Anasayfa / Aktüel

Termessos Antik Kenti'ndeki Agathermos Anıt Mezarı kaderine terkedildi

Termessos’taki dünyaca ünlü Agathermos Anıt Mezarı, 1995 yılında defineciler tarafından parçalanan Agathermos Anıt Mezarı restore edilmeyi bekliyor...

 

mygazeti.com haber sitesinde yer alan habere göre;

Arkeolog, turizmci ve TV programcısı Ümit Işın, Antalya’nın gözde turizm merkezlerinden Termessos’taki ünlü Agathermos Anıt Mezarının defineciler tarafından paramparça edilmiş görüntülerini tekrar paylaştı. Dünyaca ünlü anıtın 1995 yılından beri parçalarının birleştirilmemesi ve doğaya terk edilmesine büyük tepki geldi.

ARTIK PARÇALARI BİLE SEÇİLEMİYOR!
Ümit Işın’ın sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Termessos Agathermos Anıt Mezarı, 1995 yılına kadar sapasağlam ayaktayken bugün parçaları bile seçilemiyor” ifadelerini kullanan Ümit Işın’ın paylaşımındaki görüntülere çok sayıda meslektaşı ve takipçisi tepki gösterdi. Tepki gösterenler arasında arkeoloji dünyasından tanınmış bir isim daha vardı; Arkeoloji ve Sanat Yayınları Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Nezih Başgelen…


“PROF. ÇELGİN’LE ÇOK MÜCADELE ETTİK!”
Nezih Başgelen, Ümit Işın’ın paylaşımına yaptığı yorumda, Türkiye’deki tarih skandallarından birini daha gözler önüne serdi. Başgelen yorumunda, “Termessos'taki bu önemli anıt mezarın tahrip edildiği 1995 yılında olaya Arkeoloji ve Sanat'ın kapak konusu olarak yer verip değerli dostum Prof. Dr. Vedat Çelgin'le birlikte parçalar dağılmadan anıtın eski haline getirilebilmesi için Antalya ve Ankara'daki yetkililer nezdinde çok uğraşmıştık. Tüm uğraşılarımıza karşın iş bir yerlerde o dönemin karışık siyasi gündeminde mevzuat bürokrasisine takılıp kalmıştı.NB” ifadelerini kullandı.


TERMESSOS ANTİK KENTİ
Termessos Antik Kenti, Pisidia Bölgesi'nin “Milyas” olarak anılan güneybatı bölümünde, bugün “Güllük” adını taşıyan Solymos Dağı’nın dorukları arasındaki vadide, Anadolu’nun en eski halklarından Luvi'lerin soyundan gelme Solym’ler tarafından kurulmuş önemli bir antik kenttir. Orman içinde korunan ören yerlerinin en çarpıcılarından biri olup, aynı adı taşıyan Milli Park içinde yer alır. Antalya-Korkuteli karayolunun 24'üncü kilometresinden sola tırmanan özel yolla, Güllük Dağı’ndaki kalıntılara ulaşılabilir. Şehrin tarih sahnesine çıkışı Büyük İskender’in İ.Ö.333’de kenti kuşatması ve Termesosluların güçlü bir savunma yaparak kenti teslim etmemesiyle olmuştur. İskender’in ölümünden sonra kent Ptolemy'ler tarafından alınmıştır. İ.Ö. 189 yılında komşu şehir İsinda’yı zapteden Termessos’lular İsinda halkının şikayeti üzerine Anadolu’daki Roma Kuvvetleri Komutanı Manlius Vulso tarafından cezalandırılmışlardır. Büyük ihtimalle aynı tarihlerde Termessos ile Likya Birliği arasında bir savaş da söz konusuydu. İ.Ö. 71’de Roma ile arasında “dostluk ve ittifak” bulunan Termessos’un işlerinde bağımsız olduğu ve kendi kanunlarını kendileri yapacakları konusu da Roma senatosunca kabul ve tasdik edilmiştir.

