Taşı toprağı tarih kokan şehir: Muğla
Kazdıkça tarih fışkıran şehir Muğla; Karia ve Likya uygarlıklarının hüküm sürdüğü, bünyesinde barındırdığı 22'si düzenlenmiş 195 ören yeri ile ziyaretçileri tarihe yolculuğa çağırıyor.
Birçok antik kent ve ören yeri, UNESCO Kültürel Miras Geçici Listesi'nde bulanan Muğla'nın tarihi miraslarını, her yıl yaklaşık bir milyon kişi ziyaret ediyor.
Karia ve Likya uygarlıklarının hüküm sürdüğü, bünyesinde barındırdığı 22'si düzenlenmiş 195 ören yeri ile ziyaretçileri tarihe yolculuğa çağıran Muğla, tarihi ve kültürel zenginliklerinin oluşturduğu potansiyelle Ege Bölgesi'nin açık hava müzesi konumunda.
Muğla, bu tarihi eserlerle çok sayıda ziyaretçi çekiyor.
Vali Amir Çiçek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentin, Karia ve Likya gibi uygarlıkların hüküm sürdüğü bir yörede kurulduğunu söyledi.
Sahip olduğu doğal güzelliklerinin yanında, tarihi zenginliklerinin oluşturduğu potansiyelle Muğla'nın ülke turizminin en önemli odak noktalarından olduğunu ifade eden Çiçek, "Muğla çok önemli bir coğrafyada konumlanıyor. Bir taraftan Anadolu'nun güney batısındaki Ege kültürü ve Anadolu'nun iç kısmındaki kültürler diğer taraftan da kuzeyden gelen kültürlerin etkileri var. Muğla, Akdeniz'in doğu ve batısı arasındaki çok önemli bir noktada yer alıyor." dedi.
Çiçek, Muğla'nın çok iyi korunmuş bir kent konumunda bulunduğuna dikkati çekerek, "Anadolu'nun her yeri zengindir ama buranın ayrı bir zenginliği var. Bünyesindeki tarihi ve kültürel değerleri koruyarak günümüze kadar ulaşan bir yer Muğla. Bu nedenle yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bölge, kayıtlı 192, düzenlenmiş 22 ören yeri ve antik yerleşime sahip ama bu sayının çok üstünde bir zenginlik olduğunu söyleyebilirim." diye konuştu.
Muğla'da UNESCO'nun dünya mirası listesine girecek daha çok ören yeri bulunduğuna değinen Çiçek, bölgedeki düzenlenmemiş ören yerlerinin de ayağa kaldırılıp turizme açılmasıyla ziyaretçi sayısının daha da artacağını dile getirdi.
Türkiye'deki arkeolojik kazıların Avrupa ülkelerindeki gibi desteklendiğini ve kazılara Kültür ve Turizm Bakanlığının büyük destek verdiğine vurgu yapan Çiçek, şöyle devam etti:
"Son yüzyılın en önemli tarihi eserleri arasında değerlendirilen Karia Kralı Hekatomnos'a ait mezar ve çevresinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan kazı ve restorasyon çalışmaları da tamamlanmak üzere. Hemen hemen her ilçemizde bir kazı çalışması yürütülüyor ve buradan çıkan önemli eserler koruma altına alınarak işlemlerin ardından müzelerimizde sergileniyor. Muğla, çağlar boyunca önemini koruyarak, doğal güzelliğini muhafaza etmeyi başarmış bölgelerden birisi. Bu kadar antik kentin olmasının bunun bir göstergesi. Bölgemizde kazı çalışmalarından çıkan eserler de bulunduğu alanlarda sergileniyor. Bölgemiz adeta açık hava müzesi konumunda."
- Altı bin yıllık tarihi ile geleceğe ışık tutuyor
Vali Çiçek, Muğla ve bazı ilçelerinde açık hava müzeleri de kurmayı planladıklarını anlatarak, bunun için de çalışmalar yürüttüklerini bunun en güzel örneğini de yakında turizme açılacak olan Karia Kralı Hekatomnos'a ait mezar ve çevresinin olduğunu vurguladı.
Muğla’nın Karya ve Menteşe Beyliği döneminde de önemini sürdürdüğünü, 6 bin yıllık tarihi geçmişi ve çok sayıda önemli antik kent ile son yıllarda yerli ve yabancı ziyaretçilerin ele geçirilen yeni buluntular ile dikkatleri üzerine çektiğini dile getiren Çiçek, "Muğla, sahip olduğu bu önemli değerler ile kültür turizmi açısından dünyanın en önemli cazibe merkezlerinden birisi olacak. Bölgedeki antik kentlerimiz ve buralarda yürütülen kazı çalışmalarından çıkarılan eserler de yakından takip ediliyor.” dedi.
Türkiye'nin en iyi korunmuş tapınaklarından biri olan Heromos’un Milas’ta bulunduğunu ifade eden Çiçek, “Roma dönemine ait Zeus Heromos tapınağı da orada. Milas'ın 5 kilometre güneyinde yer alan Beçin de bölgenin bugüne kadar gün ışığına çıkarılmış en eski mezarlarına ev sahipliği yapıyor. Beçin kalesindeki kalıntıların pek çoğu Beylikler dönemine, Menteşe dönemine ait. Aynı zamanda Anadolu'da en iyi korunmuş Türk yerleşimi olma özelliği ile öne çıkıyor." diye konuştu.
- "Dünyanın en büyük mermer kenti Muğla'da"
Stratonikeia Antik Kenti’nin de Karia bölgesinin en önemli kentlerinden biri olduğunu vurgulayan Çiçek, Stratonikeia'nın, Anadolu'nun yerli halkı olan Karialılar ve Leleglere ait bir yerleşim yeri olduğunu belirtti.
Çiçek, dünyanın en büyük mermer antik kenti durumundaki Yatağan Stratonikeia Antik Kenti'nin Osmanlı, Roma, Bizans gibi farklı döneme ait eserlerin ortaya çıkarıldığı yaşayan bir kent olduğunu kaydetti.
Çiçek, Fethiye’de Tlos, Dalyan’da Kaunos’un antik yerleşim yerlerinin önemli olduğunu ve bu nedenle çok sayıda yabancı turist tarafından ziyaret edildiğini anlatarak, bu bölgelerde de kazı çalışmalarının yapıldığını bildirdi.
Durmuş Genç - AA