Thukydides
Thukydides kimdir?
1. Thukydides: MÖ 500. Atina’lı politikacı.
Aristokrat bir aileye mensuptu, Kimon ile uzaktan akraba idi. Onun ölümünden sonra muhafazakarların başına geçti ve Perikles’in siyasi rakibi oldu.
Perikles’in imar faaliyetlerine karşı çıkmış, rakibinin parlak hitabeti karşısında yenilince MÖ 443/442’de on yıllığına sürgüne gönderilmiştir. Aristoteles onu Atina’nın gördüğü en iyi üç devlet adamı arasında sayar.
2. Thukydides: MÖ y. 460-400/399. Antik çağın en önemli Yunan tarihçilerindendir.
Babası Oloros, Trakya’da maden işletmesi sahibi zengin bir ailedendi. Filozof Anaksagoras ve Antiphon’un öğrencisi olan Thukydides’in gençliğinde Herodotos’u halkın önünde eserinin bölümlerini okurken dinlediği ve ona hayran olduğu anlatılır.
II.Peloponnesos Savaşı’nın tarihini yazmaya karar vermiş ve bu amaçla belge toplamaya başlamıştır. MÖ 429’da başlayan salgında vebaya yakalandı, üç sene sonra iyileşti. Daha sonra Thasos yakınındaki Atina donanmasına komutan olarak atandığını öğreniyoruz.
MÖ 424’te Amphipolis kentini ele geçirme görevi aldı fakat Brasidas’a karşı başarısız oldu.
Bu yüzden mahkum edildi ve yirmi yıl Atina’dan uzakta kaldı. Bu sürede muhtemelen Trakya’daki aile topraklarında yaşamış ve eserine bilgi toplamak için İtalya ve Sicilya’ya seyahatler yapmıştır. Peloponnesos Savaşı bittikten sonra Atina’ya döndü ve birkaç yıl sonra öldü.
Peloponnessos’lularla Atina’lıların Savaşı adlı yapıtında pek çok ayrıntı verir: çarpışmalar, kuşatmalar, ittifaklar vb. Konusunu yalnızca Peloponnessos Savaşı ve savaşan şehir devletleri arasındaki ilişkilerle sınırlamış, Herodotos gibi konu dışı çeşitli ayrıntılara sapmamış, kaynaklarını ciddi bir eleştiriden geçirdikten sonra eserine dahil etmiştir. Bu anlamda eleştirel tarih yazımının kurucusu sayılır. Ayrıca eserinin sadece okuma zevki vermesini değil, gelecek için bir bilgi edinme aracı olmasını ummuştur, bu konuda şöyle der: “Çünkü bu, geçici olarak kulağa hoş gelen süslü bir müsabaka eseri olmaktan ziyade daimi bir hazine olsun diye yazılmıştır.”
Getirdiği bir diğer yenilik tarihi olayları insan ve toplum dışı, doğaüstü sebeplerle değil, olayların içinde saklı gerçek sebeplerle, akıl yolu ile izaha çalışmasıdır. Zaman dizinine (kronoloji) önem vermesi önemli başka bir yönüdür.
Sekiz kitaptan oluşan yapıtını MÖ 404 yılına dek getirmek istemiş fakat 411 yılından ötesini anlatmaya ömrü yetmemiştir.
Savaşta öldürülenlerin ardından Perikles’in konuşmasının aktarıldığı bölüm, Atina ve Atina demokrasisi üzerine etkileyici bir değerlendirmedir.
Rönesans dönemi araştırmacıları onun adını hatırlamazlar, ancak 18. yüzyılda tekrar onun eserlerine başvurulur.