Prof. Dr. Harun Taşkıran: Karain arkeoloji kazıları biraz meşakkatli
Arkeologlar, Karain mağarasında dişçi aletleri, küçük mala ve fırça yardımıyla çıkardıkları toprakları, 40 dereceye ulaşan hava sıcaklığında kovalarla 470 basamak aşağıdaki laboratuvara götürüyor ve cımbızla ayıklıyorlar.
Antalya'nın döşemealtı ilçesinde tarihi 500 bin yıl önceye uzanan Karain Mağarası'nda 1946'dan bu yana arkeoloji kazıları sürdürülüyor. Denizden yaklaşık 450 metre yüksekte yer alan ve Neandertal insanlarının yaşadığı paleolitik çağdan Roma dönemine kadar sürekli iskan olarak kullanılan mağaradaki kazılar, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Taşkıran başkanlığında yürütülüyor.
Dış duvarlarında kitabe ve nişler bulunan mağarada 35 kişilik ekiple yürütülen kazı çalışmalarında, dişçi aletleri, küçük mala ve fırça yardımıyla çıkarılan dolgu toprak, hava sıcaklığının 40 dereceye ulaştığı bölgede, kovalarla 470 basamak aşağıdaki laboratuvara götürülüyor.
Burada üç ayrı elekten geçirilen toprak, yıkanıyor, kurutulduktan sonra cımbız yardımıyla kemik parçalarından küçük materyallere, dokulara kadar tarihin izleri aranıyor.
- "Kazılarımız biraz meşakkatli"
Karain Mağarası Kazı Başkanı Prof. Dr. Harun Taşkıran, AA muhabirine, ilk arkeolojik kazının merhum Prof. Dr. İsmail Kılıç Kökten tarafından 1946'da başlatıldığını ve 1973'e kadar aralıklarla kazılara devam ettiğini söyledi.
Prof. Dr. Kökten'in vefatından sonra 10 yıl ara verildiğini aktaran Prof. Dr. Harun Taşkıran, 1985'ten itibaren Prof. Dr. Işın Yalçınkaya başkanlığında modern ve sistemli kazıların başlatıldığını hatırlattı.
Yalçınkaya emekli olduktan sonra 2015'ten itibaren de asistanı olan kendisinin başkanlığında kazıların devam ettiğini vurgulayan Taşkıran, "Kazılarımız biraz meşakkatli. Çünkü yaz aylarında tırmanmak kolay değil. Yaklaşık 500 basamak merdiven tırmanarak geliyorsunuz. Burada kazdığımız bütün kazı toprağını biz kovalarla aşağıya taşıyoruz. Her gün in çık biraz zor bir iş. Bu işin kaderi böyle, severseniz yaparsınız. Biz 10 kere, zaman zaman 20 kere inip çıkmaktan rahatsızlık duymuyoruz." dedi.
Kazı ekibinin 35 kişiden oluştuğunu belirten Taşkıran, çalışmalara yurt dışından uzmanların ve Türkiye'deki üniversitelerden farklı alanlardan bilim insanlarının da katıldığını anlattı.
"Sadece kazı boyutu yok. Kazılan toprağın tamamı, aşağıda laboratuvarda eleklerden geçirilip, yıkanıp, ayıklanıyor." diyen Taşkıran, işlemlerin uzun sürdüğünü ifade etti.
Çok eski dönemleri çalıştıkları için kazıların ince ve titiz sürdüğünü dile getiren Taşkıran, şöyle devam etti:
"Mağara kazıları diğer kazılardan farklıdır. İğneyle kuyu kazmak tabiri var ya aynen onun gibi santim santim kazıyoruz. Çok ince ve titiz bir çalışma gerektiriyor çünkü çok eski dönemleri çalışıyoruz. Geriye dönük hiçbir şeyin kaçmaması gerekiyor. Tüm kazı toprağı üç farklı elekte elenip, yıkanıyor kurutuluyor ve içindeki bütün kültürel kalıntıları ayıklanıyor. Çalışmaların uzun yıllardan bu yana devam etmesinin nedeni budur."
Ayşe Yıldız - Mustafa Çiftçi - Oktay Özden/ AA