Viking efsanesi, Portland katliamı ve tarihi doğru yorumlamanın önemi
Profesör David Perry; Müslümanlara saldıran Portland katili, Jeremy Christian'ın neden Vikinglerin Vinland'ını kutsadığını sorgulayan yazısında, ırkçılık ile efsanelerin bağlantısı ve tarihi olayların doğru yorumuna dair kayda değer saptamalar var.
26 Mayıs tarihinde; ABD’nin Oregon eyaleti Portland kentinde bir trende biri başörtülü diğeri siyahi iki kadına hakaret eden 35 yaşındaki Jeremy Joseph Christian, kendisine engel olmaya çalışan üç kişiye bıçakla saldırdı. Olayda iki kişi öldü.
Hollywood Transit Center civarında yaşanan olayda, görgü tanıklarının ifadelerine göre; biri başörtülü diğeri siyahi iki kadına bağırarak, vergi ödemediklerini, trenden inmelerini ve ülkeyi terk etmelerini isteyen Christian, kadınlara hakaret ederek, Müslümanlardan nefret ettiğini ve onların cani olduğunu söyledi. Tutuklanan Jeremy Christian'ın 29 Nisan’da Portland’ın Montaville Park’ında aşırı sağcıların organize ettiği ifade özgürlüğü yürüyüşüne beyzbol sopası ile gittiği ve solcu göstericilere saldırmaya yeltendiği anlaşıldı. Zanlının Facebook hesaplarında da Yahudi ve Müslüman karşıtı mesajlar paylaştığı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın sıkı destekçisi olduğu belirlendi.
"Peki, bu olayla arkeolojinin ne alakası var?" diyeceksiniz doğal olarak. Bağlantı; ırkçı katilin Facebook hesabından paylaştığı Vikinglerle ilgili yarı ütopik bir paylaşım ve Prof. David Perry'nin The Washington Post gazetesinde yayınladığı konuyla alakalı bir yazısıyla kuruluyor....
"Portland katili 'Hail Vinland' dedi. Ben bu cümle ile onu kullanan nefret grupları hakkında daha fazla şey öğrenmiş oldum" diyen Dominik Üniversitesi'nden Tarihçi Prof. David Perry, "Beyaz Irkçılar Vikingleri seviyor ama onlar tarihi yanlış algılıyor" (White supremacists love Vikings. But they’ve got history all wrong) başlıklı yazısında; "Kuzey Amerika'da kısa bir süre boy gösteren Vikinglerin neden yüceltilğini ve 2 kişinin katil zanlısı olan bir ırkçının neden onlar için slogan attığını sorguladı.
Amerika'da Odinizm akımının 2009'dan bu yana yükselişini sürdürdüğü emniyet raporlarına yansıyor. Odinizm'in bünyesinde Vinland Halk Direnişi, Vinland Kurtları gibi isimler alan; bisiklet çeteleri, dövüş kulüpleri, spor takımları hatta milis güçleri yer alıyor. Katil Jeremy Joseph Christian da muhtemelen Odinist.
Her ne kadar biz çeviride yer yer ırkçı ve ırkçılık ifadesini kullanmış olsak da Prof. David Perry'nin ırkçılık (racism) kavramı yerine daha çok faşist olarak çevrilebilecek (etnik köken, cinsiyet vs. konularda bazı grupların daha üstün olduğunu savunanlar için kullanılan) supremacists (ayrımcılık / üstünlükçülük) ifadesini kullandığını belirtmekte yarar var.
Prof. David Perry'nin siyasi bakış açısının ABD Başkanı Donald Trump’a karşı olduğunu da belirtelim.
Prof. David Perry, 31 Mayıs 2017 tarihli yazısında mealen şu ifadeleri kullandı:
Beyaz üstüncülükçü Jeremy Christian Cuma günü, Portland'ta iki kişiyi öldürmekten yargılanıyor. Cinayet sonrası Facebook'ta "Hail Vinland!!! Hail Victory!!!" (Yaşasın Vinland! Yaşasın Zafer) ifadelerini kullandı.
"Yaşasın Zafer" ifadesi mantıklı sayılabilir. Çünkü yobazlar (bağnazlar) bu günlerde kendilerini güçlenmiş hissediyorlar. Peki ya "Yaşasın Vinland"? Niçin Vinland?
