Prof. Dr. Osman Eravşar başkanlığındaki bilim heyeti tarafından envanterini çıkarılan Anadolu Selçuklularından kalma 200 kervansarayının UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne sokulması hedefleniyor.
Akdeniz Üniversitesinden bilim heyetinin Anadolu'da 4 yılda 7 bin kilometre katederek tamamladığı proje kapsamında envanteri çıkarılan tarihi İpekyolu üzerindeki Anadolu Selçuklu kervansaraylarının, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne sokulması amaçlanıyor.
Proje kapsamında Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Eravşar başkanlığındaki bilim heyeti, Anadolu Selçuklularından kalma 200 kervansarayın envanterini çıkardı.
Çin'den Avrupa'ya uzanan İpekyolu olarak bilinen tarihi ticaret yolu üzerindeki Selçuklu eserlerini yeniden ele aldıklarını belirten Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi ve Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Osman Eravşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Selçuklu uygarlığının Anadolu'nun yurt edinilmesindeki önemine dikkati çekti.
Selçuklu'nun Antalya'daki hakimiyetinin 200 yıl bile olmamasına karşın bıraktıkları eser sayısının Osmanlı'dan daha fazla olduğunu ifade eden Eravşar, "Bir coğrafyayı vatan yapan o coğrafyaya kattığınız değerlerdir. Bunlar maddi ve manevi olur. Anadolu'yu maddi değerlerle vatan haline getirenler fetihten hemen sonra Selçuklulardır." dedi.
Eravşar, Selçukluların fethettikleri bu topraklara yerleştikten sonra sultanların kendilerine, "Buraları kalkındırmak ve geliştirmek için ne yapmak gerekir?" diye sorduklarını ve bunu da ünlü Selçuklu veziri ve tarihçisi Nizamülmülk'ün eserlerinden öğrendiklerini kaydetti.
Selçuklu kaynaklarında, bir devletin kalkınması için ekonomik ve kültürel unsurlar olduğunun anlaşıldığını kaydeden Eravşar, şunları dile getirdi:
"Selçuklular bunu fark edince ekonomik kalkınmayı sağlamak için Anadolu'da bitmiş olan yolları ıslah ediyor. Ticareti canlandırmak için yollar üzerine kervansaraylar ve köprüler yapılıyor. Ekonomik kalkınmanın yanı sıra kültürel ve sanatsal kalkınmaya da önem veriyorlar. Bir toplum ne kadar zengin olursa olsun ikisini dengeli bir biçimde götüremiyorsanız bu kalkınma olarak değerlendirilmiyor. İşte Selçuklular burada devreye giriyorlar. Hemen her şehre, ilçeler ve küçük şehirlere dahi medreseler yapıyorlar. Konya ve Kayseri'de 14'er, Antalya'ya 3-4, Isparta'ya, Eğirdir'e medreseler, yani üniversiteler kuruyorlar. Bu katkılarla bu coğrafya Selçuklular sayesinde vatana dönüştürüldü."
- 200 kervansarayın değerlendirmesi yapıldı
Çin’den Avrupa'ya uzanan tarihi İpekyolu'nun M.S. 2. yüzyıldan itibaren kullanıldığını ve coğrafi keşifler başlayıncaya kadar dünya ticaretinin önemli bir geçiş güzergahı olduğunu hatırlatan Ervaşar, "Bu ana güzergahın ara yolları var. Örneğin Tebriz'den gelen kervan yolu Erzurum, Kuzey Anadolu ve Erzincan üzerinden Niksar'a oradan da Tokat'a bağlanıp Amasya üzerinden batıya doğru devam ediyor. Ara yollara da küçük kervansaraylar, yapılar inşaa etmişler." diye konuştu.
Eravşar, üzerindeki Selçuklu kervansaraylarının envanterini çıkardıkları tarihi İpekyolu'nun BM'nin, Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) kültür mirası listesine dahil edilmesinin hedeflendiğini ifade etti.
Bu yöndeki çalışmaların İpekyolu'nun geçtiği ülkeler kapsamında yürütüldüğünü belirten Eravşar, "Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, İran, Azerbaycan, Moğolistan ve Türkiye'den geçen güzergahtaki kervansaray ve benzeri yol üstü kuruluşların belgelenmesi ve bir bütün halinde Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınması hedefleniyor." dedi.
Türkiye'nin de bu sürece dahil olduğunu ve hem bu sürece katkı sağlanması hem de Anadolu’daki Selçuklu'nun kültürel mirasının belgelenmesi amacıyla bir proje geliştirildiğine işaret eden Eravşar, bu kapsamında Anadolu'daki 200 kervansaray ve kervan yolunun mimari olarak değerlendirmesinin yapıldığını kaydetti.
Günümüzde birçoğu harap halde olan veya sadece kalıntıları kalmış kervansarayların eski kaynaklardan da yararlanılarak yeniden tek tek ele alındığını belirten Eravşar, "Ayakta olan tüm yapıların plan ve çizimlerini Vakıflar Genel Müdürlüğünün özgün çizimlerinden temin ettik. Bu çalışmanın içindeki görsel fotoğraflar ileri teknolojiyle çekildi." dedi.
Büyük Selçuklu Devleti’nin eserlerinin envanterlenmesinin daha önce gerçekleştirildiğini anımsatan Eravşar, şöyle devam etti:
"20 ülkeyi kapsayan bir projeydi. Büyük Selçuklu kervansaraylarını çalışmıştık. Sadece kervansaraylar değil türbeler, hanlar, camiler diğer yapılar çalışılmıştı. Burada sadece Anadolu'daki Selçuklu kervansaraylarını ele aldık. Daha sonraki süreçte Selçuklu yapılarına odaklı olarak yani medreseler, camiler, türbeler, hamamlar, kalelerin her biri ayrı ayrı çalışılacak. Böylelikle Türk kültür tarihinin en önemli aşamalarından biri olan Selçuklu uygarlığı hem belgelenmiş hem de hak ettiği değer verilmiş olacak. Bu çalışmanın içerisinde yapıların mimarı tanımlamaları ve kitabeleri gibi bir takım bilgiler yer alıyor. Bu kitabeler bizim için çok önemli. Selçuklu döneminin yazılı kaynakları son derece az. Kervansaraylar da kitabeleri açısından bize çok önemli bilgiler sunuyorlar. O dönemin yol güzergahları, ticari hayatını, bu yapıları kimlerin neden inşa ettiklerini nasıl kullanıldıkları hakkında çok ayrıntılı bilgiler veriyor. Kervansarayları tüm yönleriyle ele aldık."
Eravşar, 4 yılda 7 bin kilometre katedilerek gerçekleştirilen projenin kitap haline getirilerek kütüphanelere, dış temsilciliklere ve ilgili kurumlara gönderildiğini sözlerine ekledi.
Hüseyin Kanber - AA