Agamemnon kimdir?
1. Agamemnon: Homeros’un Iliada destanında Akhalara komuta eden Mykenai ve Argos kralı.
2. Agamemnon: Agamemnon Yunan mythos'unda tektir, eşsiz bir tiptir, yalnız İlyada'da değil, efsaneler boyunca onun simgelediği kavramı onun kadar etkin ve belirgin niteliklerle canlandıran başka bir kişi yoktur.
Agamemnon kraldır, krallar kralıdır, her biri bir bölgenin yönetimini elinde tutan birçok derebeylerinin başında, onları ordularıyla birlikte yöneten başkomutandır. Buyruğuna tek sınır, bölgesel kralların toplantısında çizilir, bu kurultayda da başlıca kural danışmadır. Yunan mythos'u tanrılar tanrısı Zeus'un üstünde, ondan üstün bir güç bulunduğunu gösterdiği gibi, krallar kralı Agamemnon'un kişiliğinde de krallığın hem erdemlerinı, hem de eksik ve zayıf yönlerini önümüze serer. Bu bakımdan destana olduğu kadar, tragedyaya da esin konusu olmuştur Agamemnon. İlyada'nın üçüncü bölümünde Helene surların üstüne dizilmiş, savaş alanına bakan Troyalı ihtiyarlara en başta eski eniştesi Agamemnon'u "hem iyi bir kral, hem güçlü bir savaşçı" olarak tanıtır.
Agamemnon'un krallık yetkisi Zeus'tan gelmiştir. Homeros onun asasının, kral değneğinin tarihçesini çizerken , soyunu Pelops'a kadar götürür, başka bir efsane koluna göre Agamemnon'un ilk atası Tantalos'tu.
İlyada'da Pelops oğullarının kan davasından söz edilmez, krallık normal yoldan Pelops'tan Atreus'a, Atreus'tan Thyestes'e ve ondan Agamemnon'a aktarılır; Atreus ile Thyestes arasındaki kardeş düşmanlığı ve onun sonucunda İslenen korkunç suçlar daha çok tragedyaya konu olmuştur. Ama destan Agamemnon'u bir krala özgü bütün nitelikleriyle canlandırır. Bu kral portresi üstünde durmaya değer.
İlyada'nın konusu, Agamemnon ile Akhilleus arasındaki kavga Agamemnon yüzünden kopar. Ve bu kavgada krallar kralının tutumu, karakteri ve kişiliği bütün açıklığıyla ortaya serilir. Agamemnon kraldır ve her kral gibi kendi çıkarını, istek ve buyruklarını emrindeki insanlarınkinden üstün görmekte ve bu inanışa göre davranmaktadır. Tutsağı Khrysels'i geri vermek istememesi, vermek zorunda kalınca Akhilleus'unkini almakta hiçbir sakınca görmemesi kavganın asıl nedenidir. Bu olayda karşısına çıkan kim olursa olsun paylar, tersler, hiçe sayar.
... Kalktı hırsla
gücü yaygın Agamemnon, yiğit Atreus oğlu,
kapkara bir öfkeyle doluydu yüreği,
yanıyordu iki gözü yalım yalım...
Apollon'un Akha'lara gönderdiği salgının nedenini bilen Kalkhas bu öfke karşısında çekinir gerçeği söylemeye
Kızdıracağım biliyorum Akha 'ların saydığı adamı,
o adamın bütün Argos'lulara her yerde sözü geçer.
Kral azgın olur kızınca ayak takımından birine,
bir zaman öfkesini yenerse de, unutamaz kinini,
dışarı vurana dek taşır yüreğinde onu.
Ama Agamemnon ne Kalkhas'ı dinler, ne de onun sözlerine uyulmasını salık veren Akhilleus'u, bildiğini yapar. Bu davranışı tepki uyandırır. Tepkinin, yalnız kavgaya tutuştuğu Akhilleus'tan gelmemesi, ordunun alt tabakasını simgeleyen bir askerin de kralı en ağır sözlerle kınaması dikkati çeker.
