Anasayfa / Arkeoloji / Türkiye

Priene Antik Kenti'de UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi için çalışmalar sürüyor

Aydı Kültür ve Turizm Müdürü Murat Yılmaz, antik kentin UNESCO'ya dahil olması için bakanlık, arkeoloji kazı başkanlığı ve ilgili birimlerin yoğun olarak çalıştığını söyledi.

 

Anadolu'nun Pompeisi olarak nitelendirilen Priene Antik Kenti, gündüz olduğu kadar gece de özellikle fotoğraf tutkunlarının ilgi odağı oluyor. 

Söke ilçesine 15 kilometre mesafede, Samsun Dağı'nın güney yamacında 370 metre yükseklikte sarp bir kaya üzerine kurulan antik kentteki kazı çalışmaları 1890'da Alman ekip tarafından başlatıldı.

Halen Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hakan Mert başkanlığında devam eden kazı çalışmalarında Doğu Kapısı'ndan itibaren başlayan mezar yapıları ortaya çıktı. Bununla birlikte kazı ekibince Agora ve Kuzey Stoğa'da restorasyon çalışmalarını sürdürülüyor.

UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ne 2 yıl önce 6 Haziran'da dahil edilen antik kent, Athena Tapınağı, tiyatro, Demeter Tapınağı, agora, Zeus Tapınağı, bouleuterion, Yukarı Gymnasion, Aşağı Gymnasion, Mısır Tapınağı, Bizans kilisesi ve konut alanlarıyla dikkati çekiyor.

Özgün kent planı ve iyi korunmuş yapılarıyla arkeoloji literatüründe "Anadolu'nun Pompeisi" olarak tanınan antik kente geçen yıl 19 bin 249 ziyaretçi geldi.

Aydın Kültür ve Turizm Müdürü Murat Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, antik kentin UNESCO'ya dahil olması için bakanlık, kazı başkanlığı ve ilgili birimlerin yoğun olarak çalıştığını, zor bir süreç olduğunu fakat bunu başarabileceklerini söyledi.

Priene'nin önemli bir Ege şehri olduğunu aktaran Yılmaz, "Burası muazzam güzelliğe sahip, yamaç üzerine inşa edilmiş bir kent. Çok farklı bir yapıya sahiptir. İyi korunan eserleriyle dikkat çeken bir yer. Yapısı itibariyle bir Ege şehrini nitelikli bir şekilde andırıyor. Kurulduğu yıllarda bir liman şehri olduğunu rahatlıkça görebiliyoruz." dedi.

Yılmaz, diğer antik kentler gibi Priene'nin de fotoğrafçılar tarafından beğenilmesinin önemli olduğunu sözlerine ekledi.

Antik kent, gündüz olduğu kadar gece de fotoğrafçıların ilgisini çekiyor. Gece geç saatlere kadar çalışan fotoğrafçıların, gökyüzüyle buluşturduğu yeşil ağaçlar, tarihi sütunlar ve mekanlar renkli görüntüler oluşturuyor.

Fotoğraf çekenlerden Hamdi Tutar, antik kentin şehir ışığından uzak olmasından dolayı gece çekimleri için aranan yerlerden olduğunu söyledi