Prof. Dr. İsmail Aytaç'a göre Harput, 202O yılının yıldızı olmaya aday
Harput'taki arkeoloji kazılardan 120 bin tarihi eser çıkarıldığını, mimari olanlarının konservasyonunun yapıldığını belirten kazı başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç, "H1800 metrekarelik alan restorasyon aşamasına gelindi. Harput Kalesinin içi ve etrafı için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Müdürlüğü proje yaptı" dedi.
Harput Kalesinde kazı çalışmalarının beşte birinin tamamlandığını ifade eden kazı başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç “ 2020 yılında kaleyi vatandaşlarımız bir müze gibi görecek. Bütün kurumlar destek olursa özlediğimiz Harput eski haline dönecektir” dedi.
Harput’ta yapılan arkeolojik kazıların 2014 yılından beri başkanlığını yapan Prof. Dr. İsmail Aytaç, yapılan kazı çalışmaları ilgili Günışığı Gazetesine açıklamalarda bulundu.
Arkeoloji konusunda Elazığ’ın marka özelliği taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. İsmail Aytaç “Keban kurtarma kazılarıyla başlayan arkeolojik sanat tarihi araştırmaları günümüzde de devam etmektedir. Harput Kalesi Milattan Önce 8. Yüzyıl’dan itibaren yerleşim görmüş. Bu sene bir mühür bulduk ve Urartu Dönemi’ni ispatlamış olduk. Kalenin doğusundaki kabartmalar milattan önce 1900’lere dayanıyor. Böylece Elazığ’ın merkezi yerleşiminin 4 bin yıllık olduğu anlaşıldı. Harput Kalesi’nde 2004-2009 yılları arasında kazı yapılmıştı. 2014 yılından itibaren benim başkanlığımda kazılar başladı ve 5. Yılımızı bitirdik” diye konuştu.
Harput arkeoloji kazılarından 120 bin obje elde edildi.
Kazı başkanlığı görevini yürüttüğünden beri 5 bin metrekarelik alanın arkeolojik kazısı tamamlandığını belirten Prof. Aytaç “ Bu kazılardan 120 bin obje elde edildi. Bunların mimari olanlarının konservasyonu yapıldı. Çıkan buluntulardan önemli olanlar müzeye teslim edildi. Bunların tümlenebilir olanlarına restorasyon yaptık. Sonuç olarak Harput’ta 1800 metrekarelik alanda restorasyon aşamasına gelindi. Harput Kalesinin içi ve etrafı için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Müdürlüğü proje yaptı. Diğer taraftan bizim de elde ettiğimiz buluntular ışığında yeni restorasyon projeleri teslim aşamasına geldi. Bundan sonraki amaç elde edilen taşınabilir varlıkların kitaplara dönüşmesidir. Bunlarla ilgili uluslararası 7 tane makale yayınladık. Amacımız marka değeri olan Harput’u kültür tarihine ve turizme kazandırmaktır. Harput’un içerisinde Elazığ Belediyesi’de çok sayıda arkeolojik kazı yaptı ve bu projelerin çoğu kabul edildi. Sonuç olarak bu restorasyonlar 2019 yılında halkın hizmetine açılıyor. Bu anlamda çok yönlü çalışmalar artık bizdeki iç ve dış turizmi hazır hale getirdi” diye kaydetti.
Göbeklitepe, herkesi Harput’a sahip çıkma konusunda daha bilinçli kılmalı
2018 Mayıs ayında Harput’un UNESCO geçici listesine alındığını hatırlatan Aytaç “Böyle bir değerin varlığı da uluslararası anlamda da tescil edilmiş oldu. Bundan sonra yapılacak işler Unesco’nun kuralları doğrultusunda aşama aşama yapılması gerekenleri gerçekleştirmek. Şu an 18 yer UNESCO daimi listede, 59’da UNESCO geçici listede Türkiye’den yer var. Bizimde Harput gibi bir değerimizi daimi listeye taşımamız için bütün kurumların çalışması lazım. 2018 yılında Şanlıurfa Göbeklitepe UNESCO’nun daimi listesine alındı ve UNESCO 40 milyon dolar hibe verdi. Bu da hem tanıtım açısından hem de kazıların devamı açısından önemli. Bu durum bütün kişileri Harput’a sahip çıkmaları konusunda daha bilinçli hale getiriyor” diye aktardı.
Harput’un UNESCO daimi listesine girmesiyle şehre büyük bir ekonomik girdi sağlayacağını vurgulayan Prof. Aytaç “ Malum son yıllarda Dünya’da savunma sanayisinde harcanan paradan daha fazlası turizmde harcanıyor. Hava yolları ulaşımı fiyatları azaldıkça insanların daha fazla seyahat ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla turizm insanlar için hem para harcadığı hem de mutlu olduğu bir sektör haline geldi. Maddi açığımızın bir kısmını turizm girdilerinden karşılıyoruz. Türkiye’nin yıllık olarak turizmden hak ettiği para 100 milyar dolar ama şuan bunun üçte birini ancak elde edebiliyoruz. 2019 yılında Osmanlı Mahallesinin restorasyonu için verdiğimiz proje genel kuruldan geçti. Kaynak bulursak uygulamaya başlamak istiyoruz. Uygulamanın ihalesi Mayıs’ta bile yapılsa bir senede bitmez. 2020 yılında insanlar kaleyi bir müze durumunda görecek. Kaynak bulduğumuz halde Harput Kalesinin beşte birlik alanı bitmiş olacak ve kalenin tamamı gezilebilir halde olacak. 2018 yılında eklediğimiz güney ve kuzey teraslarıyla beraber kale her açıdan içi ve etrafı izlenebilir hale geldi. Şuan Türkçe ve İngilizce tanıtım levhaları koyuldu. 2019 yılı yapılan çalışmaların sonucunun alınabileceği bir yıl olacaktır. Böylece Harput’un içinde ve dışında insanlar daha çok zaman geçirebilecekler. Bizim kazı ekibi olarak diğer hedefimiz ise kalenin etrafındaki toprakları alıp dışarıdan da bir yürüyüş güzergahı belirlemek. Bütün kurumlar destek olursa özlediğimiz Harput eski haline dönecektir” diyerek sözlerini tamamladı.