2019 Europa Nostra Koruma Ödülü; Boğaziçi Üniversitesi Tarsus - Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi'nin

2019 Europa Nostra Koruma Ödülü; Boğaziçi Üniversitesi Tarsus - Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi'nin

Mersin’deki Boğaziçi Üniversitesi, Tarsus - Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi koruma ve yeniden kullanım proje ve uygulaması; Avrupa Kültürel Miras Ödülü / Europa Nostra Ödülü 2019 yılı Koruma Ödülüne layık görüldü.

Avrupa’nın alanındaki en prestijli ödülü kabul edilen, Avrupa Kültürel Miras Ödüllleri / Europa Nostra Ödülleri’nin 2019 yılı sahipleri belli oldu.

Avrupa’nın önde gelen kültürel miras ağı Europa Nostra'dan yapılan açıklamaya göre; Bu yıl 18 ülkede 27 ödül, koruma, araştırma, üstün hizmet, eğitim ve farkındalık yaratma alanlarında etkileyici çalışmalara verildi. Bu yıl Europa Nostra Ödülü’nü koruma dalında kazananlar arasında Mersin’deki Boğaziçi Üniversitesi, Tarsus - Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi koruma ve yeniden kullanım proje ve uygulaması da var.

2019 Europa Nostra Ödülleri, Türkiye’de ‘Koruma’ dalında Boğaziçi Üniversitesi Gözlükule Kazısı Araştırma Merkezi yapısına, ‘Eğitim, Beceri Geliştirme ve Farkındalık Yaratma’ dalında Alman Arkeoloji Enstitüsü’ ne verildi.

Ödüller, 29 Ekim’de Paris’te Avrupa Kültürel Miras Kongresi kapsamında gerçekleşecek olan Avrupa Kültürel Miras Ödülleri Töreni’nde sahiplerine sunulacak.

(Ödül kazananların tam listesi için tıklayınız)

100 yıllık eski çırçır fabrikasını arkeolojinin hizmetine sunan proje ödül aldı

Boğaziçi Üniversitesi tarafından restore edilerek akademik çalışmalara ev sahipliği yapmak üzere kültür ve tarih merkezi haline getirilen, Saint Paul Kilisesi Anıt Müzesi yanında bulunan 100 yıllık eski çırçır fabrikası Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi Şubat 2017’de hizmete girdi.

19. yüzyılın ikinci yarısında İngilizler tarafından yapıldığı belirtilen eski Tarsus Çırçır Fabrikası bölgenin ilk endüstri yapılarından biri olarak 2002 yılından itibaren önce kısmen, 2013 yılında ise tamamen Gözlükule Höyüğü'nde arkeolojik çalışmalar yürüten Boğaziçi Üniversitesi’ne, araştırma merkezi olarak değerlendirilmesi amacıyla tahsis edilmişti. Merkezdeki kazılar Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Aslı Özyar liderliğindeki ekip tarafından yürütülmeye devam ediyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nin yürüttüğü arkeoloji kazılarında halihazırda Geç Antik Çağ’dan Erken İslami Dönem’e geçiş ile Tunç Çağı’ndan Demir Çağı’na geçiş süresinde (yaklaşık M.Ö. 1200’ler) yaşanan değişim ve devamlılıklar inceleniyor.Tarsus-Gözlükule kazı ve araştırmaları ile, bölgenin kültürel mirası olan Gözlükule höyüğünün etrafındaki kent dokusu ve doğal çevresi ile beraber algılanması, belgelenmesi ve sürdürülebilir şekilde korunmasına katkıda bulunmayı amaçlanıyor.

Boğaziçi Üniversitesi Gözlükule Kazısı Araştırma Merkezi ayrıca Gold LEED sertifikası alan ilk endüstri mirası kültür varlığı olma özelliğini taşıyor.

Avrupa’nın önde gelen kültürel miras ağı olan Europa Nostra tarafından yapılan açıklamaya göre, bu yıl 18 ülkeye 27 ödül, koruma, araştırma, üstün hizmet, eğitim ve farkındalık yaratma alanlarında etkileyici çalışmalara verildi. Ayrıca, devam etmekte olan Halk Ödülü seçmelerine Avrupa’dan ve dünyanın diğer yerlerinden vatandaşlar https://vote.europanostra.org/ adresi üzerinden oy vererek katılabilecek ve kendi ülkelerinden veya başka ülkelerden ödül sahiplerine destek verebilecek.

