Adonis kimdir?
1. Adonis: Yunanlıların doğu kökenli olduğunu düşündükleri tanrısal bir kişiliğe verdikleri ad. Dumuzi, Tammus ve Baal gibi doğulu örneklerden köken almış ve çok farklı bir şekle bürünmüştür.
Yılın yansını yer altında Persephone ile birlikte, kalanını ise Aphrodite ile birlikte yeryüzünde geçirirdi.
Aphrodite ile bir araya gelmesi şerefine her yıl baharda kadınlar tarafından onun adına kutlanan şenlikler (Adonia) düzenlenirdi.
Babil kaynakları canlılığın erkek ilkesi olarak Adonis’i, dişi ilkesi olarak Astarte’yi göstermektedir.
2. Adonis: Güzelliği dillere destan bir kral oğlu. Aphrodite'nin sevgilisi
Kıbrıs'ın ilk kralı Kinyras, kendi kızı Myrrha ile anormal bir ilişki kurdu; Aphrodite'nin kötü bir oyunuydu bu.
Kral, işin farkına varınca, kızı Myrrha'yı öldürmek istedi. Kız bir mersin ağacı oldu ve Adonis dokuz ay sonra bu ağaçtan meydana geldi.
Adonis avlanmaktan hoşlanıyor, sevgilisi Aphrodite onu bu işten bir türlü vazgeçiremiyordu.
Ares, Adonis'i kıskandığı için, bir yaban domuzuna öldürttü.
Ormanda sevgilisini ararken dikenler battı Aphrodite'ye.
Aphrodite'nin damlayan kanlarından güller açtı, Adonis'in akan kanlarından da Manisa lâleleri. Sevgilisinin ölümüne Aphrodite o kadar yandı yakıldı ki, tanrılar, Adonis'in, yılın altı ayını yeryüzünde Aphrodite'nin yanında geçirmesine izin verdiler.
Attis ve Kybele gibi bir Doğu tanrısı olan Adonis, kızgın yaz sıcaklarında tabiatın birdenbire sararıp solmasının sembolüdür.
Yazın en sıcak zamanlarında Adonis törenleri yapılırdı.
Ölü Adonis'i temsil eden bir küçük tahta heykel etrafına kadınlar, saksılar içinde solup kuruyan çiçekler dizerler, ağıtlar söylerlerdi.
Adonis: Köken ve kaynakları güney Akdeniz çevresine uzanan tipik bir Anadolu efsanesi.
Kybele-Attis mythos'unun bir başka anlatımını veren Adonis efsanesi bir toprak-bereket öyküsüdür. Birçok şiir ve masal yazarlarının özene bezene işledikleri bu öykü şöyle özetlenebilir:
Suriye kralı Theias, ya da Kıbrıs kralı Kinyras'ın Myrrha ya da Smyma adında bir kızı varmış, tanrıça Aphrodite'in lanetine uğrayan bu kız babasına tutulmuş, onunla sevişmek istemiş. Dadısının kurduğu bir düzenle babasının yatağına girmiş ve on iki gece onunla sevişmiş, son gecesi de gebe kalmış. O gece babası, yanında yatan kadının kendi kızı olduğunu anlamış ve bu korkunç günahı temizlemek için, kılıcıyla kızının üstüne yürüyüp onu öldürmek istemiş. Ama tanrılar Myrrha'ya acımışlar ve onu babasının elinden kurtarmak için bir mersin ağacına çevirmişler. On ay kadar sonra ağacın kabuğu çatla mış, gövdesinden dünya güzeli bir bebek çıkmış. Çocuğun güzelliğine vurulan Aphrodite onu büyütsün diye yeraltı tanrıçası Persephone'ye vermiş. Ama Persephone de çocuğa tutulmuş, onu Aphrodite'ye bir daha geri vermeye yanaşmamış. Tanrıçalar arasında kopan kavgaya yargıçlık eden Zeus, Adonis'in yılın dört ayını Persephone'nin, dört ayını da Aphrodite'nin yanında geçireceğine, geri kalan zamanda da istediği yerde yaşayabileceği ne karar vermiş. Adonis sekiz ay Aphrodite'nin yanında kalmayı seçince, tanrıçanın güzel delikanlıya olan aşkını kıskanan öbür tanrılar (Ares ya da Artemis) Adonis'in üstüne bir yaban domuzu salmışlar, kasığından yaralanan Adonis'de kanaya kanaya can vermiş. Toprağı sulayan kanından Manisa lalesi denilen bahar çiçekleri bitmiş, öte yandan sevgilisinin yardımına koşan Aphrodite'nin ayağına diken batmış, sıyrığından akan bir damla kan tanrıçanın çiçeği olan beyaz gülü kırmızıya boyamış.
Kışın yeraltında saklanan, baharla birlikte yeryüzüne dönen ve aşk cümbüşü içinde fışkırıp gelişen bitkisel varlığı simgeleyen Adonis'e Suriye'de özellikle kadınlar tapınırlardi. Yılda bir bahar bayramları yaparlar, saksılara, sepetlere tohum dikerler, onları sıcak sularla sularlardı, böylece hızla büyüyen bu bitkiler kısa zamanda solup ölürlerdi. Adonis bahçeleri denilen bu çiçeklerin karşısında kadınlar yas tutar ve "O ton Odonin" (Vah Adonis!) çığlıklarıyle dövünürlerdi.
Adonis efsanesi Sümer ve Hitit kaynaklarından gelmedir. Adonis İbrancce "efendi" anlamına gelen Tammuz (Türkçe Temmuz) adının yunancalaştırılmış karşılığıdır. Tammuz-Adonis efsanesiyle Hitit bereket tanrısı Telepinu efsanesi arasında ilişki ve benzerlik göze çarpmaktadır (Kinyas).