Anasayfa / Kütüphane

Yaşayan İnsan Hazinesi: Sevim Ataner

"Yaşayan İnsan Hazineleri Ulusal Envanteri"ne kaydedilen ehram dokuma ustası Sevim Ataner, unutulmaya yüz tutan mesleğini gelecek nesillere aktarmak için mücadele ediyor.

 

Yörede kadınların dışarı çıkarken kullandığı, tüm vücudu kaplayan, çeşitli motiflerle süslü ehram dokumacılığını 12 yaşında annesinden öğrenen Sevim Ataner, geleneğin kaybolmaması için çalışıyor.

Uzun yıllar evindeki tezgahta ehram dokuyan Ataner, 2015 yılında kiraladığı iki katlı Bayburt evini atölyeye dönüştürdü. Ataner, atölyedeki üretime istihdamını sağladığı 10 kadınla birlikte devam ediyor.

Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü bünyesinde de yıllarca usta öğretici olarak görev yapan Ataner, son 4 yıldır da Bayburt Üniversitesinin Geleneksel El Sanatları Atölyesinde usta öğreticiliği sürdürüyor.

Mesleğini severek yapan 55 yaşındaki Ataner, unutulmaya yüz tutan asırlık kumaşı gelecek kuşaklara aktarmak istiyor.

Ankara'da Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 11 Ocak'ta düzenlenen, "Yaşayan İnsan Hazineleri Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri Ödül Töreni"nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden ödül alan Ataner'in çizdiği işleme motifleri ve desenlerle süslediği ehram kumaşından hazırladığı ürünler Türkiye genelinde ilgi görüyor.

- "Gelecek nesiller bilsinler, öğrensinler"

Sevim Ataner, 12 yaşında annesinden öğrenerek başladığı ehram dokumacılığını 43 yıldır sürdürdüğünü söyledi.

Ataner, 1999 yılına kadar evini atölye gibi kullandığını, daha sonra ise Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri tarafından kendisine "Geleneksel Türk El Sanatı Sanatkarı Belgesi" verildiğini belirtti.

Belgeyi almasının ardından Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğünde usta öğretici olarak görev yapmaya başladığını anlatan Ataner, "Daha sonra atölyemi kurdum ve 10 kadını burada istihdam etmeye başladım. Şu anda Bayburt Üniversitesinde Geleneksel El Sanatları Atölyesinde usta öğretici olarak görev yapıyorum. Gençlere öğretiyorum, gelecek nesiller bilsinler, öğrensinler. Bu sanat ileriye taşınsın." dedi.

Ataner, üniversite bünyesinde görev yapmasının, mesleğin geleceğe aktarılması noktasında önemli olduğunun da altını çizdi.

Annesinden ehram dokumayı öğrendiği yıllarda Bayburt'taki bütün evlerde bu işin yapıldığına işaret eden Ataner, hemen hemen bütün kadınların ehram dokuduğunu aktardı.

Ataner, ehramın üç çeşidi olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Genç, orta yaş ve yaşlı ehramı olarak. Sokakta bir kadını gördüğünüz zaman ehramın renginden hangi yaşta olduğu belli olurdu. Ehramın özelliği yüzde yüz yündür. Koyun yününden yapılır, rengi de doğaldır. Ehram aslında bir yün kumaşıdır ama biz Bayburt'ta örtünme amacıyla kullandığımız için ismi ehram diye geçiyor."

- "Tasarımcılara ve film setlerine gönderiyorum"

"Geleneksel Türk El Sanatı Sanatkarı Belgesi" verilmesinin ardından yurt içinde düzenlenen çeşitli fuarlara katıldığını ifade eden Ataner, şu değerlendirmede bulundu:

"Gittiğim fuarlarda daha çok bilgilendim ve tecrübe kazandım. Bu fuarlarda tanıtımlar yaptım. Fikirler edindim, 'bizim ürünlerimiz turizme yönelik hediye veya giyim ürünü olabilir mi?' diye. Daha sonra atölyemde ehramın yanı sıra bu kumaştan çanta, cüzdan, atkı, kravat, şal gibi ürünler ürettim. Şu anda metrelerce ehram kumaşı yapıyorum, tasarımcılara ve film setlerine gönderiyorum. Ehram kumaşımız bazı üniversitelerin tekstil bölümüne de girdi."

- "Emeğimi Cumhurbaşkanımız bana ödül vererek taçlandırdı"

Ataner, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan aldığı ödülün kendisi için çok büyük değer taşıdığını belirterek, "Ben bu işe yıllarca emek verdim ve bu emeğimi Cumhurbaşkanımız bana ödül vererek taçlandırdı. Kendisine teşekkür ediyorum." diye konuştu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bayburt Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkililerine de bugüne kadar gösterdikleri ilgi dolayısıyla teşekkür eden Ataner, "Ben ödülü kendim için değil, Bayburt adına, Bayburtlu kadınlar adına aldım. İnşallah genç kızlarımız da heveslenir ehram dokuma sanatına yönelirler. Gelecek nesiller inşallah bu sanatı ileriye taşırlar." dedi.


AA Beşir Kelleci