Yakalanan bir eserin taklit mi gerçek mi olduğu nasıl araştırılıyor?
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal, yakalanan tarihi eser görünümlü objelerin önce arkeolog, sanat tarihçi, epigraflardan oluşan uzmanlarca incelendiğini,
İstanbul’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı dokuz müze bulunuyor. Her müze kendi alanındaki eserleri incelemekle görevli. Tevrat, İncil ve İkona gibi eserler Ayasofya Müzesi; Kuran-ı Kerim, hat levhaları ve Türk ve İslam dönemine ait eserleri Topkapı Sarayı Müzesi ve Türk ve İslam Eserleri Müzesi; maden, sikke, heykel, pişmiş toprak gibi eserlerin orijinal veya sahte olması durumu ise İstanbul Arkeoloji Müzeleri uzmanlarınca inceleniyor.
Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’ne bazen tek kalemde 20 bin müsaderelik eser gelebiliyor. Bu eserlerin arasında sahte, taklit objeler de olabiliyor.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal, Sahte eser ayrımı ile ilgili süreci ve işlemleri Milliyet’e anlattı:
“Taklidi en çok yapılan eserler arasında çeşitli malzemelerden yapılan küçük heykelcikler, çanak-çömlekler ve sikkeler yer alıyor. Taş eser taklidi olabildiğince az, çoğunlukla maden eserlerin ve sikkelerin taklidi yapılıyor. Ayrıca her sikkenin de taklidi yapılmıyor. Daha çok piyasada satılabilecek, kolaylıkla saklanabilecek ve taşınabilecek taklitler tercih ediliyor. Taklidi yapılan eserler arasında en çok Meryem Ana, Yunan ve Roma dönemine ait tanrı ve tanrıça heykelcikleri ve benzeri küçük objeler tercih ediliyor. Uzmanların incelenmek üzere getirilen eserlerin orjinalliği konusunda yararlandığı yöntemlerden biri, eser üzerinde yüz yılların yarattığı yıpranmışlık ve patinanın incelenmesidir. Objenin üzerindeki aşınmanın sonradan mı yapıldığı yoksa yüz yıllar içerisindeki oluşum mu olduğu konusu müze uzmanınca kolaylıkla anlaşılabilir. Aynı şekilde, kullanılan üretim yöntem ve teknikleri de incelemede dikkate alınan yöntemlerdendir.”
Taş objede yontma için kullanılan alet, Sikkede gramaj önemli
Bir taş objenin yontulmasında kullanılan aletin modern bir alet mi antik çağda kullanılan bir alet mi olduğu inceleme için önemli bir kriterdir. Başka bir inceleme yöntemi de, incelenen eserin form ve bezeme teknik ve stilleri ile ilgilidir. Orijinal bir eserde aynı döneme ait bir eserin form ve bezeme uygunluğu içinde olması gerekir. İncelenen eser bezemeli bir kap ise, eserin formu ve üzerindeki bezemenin birbiriyle aynı döneme ait olması gerekir. Form olarak Roma dönemine ait olan bir kabın üzerinde farklı bir döneme ait bir bezemenin olması o objenin sahteliği ile ilgili belirleyici bir kriterdir.”
Bir eserin sahte mi, taklit mi olduğu nasıl inceleniyor?
“Ele geçirilen bir eserin, mesela bir sikkenin sahte mi orijinal mi olduğunun belirlenmesi için işleyen süreç şu şekildedir: Müzeye gelen eserler konusuna göre uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından (arkeolog, sanat tarihçi, epigraf vb.) incelenmek üzere ilgili birime gönderilir. Eğer gelen eser bir sikke ise incelenmek üzere ‘Sikke Kabinesi’ne gönderilir. Bu arada müzemizde İslami ve gayri İslami sikke (Yunan, Roma) bölümleri ayrıdır. Yunan veya Roma dönemine ait sikke gayri İslami sikke bölümüne götürülür. Burada konu ile ilgili kataloglar yer alır. Getirilen eser, uzmanları tarafından bahse konu kataloglardaki örnekleri ile de karşılaştırılarak incelenir. Sikkenin genel görünüşü, darp şekli, üzerindeki darp yerinin adı, yazı karakteri, üzerindeki betimler (imparator veya imparatoriçe gibi) incelenerek genel karar verilir ve son olarak da tartılır. Çünkü incelenen sikkenin uluslararası kataloglarda belirtilen gram ağırlığı ile de bire bir örtüşmesi gerekir. İşte burada sahtecilik işini yapanlar, genellikle bu gramı tutturmakta başarısız olur. Tüm bu yapılan incelemelerin sonucunda ağırlığında bire bir tutması eserin orijinalliği konusunda bir tereddüt bırakmıyor.”
Yanıltıcı nitelikteki iyi taklitler alıkonuluyor
Bir tarihi eserin orijinalliği konusunda hala bir tereddüt olması durumunda laboratuvar desteği alınarak malzemenin alizinin yapıldığına dikkat çeken Arkeoloji Müzesi Müdürü Rahmi Asal, “Arkeolojik yöntemlerin yeterli olmadığı durumlarda, yaklaşık 1950’lerden bu yana yaygın olarak kullanılan arkeometrik incelemeler (Fen bilimlerinin yöntemlerinden faydalanılarak yapılan bir takım analiz ve incelemeler) devreye girer. Arkeometrik incelemeler ile yapılan çalışmalarda özellikle eserin cinsi ve yaşı ile ilgili kesin sonuçlara ulaşılır. Tabii bu işlemler pahalı ve uzun bir süreci kapsıyor. İncelenmek üzere getirilen ve sahte olduğu anlaşılan bazı objeler incelemeden sonra sahibine iade edilebiliyor. Ancak iyi bir taklit ise, piyasayı yanıltıcı niteliği varsa ve birilerinin dolandırılmasına neden olacaksa müzede alıkonuluyor” dedi.
Cihat Aslan - Milliyet