Anasayfa / Arkeoloji / Türkiye

Tren yolu hattında Bizans kalıntıları bulundu

Haydarpaşa-Pendik banliyö hattı çalışmaları sırasında İdealtepe Feyzullah mahallesinde, geç dönem Doğu Roma eserlerine ait kalıntılar bulundu.

 

1907 yılında İstanbul-Bağdat demiryolu hattının yapımı sırasında tesadüfen keşfedilen kalıntılar üzerine ortaya çıkan Fikirtepe Kültürü neolitik çağ hayatına dair önemli bilgiler sağlamıştı. Konya'daki Çatalhöyük seramikleriyle benzerliği dikkat çeken Fikirtepe Kültürü'nün; daha sonraki kazılarda, Trakya'ya ve Anadolu'da Eskişehir'e kadar yayıldığı anlaşılmıştı. Söz konusu eserler İstanbul arkeoloji Müzesi'nde ilgi gören önemli buluntular arasında yer alıyor. Malesef bu önemli kazı alanı bugün ortadan kaybolmuş durumda...

Tam 100 yıl sonra aynı bölgede yine bir tren yolu hattı kazısında, benzer şekilde tesadüfen tarihi kalıntılar keşfedildi. Her ne kadar bu kez bulunan ilk eserler neolitik çağa kadar uzanmasa da arkeoloji dünyasında büyük heyecan uyandurmaya yetti.

Haydarpaşa-Pendik arasındaki banliyö hattı çalışmaları devam ederken, İdealtepe Feyzullah mahallesindeki bulunan yeni kalıntılar, Bizans'ın geç dönemine tarihleniyor. Bölgedeki kazılar İstanbul arkeoloji Müzesi denetiminde devam ediyor. Kazıların ilerleyen aşamalarında neler bulunacağı merak edilirken, tren yolu inşaatının akibeti de merak ediliyor.

Öte yandan İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından korunmaya alınan kalıntıların sadece naylon branda ile örtülmüş olması kimi arkeoloji uzmanlarının tepkisini çekiyor...

Milliyet'in haberine göre; Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan Sunay'ın iddiasına göre; kazı çalışması bilimsel kriterlere göre yapılmamış: "Burada üstü naylon brandayla örtülü bölümün altında ne var merak ettim. Bu bölgenin Bizans devrinde tarihi yarımada ve önemli bir iskan merkezi olarak kullanıldığını biliyoruz. Küçükyalı çevresinde daha evvel yapılmış çalışmalar, bölgede Orta Bizans devri başında inşa edilen çeşitli yapıların olduğuna işaret ediyor. Bu alan bir arkeopark olarak değerlendirilmeli, mutlaka korumaya alınmalı.” diyor Yrd. Doç. Dr. Serkan Sunay.

Mimarlık tarihçisi Prof. Dr. Afife Batur ise kalıntıların ciddi anlamada korunmaya alınması gerektiği belirterek, güzergahın değiştirilmesi gerektiğini sorguluyor: “Avrupa’da bu tür eserler ortaya çıkarıldığında medya ve kurumlar sahip çıkıyor. Maalesef Türkiye’de yeterli duyarlılığa sahip değiliz. Alan arkeoloji parkı haline getirilebilir. Bilimsel çalışmalar sürdürülmeli. Arkeoloji Müzesi’nin duyarlılığından şüphem yok. Ancak eserlerin bir kısmının üzeri naylon branda ile örtülmüş. Bu tür koruma doğru değil. Biriken sular çekilmeli. Kalıntı alanının inşaat alanından ayrı olarak çevresine bant çekilmeli. Güzergâhın bu kısmı birkaç yüz metre farklı bir noktadan geçirilebilir. Kalıntılar tren yoluna kurban edilmesin.”