Uzuncaburç arkeoloji kazılarını bu yıl Mersin Üniversitesi yapacak
Mersin'de Silifke Müzesi tarafından gerçekleştirilen Diocaesarea Antik Kenti Arkeoloji Kazıları, Cumhurbaşkanlığı kararı ile Mersin Üniversitesine devredildi. Diocaesarae arkeoloji kazılarının Doç. Dr. Ümit Aydınoğlu başkanlığında 23 Temmuz Salı günü başlayacağı açıklandı.
Mersin’in Silifke ilçesinde bulunan, Uzuncaburç (Diocaesarea) Antik Kentinde, 2017 yılında Silifke Müzesi tarafından Mersin Üniversitesi işbirliği ile başlatılan kazı çalışmaları, Cumhurbaşkanlığı kararı ile Mersin Üniversitesi adına, Fen Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Ümit Aydınoğlu tarafından sürdürülecek.
Mersin Üniversitesi, 23 Temmuz Salı günü başlanacak kazı çalışmalarına Arkeoloji, Mimarlık, Şehir Bölge Planlama, Jeoloji, Harita Mühendisliği, Sanat Tarihi, Antropoloji gibi bir çok alanda akademisyenler ve öğrenciler katılacağını açıkladı.
Mersin Üniversitesi'nden konu ile ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Sahip olduğu konumu ve kalıntıları ile bölgede yer alan en önemli antik kentlerden biri olan Diocaesarea’da gerçekleştirilecek olan arkeolojik kazılar, kentin sahip olduğu arkeolojik potansiyeli ortaya çıkaracak olması açısından önem taşıyor. Ayrıca, antik kentteki iyi korunmuş durumdaki bir çok arkeolojik kalıntının kayıt altına alınması ve bunlara yönelik bilimsel koruma tedbirlerinin geliştirilmesi de amaçlanıyor.
Mersin’in Silifke ilçesinin yaklaşık 25 km. kuzeyindeki Uzuncaburç mahallesinde bulunan Diocaesarea (Uzuncaburç), iyi korunmuş arkeolojik kalıntılarıyla öne çıkıyor ve Hellenistik, Roma ve Geç Antik Dönem eserlerini barındırıyor. Silifke ve Erdemli arasında kalan bölge Hellenistik Dönem’de bir Rahip Krallık Hanedanlığı tarafından yönetilmiş ve Diocaesarea (Uzuncaburç) bu dönemde Olba olarak adlandırılan bölgenin idari ve dini merkezi rolünü üstlenmiştir.
Hellenistik Dönem’de antik kentte 20x40 m. boyutunda Korinth düzenindeki Zeus Olbios Tapınağı dışında, beş katlı, konut ve savunma amaçlı bir kule ve yaklaşık 17 m. yüksekliğinde bir anıt mezar inşa edilmiş, bu etkileyici mimari tasarım, yaklaşık 200 yıl sonra kentin kurulması ile daha da görkemli hale gelmiştir. Kent, bu dönemden itibaren Zeus Olbios Tapınağı’nın etrafında gelişmiş ve Roma İmparatorluğu Döneminde anıtsal karakterine kavuşmuştur."