Halkın yöneticisini eleştirmesi dünya yazınında ilk kez görülmektedir burada. Bu eleştiri Akhilleus'un ağzından şöyle dile gelir.
"Ey doymak bilmek adam...
Seni gidi edepsiz, çıkarına düşkün yürek...
Seni şarap fıçısı, seni it gözlü, seni geyik yürekli...
Halkını kemiren bir kralsın sen".
Ama Akilleus'un sözlerinden daha da şaşırtıcıdır Thersites'in, halktan bir adamın kralı kınaması. Bu eleştiri yalnız kralı değil, feodal Akha düzeninin tümünü kapsamaktadır.
Gene mi bir isteğin var, Atreus oğlu?
Barakaların tunçla, kadınla dolu.
Bir şehri alır almaz biz Akha 'lar
onları sana verdiydik ilk peşin.
Bir de altın mı istiyor canın şimdi?
Tutup getirelim Troya'lılardan birini,
gelsin babası kurtulmalık versin sana,
altınla versin sana, öyle mi?
Taze bir kadın mı istiyorsun yoksa,
düşüp kalkmaya, bütün gözlerden uzakta, kapatmaya kendine?
Başbuğsun, yakışık almaz Akha oğullarını yıkıma sürüklemen.
Size diyorum Akha oğulları hey,
Akha oğulları denmez size artık,
Akha kadınları demeli, sizi aşağılık herifler sizi,
Hadi yurda dönelim gemilerimizle,
tek başına bırakalım Troya'da onu,
otursun onur payının üstüne.
Yardım etmeyelim de görsün sonunu,
Saygısızlık etti Akhllleus'a, en üstün yiğidimize,
aldı onur payını, yoksun bıraktı onu.
Akhilleus'un içinde büyük bir kin yok gene de;
hem gevşek davranmasaydı sana,
Atreus oğlu, bu senin son küfrün olurdu ona.
Bu sorunu Akha ordusunun nasıl çözümlediği de ilginçtir. Athena'nın verdiği esinle Odysseus sıraları dolaşıp şöyle yatıştırır herkesi:
...bilemezsin Atreus oğlunun niyeti ne?
Akha oğullarını yokluyor şimdi o,
ama ezecek yakında başlarını...
Öfkelenip de AkhaΊılara yıkım getirmesin sakın,
Zeus'un beslediği kralların amansızdır öfkesi...
daha güçlüdür onlar senden.
Sense savaştan anlamaz korkağın birisin.
Ne kurultayda geçer sözün, ne savaşta geçer.
Hem biz burada hepimiz kral değiliz ki.
Her taraftan bir ses çıkarsa iyi olmaz,
bir tek baş olmalı, bir tek kral.
Kurnaz Kronos oğlu şu değnekle bütün yetkileri
size krallık etsin diye verdi Agamemnon'a
Agamemnon gene de bir zorba olarak gösterilmez İlyada'da, aslında talihsiz bir adamdır: Akhilleus'u kırdığına bin pişman olur, barışmak için ödün vermeye razıdır.
Akhilleus'un olumsuz tepkisiyle karşılaştıktan sonra, bir daha aynı uysallığı gösterir ve özür dileyerek barışır.
Her davranışında sanki bir sakarlık vardır Agamemnon'un. Aulis'te avlanırken Artemis'i kızdırması, bu yüzden kızı İphigeneia'yı kurban etmek zorunda kalışı bu kralın hatalarını ne kadar pahalıya ödediğini gösterir.
Karısının ve onun âşığı olan kendi amcaoğlunun elinden öldürülmesi bile aynı yarı komik, yarı trajik kaderin belirtisidir.
İlyada onun kahramanlıkları ve öldürdüğü Troyalı yiğitlerin adıyla doludur, ama Agamemnon burada da tam başarılı değildir, ne savaşta bir Akhilleus ya da bir Aias olabilir, ne de kurultayda bir Nestor ya da Odysseus gibi üstün bir akıl gösterebilir.
Onun kişiliğinde Homeros ve yolunu izleyen bütün ozanlar krallık kurumunun kusur ve eksikliklerini ortaya sermek istemişlerdir sanki.