Tarihi eser kaçakçılığı terörü finanse ediyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Zeynep Boz, tarihi eserler kaçakçılığının terörizmin finansmanında da kullanıldığına dikkati çekerek, vatandaşların bu durumu dikkate alarak ihbarda bulunmasını istedi.
Antalya'nın Serik ilçesinde devam eden Silyon Antik Kenti'ndeki çalışmaları inceleyen Boz, kültür varlıklarının kaçakçılığının önlenmesine yönelik etkin bir mücadele ortaya koyduklarını söyledi.
Kültür varlığı kaçakçılığına karşı İçişleri Bakanlığına bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü ile Jandarma Genel Komutanlığının yanında Adalet ve Ticaret bakanlıklarıyla da yakın çalışma içinde oldukları aktaran Boz, tarihi eser kaçakçılığına göz açtırılmadığını ifade etti.
Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinesinde çalışıldığını dile getiren Boz, yurt dışına kaçırılan eserlerin ülkeye getirilmesi için de yoğun mesai harcadıklarını kaydetti.
- Sion Hazinesi'nin iadesi
Antalya'nın Kumluca ilçesi Korydalla Antik Kenti'nden kaçırılan 15 parçalık Sion Hazinesi'nin iadesi için de çalıştıklarını anlatan Boz, "Bunların bir kısmı 1960'lı yıllarda yaşanan kaçak kazı sırasında müzeye intikal edilmeden yasa dışı yollardan ABD'ye götürüldü. ABD'deki Dumbarton Oaks Müzesinde olan Sion eserlerinin iadesi için 1970'li yıllardan beri uğraşıyoruz. Bizim işimizde teslimiyet duygusu yok. Belki beklemek gerektiği anlar olabilir, ancak bu bizim için sabır işi ve üzerinde titizlikle uğraşıyoruz. Umarız ki bu eserleri ülkemize yeniden kazandıracağız." ifadelerini kullandı.
Kültür varlığı kaçakçılığını önlemek için güvenlik güçleri unsurlarının yanında diplomasiyi de kullandıklarını belirten Boz, tarihi eser kaçakçılığının sadece kültür varlığının ülkeden gitmesi ile sınırlı olmadığını, bu eserlerin aynı zamanda terörizmin finansmanında da kullanılabildiğine dikkati çekti.
- DEAŞ'ın gelir kaynaklarından biri olduğu tescillendi
Kültür varlığı kaçakçılığının DEAŞ terör örgütünün gelir kaynağı olduğunun Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından 2015 yılında tescillendiğini kaydeden Boz, şöyle konuştu:
"Bu ispata sebep olan olay da ABD askerlerinin Suriye'de bir DEAŞ yöneticisinin yaşadığı yerde yaptığı baskında elde ettikleri verilerdi. Bu veriler arasında ele geçirilen bir bilgisayarda yapılan incelemede birtakım teşkilat şemaları, kaçak kazı yapan, kaçak kazı sonrası bulunan eseri satacak kişiler vs. gibi herkesin görev tanımını içeren, sanki kurumsal bir yapılanma görüntüsü veren, örgüt içinde kültür varlığı kaçakçılığının yapıldığı belgelendi. Bununla beraber yakalanan eserler de oldu. Yakalanan bu eserlerin Irak kökenli olduğu tespit edilerek Amerika tarafından Irak'a iade edildi. Ancak terörizmin finansmanında kullanılması tabi bu olayla sınırlı değil. Bu sadece bunu belgeleyen bir örnektir. Aynı şekilde terör örgütlerini genel olarak kültür varlığı kaçakçılığı yoluyla gelir elde ettikleri bilinen bir gerçek."
- İhbar mekanizması önemli
Güvenlik güçlerinin yaptığı çalışmalar kadar vatandaşların ihbarlarının da çok önemli olduğuna değinen Boz, tarihi eser kaçakçılığının terörizmin finansmanında kullanıldığı gerçeği unutulmadan vatandaşlık görevinin yapılmasını istedi.
Boz, "Türkiye'de de faaliyet gösteren terör örgütlerinin kültür kaçakçılığından gelir sağladığına yönelik tespit edilmiş vakalar var. Kültür varlıklarımızın Türkiye'ye iadesi için gayretlerimizin yanında kaçakçılığın önlenmesi için vatandaşlarımızın ihbarlarını da titizlikle değerlendiriyoruz. İhbarda bulunan vatandaşımız belki de bir terör örgütünün finans kaynağını kesmiş olabilir. Bu dikkate alınması gereken önemli bir konu. İhbarın gerçek olması durumunda belli yüzdelerde ihbarcıya ikramiye de veriliyor." diye konuştu.
AA Gülsem Adam