Rüzgarlar
Rüzgarlar nedir? Mitolojide rüzgarlar kimlerdir?
1. Rüzgârlar: Efsanede dört büyük rüzgârın adı geçer. Bunlar Notos (Lodos), Boreas (Poyraz), Zephyros ve Euros'tur.
Görüldüğü gibi Notos ve Boreas rüzgârları adlarını biraz değişiklikle bizim poyraz ve lodos'a vermişlerdir.
Ne var ki bunların doğrultusunda 34 derecelik bir kayma olmuş, Notos'a bugün kıble, Boreas'a yıldız denilmiştir.
Zephyros batı rüzgârı, yani bizim Karayel'dir, Euros ise doğu rüzgârı, yani keşişleme.
Bu rüzgarlar Yunan şiirinde, Özellikle Odysseia'da çok önemli bir rol oynar. Özgün ve renkli kişilikleri vardır.
2. Rüzgârlar: Efsanede dört büyük rüzgârın adı geçer, bunlar Notos (Lodos), Boreas (Poyraz), Zephyros ve Euros'tur. Görüldüğü gibi Notos ve Boreas rüzgârları adlarını biraz değişiklikle bizim poyraz ve lodosa vermişlerdir. Ne var ki bunların doğrultusunda 45 derecelik bir kayma olmuş, Notos'a bugün kıble Koreas'a yıldız denilmiştir. Zephyros batı rüzgârı, yani bizim karayel'dir. Euros ise doğu rüzgârı yani keşişleme. Bu rüzgârlar Yunan şiirinde, özellikle Odysseia'da çok önemli bir rol oynar. Özgün ve renkli kişilikleri vardır Bunu açıklamak için aşağıda biri Hesiodos, öbür ikisi Homeros'tan üc sür parçası veriyoruz: Hesiodos, Theog, 378:
Şafak tanrıça Astraios'la birleşip
coşkun yürekli rüzgârları doğurdu,
gökleri arıtan Zephyros'u,
azgın esişli Boreas'ı ve Notos'u.
Homeros, Odysseia, V, 291: Poseidon Yüzü Yanıklardan dönerken Odysseus'un Phaiak toprağına yaklaştığını görür, başına bir bela salar:
... Yığdı bulutları üst üste
Bir anda allak bullak etti denizi,
üçlü yabasını tutuyordu elinde,
salıverdi çeşitli yellerin kasırgalarını tekmil,
toprağı, denizi kapladı bulutlarla,
karanlık boşandı göklerden.
Euros Ία Notos ve uluyan Zephyros,
ve koca dalgalarla açık gökten kopan Boreas,
estiler dört bir yandan boğuşa boğuşa.
Homoros, Odysseia, X, 19 vd.: Aiolos Odysseus'a bütün rüzgârların kapalı olduğu bir tulum verir:
Yüzdü dokuz yaşında bir sığırın derisini,
bir tulum yaptı, bağladı tulumun içine
azgın yellerin yollarını,
çünkü Kronos oğlu yellerin yöneticisi yapmıştı onu,
dilediği yeli durdurur, dilediği yeli salardı.
Parlayan gümüş bir sicimle bağladı bu tulumu
koca karınlı geminin dibine,
sımsıkı, en ufak bir yel bile dışarı sızamazdı.
Sonra saldı ardımızdan bir Zephyros yeli,
ama varamadık o ara çılgınlığı yüzünden adamlarının,
ve perişan olduk, ölecektik neredeyse.
Çözdüler tulumu, fırladı dışarı tekmil rüzgarlar.
kopan fırtına sürdü bizi açık denize,
çok uzaklara sürdü baba toprağından.