Ağaç kabuğundan yapılan 2300 yıllık Kelt kalkanı teknoloji harikası çıktı

Ağaç kabuğundan yapılan 2300 yıllık Kelt kalkanı teknoloji harikası çıktı

Leicester Üniversitesi arkeologları, 2015 yılında İngiltere'nin Leicester Şehri'nde Soar Nehri’ne yakın arkeolojik alanda buldukları ağaç kabuğundan yapılmış kalkanın savaşlarda pek işe yaramayacağını sanıyorlardı ama ahşap kalkan deneysel olarak yeniden üretildi ve tahminlerin ötesinde dayanıklı çıktı.

Leicester Üniversitesi Arkeoloji Bölümü arkeologları 2015 yılında İngiltere'nin Leicester Şehri'nde Soar Nehri’ne yakın bir arkelolojik alanda Avrupa’da bugüne kadar türünün tek örneği olan ağaç kabuğundan imal edilmiş 2.300 yıllık bir kalkan keşfetmişti. 670 x 370 mm ölçülerine sahip olduğu tespit edilen  Leicester Arkeoloji Hizmetleri (ULAS) arkeologları tarafından Everards Meadows arkeolojik alanında bulunmuştu.

Bir sulama kanalının içindeydi ve ters vaziyette duruyordu.

İlginç bulgu Avrupa'da gerçekleşen kazılarda bulunan ilk ahşap kalkandı.

O güne dek Avrupa kıtasında pek çok kalkan bulunmuştu ama hepsi ya keresteden ya da metalden yapılmıştı. Avrupa’da bulunan türünün ilk örneği olan kalkan güney yarımkürede, Avustralya, Borneo ve Filipinler’de bulunan ağaç kabuğu kalkanlardan da farklı özellikler taşıyordu.

ULAS proje sorumlusu Arkeolog Matt Beamish, kuzey yarımkürede  ağaçtan yontulmuş kabuktan imal edilmiş kalkanlara daha önce hiç rastlanmadığını söylüyor.

Enderby Kalkanı (The Enderby Shield) olarak adlandırılan savunma silahının büyük kısmı, balçık içinde günümüze kadar çürümeden kalmayı başarmıştı. Kalkan radyokarbon yöntemiyle İngiltere'nin demir çağına, yaklaşık olarak MÖ 395 ila 250 yılları arasına tarihlendirildi.

Keltlerin 2 bin yıl önce ahşap kaseler ve kutular yapmak için ağaç kabuğu kullandıkları biliniyordu ama ağaç kabuklarının bir savaş gereci için kullanıldığı bilinmiyordu.

Ağaç kabuğundan yapılmış ve çok iyi korunmuş kalkanın Kelt silahları hakkındaki literatüre hayli yeni ve oldukça şaşırtıcı bilgiler kazandırdığı tartışmasız bir gerçekti.

Kalkanın önce savaş aracı olamayacağı ve tören için imal edildiği düşünüldü

Enderby Kalkanı, kızılağaç, söğüt, kavak, fındık veya iğ ağacı kabuğundan imal edilmişti. İçi ahşap çıtalarla sertleştirilmiş, tutmaçları yeşil söğüt dallarından örülmüştü ve fındık ağacından bir kasnak ile çevrelenmişti. Ortasında elin girmesi için oluşturulmuş bir çıkıntısı vardı.

Tarihçilerin kalkanla ilgili ilk varsayımı, malzemenin savaşta kullanılamayacak kadar dayanıksız olduğuydu.

York Üniversitesi Arkeoloji Bölümü proje yöneticisi Michael Bamforth: 'Önce ağaç kabuğdan bir kalkanın, mızrak ve kılıçlara karşı savunma için kullanılabilecek kadar güçlü olamayacağını düşündük ve tören amaçlı kullanıldığını düşündük. Metal silahlardan gelen darbelere karşı dayanmasının oldukça zor olduğunu tahmin ediyorduk. Ama kalkanı deneysel arkeoloji yöntemiyle yeniden inşa ettiğimizde çok yanıldığımız ortaya çıktı" dedi.

Arkeologlar demir çağı tasarımcılarını selamladılar: Muhteşem!

Deneysel arkeoloji çalışmaları, ağaç kabuğu kalkanın demir silahların ağır darbelere dayanabileceğini gösterdi.

Yapılan test ve deneyler, kalkanın, savaş için yeterince dayanıklı ve inanılmaz derecede hafif olacağını gösterdiği gibi sahibini, oklardan koruyabildiğini ortaya çıkardı. Alternatiflerden çok hafifti, metal kalkanlar kadar hantal ve ağır değildi. Hafif olduğu için kullananın hızını kesmiyor ve hareketlerini kısıtlamıyordu.

Arkeolog Matt  Beamish, “Bu artık olmayan bir teknoloji. Bildiğimiz kadarıyla daha önce görülmedi, ancak büyük olasılıkla kabuk maddeleri yapmak için birçok yolla kullanılan bir teknikti. Yeniden inşa etmeye karar verdik. Kalkanın karmaşık sırlarını ortadan kaldırmak için çalışan ekibin bir parçası olmak inanılmaz derecede ilginç ve faydalı oldu.  York Üniversitesi'nden Mike Bamforth, kalkanın hassas özelliklerini ortaya çıkarmak için CT tarama ve 3D baskı kullandı. Bu gerçekten şaşırtıcı ve eşsiz eser, bize asla tahmin edemediğimiz tarih öncesi teknolojiye dair bir fikir verdi. Metal kalkanlar kadar güçlü olmasa da, ağaç kabuğu kalkanın etkili darbeleri durdurabildiğini ve son derece hafif olma avantajı sağladığını gördük.

British Museum’un Avrupa Demir Çağı Koleksiyonları Küratörü Julia Farley, “Bu kesinlikle olağanüstü bir obje. Kariyerim boyunca karşılaştığım en muhteşem bulgulardan biri.” diyor.

Beamish, sanılanın aksine bu tür silahların yaygın olduğunu belirtiyor.

 Beamish: 'Kalkanı balçıklı zeminde yüz aşağı"bulduk. İçerideki tutamağın bir kısmını görülebiliyordu. Sap tutamaçları yuvarlak söğüt dallarından yapılmış, sonunda düzleştirilmiş ve çentikli ve bükülmüş bağlarla kabuğa sabitlenmişti. Arkeologlar, bu tür kalkanların Demir Çağı'nda yaygın olabileceğini, ancak organik materyallerin zamana karşı direnme şansı az olduğu için günümüze kalma ihtimalinin az olduğunu düşünüyor..

Kalkanı saklayacak olan British Museum, onu "kesinlikle olağanüstü bir nesne" olarak nitelendirdi.

Kalkan sulama kanalına bilinçli atılmış olabilir

Kalkanın neden sulama deliğinin dibinde olduğu belli değil. Belki kırıldığı için atılmış, belki de ritüel bir ayin parçası olarak bilinçli yerleştirilmişti. Kalkan malzemeleri ve sulama kanalındaki diğer malzemelerin radyokarbon tarihdirmesi, kalkanın üretimi ile kanala atılması arasında on yıldan uzun süre geçtiğini gösteriyor. Kalkan savaşta hasar gördüğü için mi yoksa bilinçli olarak mı atılmıştı sorusuna yanıt bulabilmek için, daha ayrıntılı bilimsel analiz ve deneysel arkeoloji çalışmaları yapılması planlanıyor.

arkeolojikhaber.com


Benzer Haberler & Reklamlar