onun için çalışmalarımız kesintisiz sürüyor." dedi.
- İstanbulluoğlu: "Yer altı şehrinde 6. yüzyıla ait manastırımız var"
Alandaki teknik çalışmaları koordine eden arkeolog Semih İstanbulluoğlu ise şimdilik 320'ye yakın mekan ile binin üzerinde oda şeklinde galerinin ortaya çıktığını belirtti.
6. yüzyıldan itibaren burada sürekli bir yerleşimin olduğunu tespit ettiklerini anlatan İstanbulluoğlu, şunları kaydetti:
"Yer altı şehrinde 6. yüzyıla ait manastırımız var. 13. yüzyıldan itibaren karşımıza çıkan çağdaş bir kilise var. Duvarındaki resimlere baktığımızda İsa'nın çarmığa gerilmesi, vaftiz, azizler ve metamorfoz sahnesi gibi resimler bulunuyor. Çok sayıda bezirhaneler, iş atölyeleri, yaşam odaları gibi her türlü mekan var. Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde, sürekli bir yaşam alanını takip etmekteyiz. Biz 2018 yılını bir proje yılı olarak düşünüyoruz. Bu yaz, belirli sayıda insanın, açtığımız belirli mekanları ziyaret etmelerini istiyoruz."
Zekeriya Karadavut- AA