UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'nde bulunan Roma İmparatorluğu dönemine ait Afrodisyas Antik Kenti'ndeki kazılardan çıkan heykellerin sergilendiği müze, ziyaretçilerini tarihe yolculuğa çıkarıyor.
AYDIN: UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'nde bulunan Roma İmparatorluğu dönemine ait Afrodisyas Antik Kenti'ndeki kazılardan çıkan heykellerin sergilendiği Afrodisyas Müzesi, ziyaretçilerini 2 bin 500 yıl öncesine götürüyor.
Aydın'ın Karacasu ilçesinde yer alan, ilk olarak 1904'te yabancı arkeologlarca başlatılan, sonrasında geniş kapsamlı çalışmaların 1961-1990 yılları arasında Prof. Dr. Kenan Erim öncülüğünde yapıldığı Afrodisyas'ta Erim'in vefatının ardından Oxford Üniversitesi'nden Prof. Roland R.R. Smith başkanlığında devam kazılarda bulunan heykeller Afrodisyas Müzesi'nde sergileniyor.
Dönemin heykeltıraş okulunda okuyanlar tarafından yapılan 3 boyutlu 80 kabartma heykelin öne çıktığı 300 heykel, ziyaretçilerini tarihe yolculuğa çıkarıyor. Afrodisyas ekolü adı verilen heykellerde, kadın, aile ve mitoloji ögelerinin işlenmesi dikkati çekiyor.
Orjinalliğini koruyan kabartma heykeller, yapıldığı dönemde şehrin merkezindeki Sebasteion Tapınağı'nın önündeki caddede karşılıklı durduğu için müze içerisinde de özel olarak yapılan bir koridorda karşılıklı yerleştirilerek o günün havası yansıtılmaya çalışılıyor.
Afrodisyas'ın çığlığı
M.Ö. 5. yüzyılda kurulan ve Roma İmparatorluğu döneminde gelişen, başta heykelcilik olmak üzere önemli bir sanat merkezi haline gelen Afrodisyas Antik Kenti'nde çıkarılan eserlerle, Aydın Müze Müdürlüğü Müze Araştırmacısı Yusuf Yılmaz, sergilenen buluntuların neredeyse tamamının heykellerden oluştuğunu belirtti.
Afrodisyas'ta heykeltraş okulu bulunması nedeniyle bölgede çok sayıda heykelin yer aldığını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: "Kazılarda Afrodisyaslı heykeltıraşların rölyef kabartmaları gerçekten dikkat çekici. Onların hünerlerini ve Afrodisyas ekolünün nasıl bir ekol olduğunu görüyoruz. Heykelleri detaylı incelediğimizde daha çok mitolojik sahnelerin anlatıldığı, o dönem imparatorlarının yaşamlarından kesitleri bizlere sunuyor. İmparatorların zaferlerinin kabartmalara yansıdığını görüyoruz.
İnsan anatomisi çok iyi şekilde mermere yansıtılmış. Yerli ve yabancı ziyaretçiler müzeye büyük bir hayranlık duyuyor. Ziyaretçilerimiz burada Afrodisyas'ın çığlığını duyabilirler. Burayı görmeyenlerin mutlaka gelip bu atmosferi yaşamaları gerektiğini düşünüyorum. Ziyaretçilerimiz buraya girdiklerinde kendilerini 2 bin 500 yıl önceki atmosferde gibi hissediyorlar. Özellikle bu koridorda dolaşanlar kendilerini o dönemdeymiş gibi hissediyorlar."
Mavi at heykeli
Müzede sergilenen "Mavi at heykeli"nin de önemli bir buluntu olduğuna dikkati çeken Yılmaz, eserin müzedeki en önemli kalıntılardan birisi olduğunu, siyah beyaz mermerden yekpare tek parça yapıldığını dile getirdi.
Yılmaz, "Burada bir sahne anlatılıyor. Kazılarda sadece at ve sürücünün bir ayağı bulundu. Parçalarının bulunması için kazı çalışmaları da devam ediyor. Truva Savaşı'nda geçen bir sahne anlatılıyor. Amazonlar Kraliçesi Penthesileia, Truva halkının yanında savaşa katılmış. Savaşta Akhilleus tarafından yaralanıyor. Sonrasında ona aşık olan Akhilleus'un o savaş sahnesinden alıp çıkarması mermere yansıtılmış. Önemli bir buluntu çünkü bu haliyle yani hareket halinde yapılan heykeller içerisinde yer alıyor." diye konuştu.
AA Ferdi Uzun