Neden bu katil Kuzey Amerika'daki kısa ömürlü Viking yerleşiminden bahsediyor?
Neden Portland katili ve onun gibi düşünen diğerleri, Vinland'i ilham kaynağı olarak görüyorlar?
Beyazların üstünlüğü tamamıyla ortaçağda şekillenen bir düşünce.
Amerikalılar, Konfederasyon anıtları üzerindeki tartışmalardan dolayı, Amerika'nın güneyinde ırk ve tarih üzerinden kurgulanan fikirlere alışkın. Ancak ABD'deki en tehlikeli teröristlerden bazıları artık çok daha fazla kuzeyde ırk ve tarih üzerinden kurgulanan fikirlere sahip.
Üzüm Ülkesi (Şarap Ülkesi) anlamına gelen Vinland, 10. yüzyılda Vikinglerden bir grubun Leif Erikson'ın liderliğinde, üzüm asmalarıyla kaplı bir adaya geldiğine dair bir efsanedir. Kuzey Amerika sahillerinde olduğuna inanılmaktadır. Beyaz üstüncülüğün ütopik fikirlerine göre Vinland kavramı, Pasifik'in Kuzeydoğu kıyılarından Kuzeybatı kıyılarından dek uzanır.
Viking diyarından kovulduktan sonra Grönland'ı keşfeden Kızıl Erik'in oğlu Leif Eriksson'ın Amerika kıtasını keşfeden ilk Avrupalı olduğuna inanılmaktadır. Vikinglerin, Cristof Colomb'dan beş yüzyıl önce Amerika'yı bulup, Kuzeyine yerleştiklerine dair öykülerde, Kızıl Eirik'in İzlanda'dan kovuluşu, Bjarni Herjolfsson'un fırtınanın önünde bilinmeyen bir ülkeye sürüklenişi, Eirik'in oğlu Leif'in yeni bulunan toprakları adlandırışı anlatılır.
Irk ve din savaşlarından kendilerinin galip çıkacaklarına inanan ırkçılar, kendilerini meşrulaştırmak için Vinland efsanesini kullanıyorlar.
Genel ayrıntılar bilinmektedir. Erikson bir ada buldu, adını Vinland koydu vedeğerli kerestelerle ülkesine döndü. Daha sonraki seferleri başarısız oldu. Kurtulan bir kaç Viking evine döndü ve sagalar kurgulandı. Vikinglerin Grönland'ın batısındaki yolculukları çoktan sona erdi. Çünkü risk / ödül hesabı Vikinglerin burada kalmasına uygun görünmüyordu.
Sonuçta Vikinglerin Vinland'ı ele geçirme projesi başarısız oldu.
Vikinglerin efsaneleri, hem İskandinavya'da hem de Kuzey Amerika'da bir ırkçı geçmiş hayal edenlere, uzun zamandır potansiyel ilham kaynağı oldu. Avrupalı ırkçılar uzun zamandır saf beyaz ve Hermetik olarak kutsanmış Orta Çağ oluşumlarına inanıyor.
Bugün, Avrupa'daki mülteci karşıtları, Vikingler ve Haçlılar gibi giyiniyor. Kuzey Amerika nefret grupları Norveç tanrıları Odin ve Vinland'ı çağırıyor. Güney Yoksulluk Hukuk Merkezi; Vinland Halk Direnişi de dahil olmak üzere 2009 yılında Odinizmin yükselişini raporladı.
Kuzeybatı Pasifik'te, Vinland Kurtları ve onlarla bağlantılı olduğu iddia edilen Kurtadam Operasyonu (Operasyon Werewolf) malum. Beyaz ırk üstün efsanecileri; bisikletin çeteleri, haltercilik kulübü ve milisler olarak boy gösteriyor.
