Anasayfa / Kütüphane / Sözlük

Sikke nedir?

Sikke nedir?

 

1. Sikke; Eski madeni para.

Değişim aracı.

Ticaret metaı.

2. Sikke: Ticaret ve günlük alışverişlerde, ödeme aracı olarak kullanılan, ağırlığı ve içindeki değerli maden miktarı onu basan devlet tarafından üzerine konan resim ve yazı ile garanti altına alınmış, küçük madeni bir para/parça.  İlk sikke M.Ö. 7. yüzyılda Lidya - Lydia'lılar tarafından icat edilmiştir.  Altın gümüş karışımı (%40 altın, %60 gümüş) bir maden olan beyaz altın denilen elektrondan yapılmışlardır. Daha sonra altın ve gümüş sikkeler de basılmıştır. 

3. Sikke: Günlük alışverişlerde ve ticarette ödeme aracı olarak kullanılan, ağırlığı ve içindeki değerli maden miktarı basan devlet tarafından üzerine konan resim ve yazı ile garanti altına alınmış küçük madeni para.

Sikkeden önce tahıl ürünleri, aletler, üç ayaklı kazanlar, sığır ve ingot vb. para yerine kullanılmaktaydı.

Öküz derisi şeklindeki büyük bakır külçelere ingot denmekteydi.

Elektron, altın ve gümüş gibi değerli madenlerden basılan sikkelerde en önemli husus ağırlıktır. Sikkenin değeri kullanılan madenin ağırlığına bağlıdır.

Antik çağda, belli bir sikkenin ağırlığı, bu sikkeyi basan şehirlere göre değişiklik gösterebilmektedir. Aynı birim her şehir tarafından farklı ağırlıklarda basılabilmekteydi. Ancak ortak ağırlık sistemini benimsemiş şehirler de vardı.

Bugün bilinen ağırlık sistemleri, o ağırlıkların esas olarak kullanıldığı yerlere göre isimlendirilmiştir.

Şehir sikkelerinde esas birim, en çok kullanılan en büyük birimdir. Diğer alt ve üst birimler ise bu büyük birimin ağırlığına göre hesaplanmaktadır.

Büyük birimler daha çok ticari, küçük birimler ise daha çok günlük alışverişlerde kullanılmıştır.

Bir sikkenin geçerliliği için metalin kendi değeri, saptanmış ağırlığı, sikkenin darp işleminden sorumlu yönetimin işaret veya arması gereklidir.

İlk sikkeler Lydialılar tarafından M.Ö. VII. yüzyılın ortalarında icat edilmiştir.

Önceleri altın ile gümüş karışımı (%30 altın, %70 gümüş) bir maden olan elektrondan, daha sonraları altın ve gümüş olarak basılmışlardır.

Sikke, Lydia krallığında icat edilip basılmasından sonra Anadolu ve Akdeniz çevresinde yer alan ülkelere de yayılmıştır.

Sikkeler argyrokopeion denilen basit bir atölyede (darphane) basılmaktaydı. Bu atölyede esas olarak; üzerinde darp işleminin yapıldığı bir örs, sikke pulunu (flan) ısıtmaya yarayan bir ocak, bu pulları tartmak için kullanılan bir tartı, kalıp hazırlamada kullanılan hakkak kalemi vb. aletler, ısıtılan pulu örs üstündeki kalıp üzerine koymak için bir maşa, üst kalıp ıstampası ve çekiç bulunmaktaydı.

Sikke üretiminin teknik açıdan darp ve döküm şeklinde iki yöntemi bulunmaktadır.

İlk sikkeler tek bir kalıp ile basılırdı. Bu kalıp örs üzerine ters ve içbükey kazınan ön yüz kalıbıdır. Kalıp, örs üzerine doğrudan kazındığı gibi, ayrı bir blok olarak hazırlanıp örs üzerindeki yuvanın içine de konabiliyordu. Sikke olacak madeni pul, ısıtılıp yumuşatılarak örs üzerindeki kalıbın üzerine konduktan sonra kalıp ıstampası tam pulun üzerine gelecek şekilde tutularak, ıstampanın yukarı ucuna bir çekiçle vurulur, örs üzerindeki kalıbın resminin (tipin) örs ile ıstampa arasında sıkışan pula, bu kez düz ve dışbükey ve kabartma olarak (relief) olarak geçmesi sağlanırdı.

