Prof. Dr. Alexandra Sanmark: Vikinglerin Çin ve Hindistan ile bağlantıları vardı
Vikinglerin Ulaştığı En Uzak Yer Neresiydi?
İskoçya Highlands and Islands Üniversitesi Ortaçağ arkeolojisi profesörü Alexandra Sanmark, “Vikingler o zamanlar İngiltere’de ve kıtada neler olduğunun çok farkındaydı. Elde edilecek bir zenginlik olduğunu biliyorlardı ve bu insanlarla uzun süredir ticaret yapıyorlardı. Sonra artık ticaret yapmak zorunda olmadıkları kafalarına dank etti. Sadece gidip alabilirlerdi.” diyor.
Sanmark, başlangıçta MS 793-1066 arasını kapsayan Viking Çağı’nda genç erkeklerden oluşan organize filoların yaz aylarında İskandinavya’dan akınlar için denize açıldığını ve sonbaharda ganimetleriyle geri döndüklerini söylüyor. Zamanla bu yağmacılar yeni bölgelere yerleşmeye başlamış, ailelerini de yanlarına alarak kalıcı yerleşimler ve önemli güzergahlar üzerinde mola noktaları oluşturmuşlardı.
Oslo’daki Kültür Tarihi Müzesi’nde arkeoloğu Ellen Naess, “Vikinglerin geniş toprakları kontrol ettiği bazı zamanlar oldu, ancak Kral Cnut’un Kuzey Denizi İmparatorluğu dışında, bu bir imparatorluk değildi.” diyor.
“Arkeologlar buna korsan krallığı diyor; burada bazen büyük ordular halinde, bazen de her iki tarafın da yararına olacak şekilde daha küçük bağımsız gruplar halinde birlikte çalışan birçok ayrı savaş lordu ya da lider vardı. Bunun ulusal gururla hiçbir ilgisi yoktu; tamamen kişisel güç ve kişisel servet söz konusuydu.”
Sanmark, batıya doğru yapılan en erken seferlerin akıncıları kuzey İskoçya’ya götürdüğünü ve burada hızla yerli nüfusu geçerek Viking yerleşimleri kurduklarını söylüyor. Oradan da yakındaki Hebridler ve Faroe Adaları’na kısa yolculuklar mümkün olmuş ve nihayetinde Vikingler 870 yılında İzlanda’ya kadar uzanan adalara ulaşmışlardı.
Belki de en etkileyici olanı, 1.000 yılı civarında, Norveç’ten 3.900 kilometre uzakta, Kanada’nın Newfoundland bölgesindeki L’Anse aux Meadows’a ulaşmadan önce, Atlantik boyunca güneybatı Grönland’a ilk yolculuklarını yapmış olmalarıydı. Ancak bu başarı Vikinglerin denizci olarak olağanüstü becerilerinin bir kanıtı olsa da, kanıtlar Kuzey Amerika’daki yerleşimlerinde uzun süre kalmadıklarını gösteriyor.
Naess yaptığı bir açıklamada, “Grönland, Vikinglerin Newfoundland’a gidip gelmeleri için şüphesiz önemliydi. Grönland’da buldukları önemli kaynaklardan biri de değerli fildişleri ve postu için avladıkları morslardı.” diyor. Antiquity dergisinde yayımlanan bir çalışmada, bu kaşiflerin Grönland’daki yerleşimlerinde inşaat için Kuzey Amerika’dan büyük ağaçlar bile getirdikleri tespit edildi.
Naess, “Newfoundland’daki yerleşimin neden sona erdiğini kesin olarak bilmiyoruz, ancak burası ‘anavatandan’ çok uzaktı ve kaynaklar evde bulduklarıyla aşağı yukarı aynıydı, bu yüzden daha ileri gitmek için gerçek bir motivasyon yoktu” diyor.
Ancak doğuya doğru genişlemeleri tamamen farklı bir karaktere sahipti. Suda rahat seyahat etmeyi tercih eden Viking savaşçıları Baltık Denizi’ni geçerek Doğu Avrupa ve Rusya’daki iç nehirler boyunca seyahat etmiş, 900’lü yıllarda günümüz Kiev, Ukrayna ve Novgorod, Rusya’dan geçerek Bizans İmparatorluğu’ndaki Konstantinopolis’e ve 1.000 yılı civarında Bağdat’a kadar gitmişlerdi.
Sanmark yaptığı açıklamada, “Uygarlık türünde büyük bir fark vardı ve eminim ki binaları, giysileri, eserleri ve Arap sikkelerini görselerdi çok etkilenirlerdi. Burada Vikingler yağmadan ziyade ticarete odaklandılar ve yerel nüfusa yerleşerek çok güçlü hale geldiler.” diyor.
Aslında, Vikingler olasılıkla arkeologların kesin olarak kanıtlayabileceğinden daha da doğuya gittiler. Sanmark sözlerini şöyle sürdürüyor: “Mezarlar, yerleşim yerleri ya da yazılı kaynaklar aracılığıyla izlerini sürebiliriz, ancak bunlar sona erdiğinde sadece İskandinavya’ya ne getirdiklerini görebiliriz. İsveç’te Çin’den gelen ipek var ama bu malzemeyi almak için ne kadar uzağa gittiklerini bilmiyoruz. Ama kesinlikle Çin ve Hindistan’a kadar bağlantıları vardı; buna hiç şüphe yok.”
Vikinglerin güneye doğru genişlemesi, şimdiki Fransa’nın kuzey kıyıları, İber Yarımadası İspanya ve Portekiz ve son olarak 11. yüzyılın başlarında Afrika’nın kuzey kıyıları boyunca daha az biliniyor. Ancak zorlu kurak koşullar ve su yollarının eksikliği nedeniyle Sahra’yı geçip Afrika’nın içlerine doğru genişlemeyi hiçbir zaman denememişlerdi.
Viking Çağı, diğer kültürlerle temastan kaynaklanan siyasi gelişme ve Hıristiyanlığın yayılmasıyla sosyal tutumlarda bir değişime yol açarak 11. yüzyılın ortalarında kademeli olarak sona erdi. Ancak Vikingler 300 yıllık altın çağları boyunca dünyaya kesinlikle damgalarını vurdular.
Naess, “Mesafe açısından, Newfoundland’daki yerleşim muhtemelen ulaştıkları en uzak yer. Ancak kültürel açıdan Bağdat, Vikingler için bilinmeyene doğru belki de daha büyük bir yolculuktu.” diyor.
Kaynak: Live Science / Çeviri: Zeynep Şoray - Arkeofili.com