Anasayfa / Arkeoloji / Türkiye

Nezih Başgelen: Trak mezarları korunmalı

Arkeolog Nezih Başgelen ülkemizde bugüne kadar kültürel ve doğal varlıkların birbirinden farklı değişik kurum ve kuruluşlarca çok sayıda envanteri yapılmasına karşın bunların korunmasını sağlayacak ve uygulayacak bir arazi teşkilatı kurulamadığını belirtti.

 

Editör Arkeolog Nezih Başgelen, Kırklareli'nde bulunan doğal varlıkların yanı sıra, Vize yakınlarında bulunan ve geçmişi M.Ö 5. yüzyıla kadar uzanan Trak mezarlarının önemine dikkat çekti.

Bölgedeki tarihi eserlerin Atatürk tarafından özel olarak incelemeye alındığını hatırlatan Arkeolog Nezih Başgelen; "1933 yılında kurulan Türk Tarih Kurumu Atatürk’ün isteği doğrultusunda 1936 yılında Türkiye Trakyası’nda arkeolojik araştırma ve kazılar yaptımaya karar verdi.  Kurum bu projeyi yürütmek üzere üyelerinden o sırada İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdür Muavini olan Arif Müfit Mansel’i görevlendirdi. Mansel, 1938 yılında  araştırma ve kazılarının merkezi olarak Roma Dönemi’nde vasal Trakya Krallığı’nın merkezlerinden birisi olan Vize (Bizye) bölgesini seçti.  Mansel Vize’nin önündeki ovada ve bu ovayı güney ve doğu güney taraflarında çeviren tepeler üzerinde çeşitli büyüklükte 40 kadar tümülüs saptadı" dedi.

Zengin mezar hediyeleri içeren bir kral mezarı bulunmuştu

Başgelen; 1938-1939 arası Mansel'in kontrolünde dokuz yerde kazı yapıldığını dile getirirken, şu bilgileri verdi: "50 metre çapında ve 9,50 metre yüksekliğinde olan A Tümülüsü’ndeki kazıda son derece zengin mezar hediyeleri içeren bir kral mezarı bulundu. Mezardaki lâhdin içinde, yakılmış olan cesedin külleriyle birlikte bir altın çelenk, altın yüzükler, gümüş kadehler, benzerine o güne kadar Türkiye’de rastlanmamış ve üzerinde zengin kabartma süsler bulunan bir maskeli miğfer, zincir zerine iliştirilmiş küçük gümüş, tunç ve demir pullardan ibaret,bir zırhlı elbise, uzun ve düz bir kılıç, kargı uçları, çeşitli cam ve toprak vazolar bulundu. Bu kralın Rhaskuporis’in oğlu Rhoimetalkes II olduğu öngörüldü.  Daha sonra bu mezar odasının rekonstrüksiyonu 1/1 ölçeğinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde yapıldı. 1995 yılında ise Kırklareli Müze Müdürlüğü, Çakılı Beldesi yakınlarında defineciler tarafından açılan Çakıllı Tümülüsü'nün kurtarma kazısı yaptı ve burada Trakya tarihi ve arkeolojisi açısından önemli bulguları gün ışığına çıkardı. Bunların ayrıntılı bilimsel çalışmalarının yayını bveklenmektedir " açıklamasında bulundu.  

Rüzgar türbinleri arkeolojik ve doğal sit alanlarına dikilmemeli

Koruma yetersizliğinin altını çizen Başgelen açıklamasını şöyle sürdürdü: "Vize ve çevresine  yapılması gündemde olan rüzgar türbinlerinin arkeolojik ve doğal açıdan sit olarak değer taşıyabilecek böyle eserlerin olabileceği alanlara dikilmemesi gerekir. Bu tarz temiz enerji yatırımları şüphesiz  ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanması açısından önemli projeler. Ancak günümüz dünyasındaki çağdaş devlet anlayışı bu tür  yatırımların kültürel ve doğal  mirasa en az zarar verecek şekilde yapılmasını ön görmekte ve projeler de bu yönde hayata geçirilmekte. Ülkemizde bugüne kadar kültürel ve doğal varlıkların birbirinden farklı değişik kurum ve kuruluşlarca çok sayıda envanteri yapılmasına karşın bunların korunmasını sağlayacak  ve uygulayacak bir arazi teşkilatı da kurulamadı. Bunun yanısıra varolan bilgilerin de resmi alanda sistematik bir veri tabanı olmadığından  Vize çevresinde hangi eserlerin neleri nasıl  etkileneceğinin tam olarak ortaya konması önem taşıyor."

arkeolojikhaber.com