Sikke pulu üstünde tutulan ve üzerine çekiç ile vurulan ıstampanın, pula temas eden alt yüzü önceleri kaba olarak bırakılmakta veya kazıma çizgilerle doldurulmaktaydı. Böylece darp esnasında sikke pulunun kayması önleniyordu. Bir süre sonra ıstampanın bu yüzü de (alt) bir kalıp olarak hazırlanmıştır. Böylece başlangıçtaki geometrik bezemelerin yerini giderek ikinci bir tip almaya başlamıştır. Tek bir darp ile sikke pulunun her iki yüzüne de bir resim (tip) çıkmaktaydı. Örs kalıbı (anvil die) ön yüzü, ıstampa kalıbı ise arka yüzü oluşturmaktaydı. Yani alt kalıp ön yüz, üst kalıp ise arka yüzdü. Lydia elektron sikkelerinde önce arka yüzün darbı yapılır ve bu kontrol damgası olarak nitelenirdi. Sonra sikke pulu ters çevrilir ve ön yüz darbı gerçekleştirilirdi. Sikke darbı sırasında üzerine çekiçle vurulan ıstampanın (üst kalıp) sikkenin üzerinde (arka yüzde) bıraktığı çukurluğa incusum, kare şeklinde olanına ise quadratum incusum denirdi. Bu kare çukurlar (quadratum incusum) Büyük İskender dönemine kadar devam etmiştir. Daha sonraları bu dört köşe çukurların yerini resimler veya düzgün kareler almıştır.

Nümismatik terminolojisinde tip olarak isimlendirilen sikke üzerindeki resim, sikkeyi basan kişi, şehir ya da devletin tanınmasını sağlar. Örneğin Lydia sikkelerinin ön yüzlerinde aslan figürü, Atina kentinin sikkelerinin ön yüzünde şehrin koruyucu Tanrıçası Athena’nm başı, arka yüzünde de tanrıçanın kutsal kuşu baykuş yer almaktadır.

 Sikke üzerinde yer alan yazıya lejand denmektedir.

Sikke lejandları; Sikkeyi bastıran hükümdarın ismini, sikkenin basımından sorumlu, yüksek dereceli memurun (magistratus) ismini, sikke tipinin açıklamasını, sikke kalıpçısının ismini, Hellenistik dönemden itibaren tarihini ve birimini de vermektedir. Bir sikkenin üzerinde, sikkeyi basmış olan halkın ismini belirten yazıya ethnikon denmekteydi.

Basılmış bir sikkeye sonradan küçük bir damga (kontrmark) vurulurdu. Kontrmarklar M.Ö. IV. yüzyıl ortalarından itibaren görülmeye başlarlar. Kontrmark, bir harf, bir sayı, tanrı başı, hayvan ve çıpa vb. semboller olabilmekteydi. Kontrmark, dolaşımdan kalkmış bir sikkenin yeniden geçerli kılınması, sikkenin basıldığı ya da ait olduğu yerin dışında da geçerliliğinin sağlanması, değerinde bir değişiklik yapılacak ise bu değişikliğin belirtilmesi ve değerli bir madenden basılmış bir sikkenin, metal kalitesinin kontrol edildiğinin gösterilmesi amaçlarıyla yapılmaktaydı. Ancak bu son hususun punchmark olarak isimlendirilen kontrol damgası olduğu düşünülmektedir.

Elektron sikkeler üzerinde teşhis edilen ufak damgalar (punchmark) arasında, kerykeion, triskeles, hilal, çıpa, noktalar ile insan ve hayvan başları bulunmaktadır.

Sikkelerin ele geçtikleri alanlar ve miktarları, diğer devletlerle olan ticareti, politik ve ekonomik ilişkileri açıklar.

Antik sikkeler Eski Yunan, Roma ve Byzans olmak üzere üç grupta incelenirler:

 Yunan Sikkeleri:

Yunan sikkeleri üç devir içinde incelenirler.

1.         Arkaik Dönem İ. Ö. 640 - 480

2.         Klasik Dönem İ. Ö. 480 - 330

3.         Hellenistik Dönem M.Ö. 330-30

Sikkenin Lydialılar tarafından icad edilmesinden sonra, sikke basımı önce ionia’ya ve giderek Anadolu’nun tüm batısına ve oradan da Yunanistan’a geçmiş, İtalya’nın güneyindeki ve Sicilya’daki Yunan koloni şehirlerine kadar yayılmıştır. M.Ö. VI yüzyılın ikinci yarısında Güney İtalya’da ilk gümüş sikkeler Metapontion, Kroton, Sybaris ve Kaulonia tarafından basılmışlardır. İtalya ve Sicilya’da altın ve elektron sikke basılmamıştır. M.Ö. VI. yüzyılın ortalarında Batı Anadolu’da basılan elektron sikkelerin yerini gümüş sikkeler almıştır. Batı Anadolu dışmda elektron sikke basılmamıştır.

M.Ö. 546 yılında Lydia Krallığına son veren Persler, bir süre daha Lydia Krallığının sikkelerini basmaya ve kullanmaya devam etmişlerdir. Daha sonra üzerinde Pers kralının yer aldığı altın dareikos (bkz. Dareikos) ve gümüş siglos (bkz. Siglos) sikkelerini basmışlardır. M.Ö. 480 / 79 yılında Atinalıların Perslere karşı kazandığı zaferin anısına bastırılan ve 10 drahmi değerinde olan dekadrahmilerin ön yüzünde Athena başı, arka yüzünde ise baykuş kanatlarını açmış şekilde betimlenmiştir. (bkz. Drahmi)

M.Ö. V. yüzyılın son çeyreğinden itibaren kalıpların üzerlerinde sikke kalıplarını hazırlayan kişilerin isimleri görülmeye başlar. Pers satraplarının altın, gümüş ve bakırdan olmak üzere askerlerin ücretlerini verebilmek için Anadolu’nun çeşitli yerlerinde bastırdıkları sikkeler üzerine kendi portrelerini koydurarak bazen de buna isimlerini de eklemeleri bu devrin bir yeniliğidir. Bu sikkeler Hellenistik dönem kral sikkelerinin öncüleri olmuştur. Bu devirde sikke basımında kullanılan altın ve gümüşden sonra bronz sikkeler de basılmıştır. Elektron sikkelerde azalma olmuştur.

Kral sikkelerinin ön yüzlerinde kral portrelerinin yer almış olması Hellenistik dönemin önemli özelliklerinden biridir.

Hellenistik dönemde hem sikke basan şehirlerin sayısında artma olmuş, hemde tiplerin çeşitleri fazlalaşmıştır.

Sikke üzerinde  yer alan yazıların çoğunlukla, sikke yuvarlağına paralel olarak ya da sikke boşluğuna dağılmış olarak değil, düz ya da dikey olarak yazıldığı görülmektedir. III. Aleksander (Büyük İskender) Makedonia’dan Pers ve Fenike topraklarına kadar olan çok geniş bir alandaki darphanelerde bastırdığı sikkeler tetradrahmi (bkz. Drahmi) ile drahmidir (bkz. Drahmi).

Roma Sikkeleri:

Romalılar sikke kullanmaya ancak M.Ö, III. yüzyılın başında başlamışlardır. Dökme tekniği ile yapılan aes grave-ağır bakır (bkz. Aes Grave) ismi verilen bu sikkelerin birimi as’tır. (bkz. As) İmparatorluk döneminde sikkelerin ön yüzünde, imparatorun ismi ve unvanı, portresi ya da ailesinden birinin portresi yer almaktadır. Bazen bir sikkenin ön yüzünde birden fazla portre görmek mümkündür. Portre profilden resmedilir. İmparator portrelerinde çoğunlukla defne çelengi, nadiren de ışın tacı görülmektedir. Portrenin çevresinde ise, yani sikkenin kenara yakın kısmı boyunca, portreye ait unvan ve resimler yer alır.

Roma sikkelerinin arka yüzlerinde çeşitli tipler yer alır. Bunlar, semboller, hayvanlar ya da yapılar ve köprüler gibi mimari tiplerdir. Ancak en fazla tercih edilenler tanrılar, tanrıçalar ve personifikationlardır. Tanrılar, tanrıçaları ve personifıkationlar  ellerinde tuttukları alribüleri sayesinde tanıma olanağı bulmaktayız. Bazen de sikkenin üzerinde kendi betimlemeleriyle birlikte, kendilerini tanıtan yazı yer almaktadır.

Roma’nın esas gümüş sikkesi. M.Ö. III. yüzyılın son çeyreğinde dolaşıma çıkmış olan denariustur. (bkz. Denarius) Denariusun  yansı quinarius (bkz. Quinarius), çeyreği ise seslertiusdu. (bkz. Sestertius)

Roma’nın esas ve yegane altın sikkesi ise aureus’du (bkz. Aureus). İmparatorluk döneminin belli başlı bronz / bakır sikkeleri as, dupondius (bkz. Dupondius) ve sestertiusdur.

 M.S. 215 yılında, İmparator Caracalla tarafından antoninianus (bkz. Antoninianus) ismi verilen yeni bir gümüş sikke bastırılmıştır. Merkezi İtalya’da bulunan Roma İmparatorluğu’nun İtalya dışında egemenliği altında bulunan ve sayıları beş yüz civarında olan şehirlerin bastıkları şehir sikkeleri M.Ö. I. yüzyıldan M.S. III. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bu grup sikkelerin büyük bir kısmı Yunanca konuşan şehirler tarafından basıldıklanndan, üzerlerindeki yazılar Yunanca’dır.

Şehirler, Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altında olduklarından, onlara Roma İmparatoru tarafıhdan, Roma devletinin parasım kullanmak yerine kendi sikkelerini basma hakkı ya da ayrıcalığı verilmişti. Şehirler bu nedenle, sikkelerin ön yüzüne Roma İmparatorunun portresi ile isim ve unvanlarını koymak durumunda kalmışlardır. Arka yüzde ise sikkeyi basan şehrin ya da halkın ismi ve o şehrin kendi tipi yer almaktaydı.

Şehir sikkelerinin basımında bronz esas madde olarak kullanılmıştır. Ancak İtalya dışındaki Roma, kolonileri ve bazı şehirler gümüş sikke basmışlardır. Roma sikkeleri üzerinde darphane adının, daha doğrusu işaretinin görülmesi ancak  M.S. III. yüzyıl ortalarına rastlamaktadır. Darphane işareti, sikkenin arka yüzünde, tipin yer aldığı zeminin alt kısmında bulunmaktadır. Darphane işareti doğrudan doğruya sikkenin basıldığı şehrin isminin kısaltması olabilecği gibi, bunun önünde ve sonunda da bazı harfler yer alabilmekteydi.

Sikke basımında kullanılan sikke kalıpları scalptor ismi verilen görevli tarafından hazırlanmaktaydı.

Sikke bastıran kişinin ailesi ile ilgili bazı tiplerin yer aldığı sikkelere ise aile sikkeleri denmekteydi.

Byzans Sikkeleri:

M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrılmış ve Byzans İmparatorluğu olarak bildiğimiz Doğu Roma İmparatorluğu’nun hakimiyeti Arcadius’a (M.S. 395 - 408) geçmiştir. Ancak Byzans sikkeleri Arcadius’un sikkeleriyle değil, kendisinden yüz yıl kadar sonra tahta geçmiş olan Anastasius’un (M.S. 491-518) sikkeleriyle başlatılmaktadır. Bunun nedeni sikkelerde ancak Anastasius’tan itibaren, özellikle bronz sikkelerde değişildik görülmeye başlamasıdır. Ondan önceki sikkeler Geç Roma dönemi sikkelerine benzemektedir.

Byzans İmparatorluğu döneminde altın, gümüş, elektron, adi gümüş (billon) ve bronz (bakır) sikkeler basmışlardır. Altından basıan sikkenin ana birimi solidusdur,  (bkz. So- lidus); bunun yarısı semissis (bkz. Semissis), çeyreği ise tremissisdir. (bkz. Tremissis). Semissis ile tremissisin basımlarına M.S. IX. yüzyıldan itibaren son verilmiştir. X. yüzyılda, solidusun iki türü olan, biri hafif tetarteron nomisma ile ağır histamenon nomisma basılmaya başlanmıştır.

 XI. Yüzyılın başlarında ise dolaşıma scyphate (bkz. Scyphate) ismi verilen çukur yeni bir sikke çıkmıştır. Bu çukur sikkelerin altından olanına hyperpyron (bkz. Hyperpyron), onun 1/3 değerindeki elektron olanına aspron trachy (bkz. Aspron Trachy), adi gümüşten 1/48 değerinde olanına ise billon aspron trachy denmiştir. Gümüş sikke olarak basılanlar ise, Arcadius’tan itibaren bilinen siliquadir. (bkz. Siliqua).

Heraclius döneminde (M.S. 610-641) hexagram (bkz. Hexagram), III. Leon döneminde (M.S. 717-741) ise miliaresion ismi verilen yeni bir gümüş sikke basılmıştır.

M.S V. yüzyılın sonunda Anastasius tarafından sikke reformu yapılmıştır. Bu reform kendini en çok bakır sikkelerde göstermiştir. En büyük birim follistir (bkz. Follis). 1/4 follise decanummium (bkz. Follis), 1/4 follisin 1 /2 sine ise pentanummium (bkz. Follis) denmiştir.

Byzans sikkeleri baskı kalitesi ve işçilik açısından Roma sikkelerinden daha düşük düzeydedir. Sikkelerin ön yüzünde başlangıçta imparatorun portresi yer alırken, daha sonraları imparatorun yakınları da tam figür olarak yer almaya başlamıştır. Ön yüzde iki, bazen de üç figürün yer aldığı görülür.

Byzans sikkelerinde portre resimleri, Roma dönemi sikkelerindeki gibi profilden değil cepheden gösterilmeye başlar. Ön yüzde Hz. İsa’nın resmedilmesi II. lustinianus dönemine (M.S. 685 - 695 ve 705 - 711) rastlamaktadır. Hz. İsa resmi İkonaklazm döneminde (M.S. yaklaşık 726-842) kalkar ve yine imparator büstler görülmeye başlar. Meryem ise ancak VI. Leon dönemi (M.S. 886-912) sikkelerinde görülmeye başlar.

Sikke: Herhangi bir makinede üretilmeyip el araçlarıyla basılmış metal para.

Genellikle tarihsel metal paraları anlatmakta kullanılır.