Yalova'da arkeologlar Osmanlı ve Roma 'deniz fenerlerini' denizden çıkartıyor
Altınova'da antik ve yakın çağa ait iki deniz fenerinin bir arada keşfedildiği Yalova’nın Altınova ilçesinde arkeoloji çalışmaları sürüyor.
Altınova Belediyesi'nin açıklamasına göre, dünyada antik ve yakın çağa ait iki deniz fenerinin bir arada keşfedildiği ilk yer olan Altınova'da Osmanlı dönemine ait deniz fenerinin restorasyonu için çalışmalar sürerken, deniz suları altında keşfedilen 2 bin yıllık Roma deniz feneri de gün yüzüne çıkarıldı.
Başkan Metin Oral: Dünyanın ünlü deniz fenerlerinin replikaları yapılacak
Restorasyon ve kazı çalışmalarını inceleyen Altınova Belediye Başkanı Metin Oral, "Antik çağdan Osmanlı'ya deniz fenerleri ilgili tarihi bir yolculuk, tarihe dokunduğunuz ve keşfedeceğiniz önemli bir merkez olacak. Ayrıca dünyanın ünlü deniz fenerlerinin replikalarının yanı sıra sosyal tesisler yer alacağı bir yer olacak." diye konuştu.
Müze Müdürü Sinan Özbey: Arkeolojik ve kültürel dokusunun korunmasını amaçlıyoruz
Altınova'da geçmişten kalan arkeolojik ve kültürel dokunun korunmasıyla ilgili çalışmalar yapıldığını ifade eden Yalova Müze Müdürü Sinan Özbey, Altınova'nın geçmişten bugüne kalan arkeolojik ve kültürel dokusunun korunmasıyla ilgili bir proje yürüttüklerini aktardı.
Dr. Serkan Gündüz: Gün geçtikçe elde edeceğimiz bulgular artacaktır.
Hersek Deltası Kara ve Su Altı Kazıları 2022 kazı çalışmalarının kara etabının Helenapolis Antik Kentinin limanında bulunan deniz feneri yapısında gerçekleştirdiklerini söyleyen Uludağ Üniversitesi Sualtı Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı ve Hersek Deltası Kazı Başkanı Dr. Serkan Gündüz : "Genç Roma Erken Bizans Dönemine tarihlenen bir yapıdır. Hemen arkasında bulunan 1863 Osmanlı deniz feneri yapısıyla kompleks olarak durmaktadır. Bölge deniz fenerlerinin tarihsel olarak Roma'dan günümüze kadar gelişimini göstermesi açısından oldukça önemlidir." dedi.
Uludağ Üniversitesi Sualtı Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı ve Kazı Başkanı Dr. Serkan Gündüz, 2022 yılı Altınova İlçesi Hersek Deltası Kara ve Sualtı Kazısı’nın 2021 yılında başlanan Limnae Kibatos Sualtı Kazıları’nın genişletilmiş bir versiyonu olduğuna dikkat çekerek, “Kazılarımızı Karamürselbey Eğitim Merkezi Komutanlığı kıyı şeridindeki Limnae Kibatos Sualtı Kalıntılarında ve Helenopolis Limanındaki Antik Deniz Feneri’nin çevresinde geçekleştiriyoruz” dedi.
Deniz Feneri binasının önünde iskeletler bulundu
Gündüz, Helenopolis Limanı deniz fenerindeki kara kazılarında özellikle yoğun bir iskelet grubuyla karşılaştıklarını anlattı. Bunlarla ilgili çalışmaların başladığını söyleyen Gündüz, “Deniz feneri yapısının ön bölümünde iskelet grubuyla karşılaştık. Tabi bunların analizleri yapılacak, DNA çalışmaları gerçekleştirilecek ama daha çok toplu bir gömü olduğunu söylememiz mümkün” ifadesini kullandı.
Deniz altında martyrium bulundu
Gündüz, deniz altında da çalışmaların devam ettiğini söyledi. Azizlerin hayatlarını geçirdikleri ya da dinleri uğruna öldükleri yerde anılarını yaşatmak adına inşa edilen martyriuma benzer bir yapıya ulaştıklarını kaydeden Gündüz, “Su altı çalışmalarımız geçen sene kaldığımız yuvarlak planlı yapıdan devam ediyor. Martyrium olduğunu düşündüğümüz yapının daha erken dönemlerine ait yeni duvar kalıntılarıyla karşılaştık. Sonuç olarak daha kazıların başındayız. Gün geçtikçe elde edeceğimiz bulgular artacaktır. 12 ay botunca kazılarımız devam edecek” diye konuştu.
Hersek deltasının tarih boyunca önümüze önemli bir geçiş noktası olduğuna dikkati çeken Gündüz, bölgenin özellikle İmparator Konstantin’den sonra daha isminin duyulduğunu söyledi. Bölge tarihinin Helenistik döneme kadar gittiğine dikkati çeken Gündüz, “Helenopolis Antik Kenti Anadolu ile İstanbul’un bir bağlantı noktası olması açısından da, geçiş noktası olması açısından da çok önemli bir konumda bulunmakta. Osmangazi Köprüsü’nün burada yapılması aslında bir tesadüf gibi gözükse de yıllar boyu kullanılmış olan bir hattın kara yolu ile bize geçişini sağlamış durumda. Büyük bir limana sahip. 2020 yılında yaptığımız yüzey araştırmalarında yeni askeri alan sınırları içinde 24 metreye 4,5 metre boyutlarında ortalama oldukça büyük bir iskele yapısını, deniz feneri yapısını tespit ettik ve belgeledik. Şimdi daha çok deniz fenerinin mimarisini ve kullanım evrelerini anlamak üzere bu seneki çalışmalarımızı deniz fenerinde yoğunlaştırdık. Tek bir oda olarak gözüken deniz fenerinin aslında hemen yanındaki 1863 Osmanlı Deniz Feneri gibi bir yapı kompleksi olduğunu ortaya çıkardık. Birçok odayı yeni tespit ettik.”
AA - İHA