Kurtadam Operasyonu'nun sosyal medya mesajlarını düzenli olarak paylaşan bir kişi, 2012'de Vikinglerin Minnesota ve Kanada'nın güneyini sömürgeleştirme operasyonlarını içeren makaleyeleye yorum olarak "Tarihimiz bir aldatmaca değil. Hail Vinland!!!" yazmıştı
Fakat Avrupa Vikingleri bile saf beyaz ırk sınıflandırmasına dahil değildi. Vikingler ya da daha doğrusu İskandinav halkları, Avrupa'nın siyasi karğaşa içinde ve dağınık olduğu dönemde, güçsüz toplumlar ve savunması zayıf bölgeler bulduklarında oralara saldırmış ve oradakileri sömürgeleştirilmiştir.
Doğularında yer alan zengin çok kültürlü ticaret ağlarına dahil oldular. Dövüşürken yararlı olduklarından Avrasya'nın büyük güçleri onlarla ekonomik ve kültürel alışveriş yapmaktan çok memnundu. Buna Hazar Yahudileri, Roma ve Bizans dahilindeki her mezhep ve etnik kökene bağlı Hıristiyanlar ile ve Müslümanlara da dahildi. Viking havzasındaki arkeolojik kazılarında bulunan İslami sikkeler, bunun en güzel kanıtlarıdır.
Aslında bugün beyaz ırkçlığı yapanların önemsediği, "Avrupalı" imajı da yanlış. Ortaçağ Avrupalı kavramında saf beyazlar yoktu. Cilt renklerindeki beyazlık algısı büyük ölçüde modern bir yanılgıdır. Avrupa'yla birine geçmiş Akdeniz dünyasında, çeşitli tonlardaki deri rengine sahip insanlar bir arada yaşıyordu. Ortaçağda önyargı ya da nefret yoktu.
Ortaçağ Avrupası daha geniş 'küresel' dünyadan kopuk değildi. Büyük Avrasya'yı birbirine bağlayan bir "Küresel Orta Çağ" vardı ki Afrika kültürleri ile çoğu zaman içiçe yaşamışlardı.
Ama şimdi Vikingler, beyaz renklilerin diğer renkteki insanlardan nefreti için sembol olarak kullanılıyor.
Portland katliamındak tek ortaçağ varlığı Vinland değildi. Taliesin Myrddin Namkai-Meche nefretin hedeflediği savunmasız insanları korumak için savaşırken kahramanca öldü. Myrddin, Kral Arthur'un kortundaki büyük büyücü Merlin'in Galce ismidir. Taliesin, daha sonra Arthur efsanelerine katlanan 6. yüzyıl Galler şairiydi.
Onların adaşı savunmasız kişileri savunurken öldü. Öldürenin son sözleri ise şerefsiz bir kahraman gibi trendeki insanlara hepsini sevdiğini söylemekti.
Tarih hiçbir zaman "geçmiş" olmamıştır (Mehmet Akif'in Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? Tarih"i tekerrür diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? mısralarını kapsayan bir ifade biçimi).
Bir tarihçi olarak, grupların çalışma biçimini inceliyorum. İnsanlar ber zaman kendi hikayelerini kontrol etmeye çalıştı, efsanelerde kalıp gerçeği aramaya yeltemediler. Efsane ve gerçeklik farklı şeylerdir ama her ikisi de kimlik ve kader hakkında önemli anlatımlara dönüşürler.
Hikayelerin gücü vardır ve o gücün doğurduğu tehdidi görmezden gelirsek aptalızdır.
Portland'daki şehitlerin yasını tuttuğumuzda, yaralılara bakmak ve başlangıçta hedeflenen kadınları da desteklemek zorundayız. Ortaçağ geçmişinin ırkçı tahsisatının sunduğu tehlikeyi görmezden gelmemeliyiz.
Amerikan beyaz üstüncüler Vinland'ı yeniden istila etmek istiyorlar. Vikinglerin Kuzey Amerika'nın haklı fethedicileri olduğunu hayal eden bir geçmişiörnek alarak yapıyorlar bunu.
Skraelings (Vikinglerin Grönland’da yaşayan Thule halkına verdikleri isim) ile ebedi savaşa kilitlenmiş ırkçılar, Vikinglerin yerli insanlar için uydurduğu zırvalarla hareket ediyorlar.
Daha iyi hikayeler anlatarak kendimizi bu nefrete karşı aşılamalıyız.
Geçmişimizin birçok hatasını tanırsak, daha geniş vizyonlu gelecek kurguları ortaya koyabiliriz.
www.arkeolojikhaber.com