Osmanlı döneminin ünlü tıp alimlerinden Sabuncuoğlu Şerefeddin'in kullandığı 200'e yakın tıp aleti ile tekniğinin sergilendiği Amasya Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi, hizmet verdiği 5 yıldan bu yana 225 bine yakın yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırladı.
AMASYA: Osmanlı döneminde 1402-1468 yıllarında hekimlik yapan Sabuncuoğlu Şerefeddin'in kullandığı tıp aletleri ve teknikleri, Amasya Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi'nde sergileniyor.
İlhanlı hükümdarı Sultan Olcaytu Mehmed Han'ın 1308 yılında inşa ettirdiği, İlhanlılar, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde hastaların tedavisinde kullanılan bimarhane, 2011 yılında Amasya Belediyesi tarafından restore ettirilerek "Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi" olarak hizmete açıldı.
Amasya'daki "bimarhane"de, Burhaneddin Ahmed'den tıp eğitimi aldıktan sonra yine aynı yerde 17 yaşında hekimlik yapmaya başlayan Sabuncuoğlu Şerefeddin'in kullandığı tıp tekniklerini anlatan balmumu heykeller ve kullandığı tıp aletleri, müzeye gelen ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Müze müdürü Metin Çelik, müzede özellikle Sabuncuoğlu Şerefeddin'in panzehir çalışmalarının sergilendiği kısmın ilgi çektiğini söyledi.
Amasya'da o dönemlerde sıkça rastlanması nedeniyle Sabuncuoğlu Şerefeddin'in yılan zehirlenmesi tedavisinde kullanılabilecek çalışmalar yaptığını anlatan Çelik, "Sabuncuoğlu, önce hayvanlar üzerinde şifalı bitkileri kullanarak deneyler yapıyor. Olumlu sonuçlar aldığı deneyleri daha sonra kendi üzerinde yapıyor. Kendi üzerinde denemediği hiçbir ilacı hastasında kullanmıyor." dedi.
Sabuncuoğlu Şerefeddin'in o yıllarda bölgede çokça görülen yılan zehirlenmelerine karşı panzehir geliştirdiğini belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Geliştirdiği panzehiri önce tavuk ve horozlarda, daha sonra da kendi üzerinde deniyor. Bunun için çok zehirli bir yılan getirtiyor. Sol elinin baş parmağını yılana ısırtıyor ve kendini zehirliyor, daha sonra geliştirdiği panzehirden bir miktar alıyor. Sonucunda yılan zehrinin etkisini kaybettiğini görüyor. Sabuncuoğlu'nun kitaplardan biri olan 'Mücerrebname' adlı kitapta bu olay anlatıyor. Şunu söyleyebiliriz. Sabuncuoğlu Şerefeddin hastaları için kendini feda eden bir hekimdir."
Ruh ve sinir hastalarına müzikli tedavi
Çelik, müzede ruh ve sinir hastalarının tedavi edilmeleriyle ilgili de bölüm bulunduğunu, bu bölümde müzikle tedavi edilme yöntemlerinin anlatıldığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Tedavide kullanılan enstrümanları sergiliyoruz. Müziğin psikolojik rahatsızlıklar üzerindeki tedavi edici etkisi ilk çağlardan bu yana bilinen bir yöntemdir. Osmanlılar'da müzikle tedavi en parlak dönemlerinden birini yaşamıştı. Bulunduğumuz bu mekan da müzikle tedavinin merkezleri arasında yer alıyordu. Burada görev yapan hekimler tarafından ruh ve sinir hastalıkları için müzikle tedavi çalışmaları yapılmıştır. Bilimsel çalışmaları ile ruh hekimliği alanında da çağdaşlarına göre yüksek düzeye ulaşmış Osmanlı hekimleri, hastaların müzikle tedavi konusunda bir hayli ileri gitmiş."
Müzede sergilenen tıp aletlerine ve tıp tekniklerini anlatan heykellere ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiğine işaret eden Çelik, şöyle dedi:
"Sabuncuoğlu Şerefeddin, bimarhanede 17 yıl hekim olarak görev yaptı. Müzemizde Sabuncuoğlu Şerefeddin'in kullandığı 200'e yakın tıp aleti ve kullandığı teknikleri anlatan heykelimiz bulunuyor. Müzeye tıp fakültesi öğrencileri yoğun ilgi gösteriyor, hatta bazı üniversitelerin tıp fakülteleri burada uygulamalı eğitim yapıyor. Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi, 5 yıllık geçmişinde yaklaşık 225 bine yakın yerli ve yabancı konuk ağırladı."
AA Cihan Okur