İYİ KORUNMUŞ ÖREN YERLERİNDEN BİRİ
İ.Ö. 36’dan 25’e kadar Galatialı Amyntas’ın Pisidya’nın diğer kentleriyle Termessos’u da yönettiği bilinmektedir. Roma İmparatorluk döneminde ise şehrin bağımsızlığını koruduğu bastığı sikkelerden anlaşılmaktadır. Şehrin Bizans döneminde ve sonraki devirlerdeki durumu hakkında hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Termessos kenti terk edildikten sonra yeni bir yerleşmeye tanık olmadığı gibi deprem ve doğal tahribin dışında oldukça sağlam ve iyi korunmuş ören yerlerinden biri olarak gösterilebilir. Şehrin kalıntıları Antalya-Korkuteli karayolu üzerindeki Yenicekahve yakınında bulunan Hellenistik Devir suru ile başlar ve Güllük Dağı'nın zirvesine kadar devam eder. Otoparktan sonra şehre tırmanan patika takip edildiğinde, sağ yanda İmparator Hadrian devrinde yapılmış İon düzenindeki tapınağın basamak ve anıtsal girişine rastlanır.


ANTALYA KÖRFEZİ'NDEN GÖRÜLEBİLİYOR
Aşağı şehir surları ve su kaynağının bulunduğu alandan güneye doğru tırmanmaya devam edilirse, solda yer yer birinci katı ayakta kalmış Gymnasium’a ulaşılır. Birçok oda ve salondan oluşan yapının güneybatısında, arkalarında dükkânlar bulunan sütunlu cadde yer alır. Hemen yakınında kanalizasyon şebekesinin mükemmelliğini gösteren kanallar hala görülebilir. Düzlüğe çıkıldığında, orman gözetleme noktasına giden patikanın solunda şehrin birçok resmi yapısının bulunduğu alana ulaşılmış olur. Düzlükteki ilk kalıntı agoraya aittir. Batısındaki portiko veya stoa, II. Attalos zamanında (İ.Ö. 159–138) inşa edilmiş olup Dor düzenindedir. Agoranın doğusunda, yamaca yaslanmış olan ve Antalya Körfezi’ni görebilen konumdaki tiyatro yer alır. Tiyatronun yaklaşık 100 metre güneybatısında çatı yüksekliğine kadar ayakta duran meclis binası bulunmaktadır. Agoranın doğusundaki düzlükte ise birbirine geçişli 5 adet sarnıç, derinlik ve genişlik açısından benzersizdir. Şehrin güneybatısında, “Kurucunun Evi” ola-rak adlandırılan Roma tipinde fevkalade güzel bir villanın kalıntıları yer almaktadır. Cephe duvarı Dor düzeninde olan ve 6 m yüksekliğe erişen yapı, kapısının sol tarafındaki kitabeden dolayı ‘Kurucunun Evi” adını almıştır.


SAHİBİNDEN KÖPEĞİNE YAZILMIŞ İLK ŞİİRSEL KİTABE
Termessos, çok sayıda tapınağa ve çok geniş mezarlık alanlarına sahiptir. Mezarlarının çeşitliliği ve bezemeleri oldukça zengindir. Bunlardan Büyük İskender döneminin önemli komutanlarından Alketas’ın mezarı (İ.Ö. 319) ve diğerleri şehir tarihine ışık tutmaları açısından da önemlidir. Anıtsal mezarların yanında çok sayıda savaşçılıklarını betimleyen kalkan motifli lahit, mezarlık alanında oldukça geniş bir yer kaplar. Antalya Müzesi’nde Termessos’a ait en ilginç eser “Lahitler Salonu”nda sergilenen “Köpek Lahdi” dir. Stefanos adlı köpeğe sahibesi tarafından yazılmış şiirsel kitabe benzersiz olmasıyla ayrı bir önem taşır.


Kaynak: "Termessos" Dünden Bugüne Antalya [II. Cilt], Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2012)

Kaynak: https://www.mygazete.com/haberler/ozel-haber/tarih-skandallarinin-sonu-gelmiyor-agathermos-anit-mezari-kaderine-terkedildi/511416/