Fatih Sultan Mehmed'e gemileri karadan yürüttüren zincir
Bizans`taki Haliç Zinciri, ilk olarak 8. Yüzyılda kullanılmıştır. Güneyde Topkapı Sarayı’nın doğusundaki bir kuleden kentin kuzey tarafında günümüzde Karaköy Yeraltı Camii’nin bulunduğu alana doğru gerilmekteydi. Araplar, 716 yılında Emevîler dönemindeki halifelerden Ümeyye oğullarından 7. Halife Süleyman İbn-i Abdülmelik zamanında (715 – 717) dördüncü defa İstanbul’u kuşattıkları zaman, İmparator III. Leon’un emri üzerine Haliç’in ilk defa düşman gemilerine zincirle kapatılmıştır. Arapların karadan ve denizden kuşattığı Konstantinopolis 13 ay süren bu kuşatmaya dayanmış, zincire kadar sokularak karşısına demirleyen Arap gemileri Haliç’e girememişlerdir. Kiev Rus Prensi Oleg 907 yılında Konstantinopolis’e büyük bir donanma eşliğinde gelmiş, Bizans ile oldukça avantajlı bir ticaret anlaşması imzalamıştır. Oleg’in İstanbul seferi “Geçmiş Yılların öyküsü” adlı söylencelerde Haliç’İn girişinin demir zincirlerle kilitlenip Rus gemilerinin içeriye alınmaması üzerine Oleg’in gemilerini tekerlekler üzerinde yürüterek Haliç’e indirdiği anlatılmaktaydı. Zincir tahta şamandıralar ya da fıçılar üzerinde yüzdürülmekteyse de sonrasında dost gemilerin geçişine izin verecek şekilde yükseltilebilecek bir mekanizma kurulmuştur. Sonradan Norveç Kralı olacak Viking kökenli Vareg Muhafızı Harald Hardrada[5], yanında beş yüz Viking savaşçısı ile Bizans imparatoruna hizmet etmek için Miglagard (Büyük Şehir) olarak anılan Konstantinopolis’e gelmiş bu sırada gemileri zorlukla da olsa zinciri aşmayı başarmıştır. 1204 Latin İstilası sırasında Haçlı donanmasının Haliç’i kapatan zinciri Robert De Clari’nin anılarına göre bir Venedik gemisinin tayfaları baltalarını kullanarak kırmış bir başka anlatıya göreyse Galata yakasında Haliç’in ağzında yer alan kale zapt edilince zincir kırılabilmiş, böylece Haçlı filosu limandan çeriye girebilmiştir.