Ünlü opera sanatçısı ve Euyropa Nostra’nın başkanı Plácido Domingo, ödüllerle ilgili olarak şunları söyledi. “2019 Avrupa Miras Ödülleri / Europa Nostra Ödülleri’nin tüm kazananlarını kutluyorum. Miras kahramanları olan Avrupa’nın her yerinden gelen bu profesyonel ve gönüllüler gerçekten çok önemli bir şeyi başardılar. Avrupa’nın anıtlarını, sitlerini restore eden, koruyan ve tanıtan, aynı zamanda soyut mirasını koruyan çalışmaları hayal edilebilecek en yüksek kalitede. Ödüller, miras projelerinin ekonomimiz, çevremiz, kültürümüz ve yaşam kalitemiz üzerindeki büyük etkinin kanıtları. Avrupa’nın mirası, Avrupa’nın geleceği ve refahı için kilit bir değer. Bu durum Avrupa vatadaşları ve Avrupa enstitütülerinin gelecekteki liderlerine yönelik yaklaşan Avrupa seçimleri öncesinde önemli bir mesaj.”

Avrupa’nın çeşitli yerlerinden miras uzmanlarından oluşan bağımsız jüriler 34 Avrupa ülkesindeki kişi ve kurumdan gelen 149 başvuruyu değerlendirdi ve kazananları belirledi. Kazananlar 29 Ekim akşamı Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un himayelerinde Avrupa Komisyoneri Tibor Navracsics ve Maestro Plácido Domingo’nun evsahipliğinde Avrupa Miras Ödülleri Töreni’nde ödüllendirilecekler. Yedi büyük ödül sahibi (her biri 10.000 Euro ile ödüllendirilecek) ve Halk Seçimi kazananı bu törende duyurulacak. Ödül sahipleri projelerini 28 Ekim günü yapılacak Mükemmeliyet Fuarı’nda tanıtacak. Ayrıca 27-30 Ekim 2019 tarihlerinde düzenlenecek Avrupa Miras Kongresi’ndeki çeşitli etkinliklere katkıda bulunacaklar.

Boğaziçi Üniversitesi Tarsus-Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi

Tarsus'ta 19. yüzyıldan kalma terk edilmiş bir çırçır fabrikası, gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sonrası, arkeolojik araştırmalar ve halkın katılımı için yeniden tasarlanmış çağdaş bir merkeze ev sahipliği yapıyor. Geçmişte pamukların tohumlarının ayrıldığı sanayi kompleksi, bugün şehrin merkezinde yer alan Gözlükule höyüğünde araştırmalar yapan Boğaziçi Üniversitesi kazı ekibine hizmet veriyor. Proje, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ve katkıları ve T.C. Kalkınma Bakanlığı fonlarıyla Boğaziçi Üniversitesi tarafından finanse edildi.

Gözlükule höyüğünden çıkarılan eserlere yönelik konservasyon ve restorasyon çalışmalarının yürütüleceği modern bir laboratuvar ve eser arşiv depolarının kazandırıldığı merkezde; kazı evi, kütüphane, çalışma odası, açık mutfak ve yemek alanı, ulusal ve uluslararası konferansların düzenlenebileceği konferans salonu ve sergi salonu yer almaktadır.

Restorasyon uzmanı yüksek mimar Saadet Sayın yönetiminde, sürdürülebilir tasarım projesi Apaydın Mühendislik ile uygulama çalışmaları ise Sayka İnşaat ile gerçekleştirilen proje; kompleksin mimari, mekânsal ve estetik değerlerini ortaya çıkartırken, yapının endüstriyel miras eseri olarak sahip olduğu özgün tarihsel karakterini de koruyor.

Merkez, araştırmacıların ve yerel toplumun ihtiyaçlarını karşılayarak kentin çağdaş yaşamına yeniden entegre edildi. Jüri, “yapının en az tarihi kadar orijinal olan yeni işlevine" hayran kaldığını belirterek, " araştırmalar, basit ve işlevsel mimariye sahip yapı kompleksinin Avrupa tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu göstermiştir. Ek olarak, dönüştürülmüş sanayi miras alanının kentsel alana işlevsel entegrasyonu bulunduğu çevrenin dönüşümüne katkıda bulunmaktadır ” dedi.

Kompleksin enerji ihtiyaçları için geliştirilen yenilikçi teknolojiler, kültürel miras alanlarının sürdürülebilir dönüşümü için bir model oluşturmuş, kazı ekibi tarafından eserleri temizlemek için kullanılabilecek yağmur suyunu depolamak için yeni bir sistem geliştirilmiştir. Bunun yanında elektrik ve sıcak su, çatıdaki güneş ve fotovoltaik paneller tarafından sağlanmakta, bu uygulamalar sayesinde araştırma merkezinin tüm enerji ve sıcak su gereksinimleri güneş enerjisi tarafından karşılanmakta ve böylece kompleksin karbon ayak izini büyük ölçüde azaltmaktadır. Jüri, “nitelikli malzemelerin kullanıldığı bu müdahale, yapıyı geleceğe taşıyor" diyerek bu yaklaşımın "21. yüzyılın sürdürülebilirlik gereklilikleri ile baş etme konusunda oldukça iddialı” olduğunu ifade etti.

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar