Ağrı Tarihçesi
Orta Asya’dan gelen kavimlerin Anadolu’ya girişleri sırasında Ağrı, bir geçiş oluşturmuş, dolayısıyla bir çok medeniyete sahne olmuştur.
Ancak bu medeniyetler Ağrı’yı bir giriş kapısı olarak gördüklerinden burada çok köklü bir uygarlık oluşturamamışlardır.
Bölgede egemenlik kurdukları sanılan Hititler’in güçlerini yitirmeleri üzerine, M.Ö.1340-M.Ö.1200 tarihleri arasında Hurriler bölgeye yerleşmişlerdir. Hurriler krallık merkezi olan Urfa’dan uzak olan Ağrı’yı ellerinde tutamamışlardır.
En köklü uygarlığı Urartular oluşturmuştur. Urartu’nun Van Gölü’nün kuzey ve kuzeydoğusundaki ülkeler üzerine, Kral İspuini (M.Ö.825-M.Ö.810) döneminde seferler başlamış, Kral Menua(M.Ö.810-M.Ö.786) döneminde bu akınlar daha da ağırlık kazanmıştır. Kuzeye ve kuzeydoğuya giden yollar üzerinde inşa edilen kaleler, buraya yapılan seferlerin önceden planlandığını göstermektedir. Ağrı Dağı’nın yamaçlarında, Karakoyunlu ve Taşburun köylerinin arasında ele geçen bir Urartu yazıtı Kral Menua’nın bu bölgedeki egemenliğinin kesin kanıtıdır.
M.Ö.712 yıllarında Kızılırmak boylarına kadar uzanan Kimmerler, Ağrı’da geçici de olsa bir hakimiyet kurmuşlardır.
Medler ( M.Ö.708-M.Ö.555 ) Asur Devleti’nin yıkılması ile birlikte bir yayılma ürecine girmiş, bunun sonucu olarakta Ağrı ve çevresini topraklarına katmışlardır.
Medler’in yıkılması ile birlikte Persler; Büyük İskender’in Pers Kralı III.Darius’u ( M.Ö.331 ) yenerek Anadolu’yu ele geçirdiği zamana kadar yaklaşık iki yüzyıl kadar bölgede yaşamışlardır. Büyük İskender’in ölümü üzerine oluşan boşluktan faydalanan Ermeniler bölgeyi ele geçirmişlerdir.
Doğu Anadolu’ya gelip yerleşen ilk Türk topluluğu M.Ö.680 yılında bölgeye gelen Sakalardır. Murat Nehri ve Doğubeyazıt çevrelerine kısa sürede yerleşmişlerdir. Daha sonraları Arsaklılar ve Artaksıyaslı Krallığı, Ağrı ve çevresine hakim olmuştur.
Bölge, Hz.Osman zamanında islam orduları tarafından fethedilmiştir.
872 yılına değin Abbasilerin kontrolü altında kalan Ağrı, daha sonra Bizans’ın kontrolüne geçmiştir.
1071 Malazgirt Savaşı sonrası bölgeye Türk boyları gelmeye başlamıştır.
Ağrı, yüzyıla yakın bir süre Sökmenli Devleti’nin sınırları içine girmiştir.
1027-1225 yılları arasında Ani Atabekleri, 1239’da Cengizliler, 1256-1358 yılları arasında İlhanlılar ve Celayirliler Ağrı’da hüküm sürmüşlerdir.
İlhanlılar bazen kurultaylarını Ağrı Dağı’nda yapmış, Anadolu ve İran’ı buradan yönetmişlerdir.
1393’de Moğol hakanı Aksak Timur, Ağrı bölgesini ele geçirmiştir.
1405-1468 tarihleri arasında Ağrı, Karakoyunlu toprakları içinde yer almış, Karakoyunlular yıkılınca Ağrı Akkoyunlular’ın egemenliğine geçmiştir.
Ağrı, Yavuz Sultan Selim tarafından Çaldıran Savaşı sonrası Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı döneminde Şorbulak olarak anılan ilin adı, Ermeniler zamanında Karakilise olarak değiştirilmiştir.
Kazım Karabekir Paşa zamanında Karakilise ismi değiştirilerek Karaköse diye adlandırılmıştır. Nuh Tufanı ile ilgisinden dolayı Tevrat’ta adı geçen Ararat Dağı ve ülkesinin, Ağrı ve çevresinin olduğu sanılması dolayısıyla Ağrı’ya batılılar tarafından Ararat da denilmektedir.
1834 yılında bucak, 1869 yılında ilçe olan Ağrı, 1927 yılında il merkezi olmuştur. 5137m. yüksekliğiyle Türkiye’nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı’ndan dolayı da AĞRI adını almıştır.
Coğrafi Konumu
39.05 ve 40.07 kuzey enlemleri ile, 42.20 ve 44.30 doğu boylamları arasında yer alır.
Deniz seviyesinden 1640 metre yükseklikte kurulmuştur.
Anadolu İran’la bağlantısını sağlayan yolun üzerinde bulunması ile önemi artan ilin doğusunda İran, batısında Muş ve Erzurum, kuzeyinde Kars, güneyinde Van ve Bitlis ile kuzeydoğusunda Iğdır ili bulunmaktadır.
Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Murat-Van bölümü içinde kalan yüksek Anadolu yaylasının devamı üzerinde yer almaktadır.
Yüzölçümü 11376 kilometrekaredir. Topraklarının %46 sını dağlık alanlar, %29 Unu ovalar, %18 ini platolar ve %7 sini yaylalar oluşturmaktadır
İklimi
Ağrı, iklim bakımından Türkiye’nin en karasal ve sert iklimli bölümüne girer. Kışlar çok sert geçer.
Türkiye’de en soğuk gün Ağrı’da 13 Ocak 1940’da –43 C olarak tespit edilmiştir.
Yazları sıcaktır. İlkbahar ve sonbahar kısa sürer. Az yağmur, daha çok kar yağar. Senenin 115-125 günü karla kaplıdır. Yıllık ortalama yağış miktarı 528,5mm’dir. En yağışlı ay 66,8mm ile nisan ve en kurak ay da 12,3mm ile ağustostur.
Ağrı’nın yıllık ortalama sıcaklığı 6,1 C, en soğuk ayın ortalaması –10C, en sıcak ay ortalaması 21C dir. Ağrı’da özellikle soğuk dönemlerde sisli günler sayısı da artmaktadır. Buna büyük ölçüde radrasyon sisleri etkili olmaktadır. Ortalama sisli gün sayısı yılda 30 gündür.
Diyadin
Diyadin Ağrı'nın en eski ilçelerindendir. Diyadin 1960-1967-1914 tarihlerinde 3 defa düşman işgaline uğradı.14 Nisan 1918 tarihinde düşman işgalinden kurtulmuş olup bu nedenle 14 Nisan Günü kurtuluş yıldönümü olarak kutlanmaktadır. Diyadin ilçesi doğudan batıya doğru Oğuz Türklerinin İranlıların ve Selçukluların ordularına geçit vazifesi görmüş ve tarih boyunca bir çok uygarlıkların elinde el değiştirmiştir.
Diyadin adı Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın oğlu Ziyaeddin' in burada kendi adına bir kale yaptırdığını, Ziyaeddin Kalesi adının zamanla halk ağzıyla değişikliğe uğrayarak " Diyadin " şeklini aldığını Evliya Çelebinin Seyahatnamesinden öğrenmekteyiz. Ağrı iline bağlı il merkezinin Güneydoğusunda E 80 Devlet Karayolunun 55. Km'de ve bu transit karayolunun 7 km Güneyinde Murat nehri kıyısında kurulmuş 400 yıllık tarihi geçmişe sahip bir ilçedir. Merkeze uzaklığı , 62 km dir. Denizden yüksekliği (Rakımı) 1825 m. alanı 1.274 km 2 dir. Yüzölçümü 1274 km ² dir . Yerleşim yeri olarak ilçe merkezinden başka 61 köy ve 67 adet irili ufaklı mezra mevcuttur. Oldukça geniş ve yaylı alanları vardır. Arazi tamamı ile yayla görünümündedir. Tendürek dağı ( 3533 m ) Aladağ 'ın bir uzantısı olup Diyadin ilçesinin Güneydoğu’sunda bulunur. Yakın bir jeolojik zamanda sönmüş taze volkanik dağlardandır. Volkanik koni şeklindedir ve büyük de bir krateri vardır. Murat nehrinin kaynağı da burada dır. Ayrıca İlçe sınırları içerisinde irili ufaklı tepeler ve dağlar mevcuttur. Başlıca geçitlerden İpek geçididir. Diyadin Ağrı'nın en eski ilçelerindendir.
Diyadin Kalesi, Avnik Kalesi, Meya Antik Kenti,Kuje Kalesi gibi tarihi yapılar ile Diyadin Kanyonu gibi muhteşem bir güzelliğe sahiptir. Aynı zamanda bir termal merkezi olan Diyadin’de gelen konuklarını ağırlayacak termal otel ile yöre halkının ihtiyacını karşılayacak bir çok termal havuzu bulunmaktadır. Termal merkezden çıkan 90 derecedeki sular birçok hastalığa deva niteliğindedir. Bu sular ilçede ısıtma sisteminde de kullanılır. Turizm sezonunda termal merkezine ciddi bir talep vardır.
İlçenin toplam nüfusu 40.800 olup nüfus yoğunluğu 26 kişidir. Denizden yüksekliği 1825 metredir. İlçe merkezi ise Göl, Ketenpınar , İsaağa ve Murat Mahallesi olmak üzere 4 Mahalleden ibarettir
Sadece ilçe merkezinde belediye teşkilatı vardır. Yerleşim merkezi olan köylerin konumu değişik özellikler gösterir. Köyler özellikle dar vadi diplerinde dere kenarlarında ve vadilerde bulunur. Köyler bir birine yakın mesafededir. İlçeye en uzak köy 45 km en yakın köy 3 km dir.
İlçede halen 1 Lise,bir YİBO ,2 PİO,3 İlköğretim Okulu ,62 köy ve mezra İlköğretim Okulu olmak üzere Yetmiş iki okuldan mevcuttur. İlçede okur yazar oranı %70 civarındadır. İlçe merkezinde 4 ilköğretim okulu, 1 yatılı ilköğretim bölge okulu ve biri sağlık meslek lisesi olmak üzere toplam 2 lise mevcuttur.
İlçemizde ekonomik hayatın temelini tarım ve hayvancılık oluşturmaktadır. Halkın % 90 nı hayvancılık ve tarımla uğraşmaktadır. Tarım sahasında ilk sırayı hububat almaktadır. Ancak uygulama modernize edilmediğinden verim düşüktür. Üretim ailelerin ihtiyacını karşılayacak seviyededir.
Doğubayazıt
Ağrının en eski ilçesidir. Doğubayazıt Ovasının güneydoğusuna kurulmuştur. Yüzölçümü 2425 kilometre karedir. Merkez ile 97 kilometre uzaklıktadır. İlçenin belediye teşkilatı 1876 da Beyazıt sancağı belediyesi adıyla kurulmuştur. Şehrin ikinci imar planı 1980 yılında tatbik edilmeye başlanmıştır. 1997 genel nüfus sayımına göre, ilçemizin merkez nüfusu 56.261, köyleri ile birlikte toplam nüfusu ise 105.754, kişidir.
Doğubayazıt’ın doğusunda İran, kuzeyinde Ağrı dağı ve Kars, batısında, Diyadin ve Taşlıçay, Güneyinde Muradiye ve Van ili bulunmaktadır.
Doğubayazıt şehir olarak ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir. Fakat Urartulardan bu yana her devirde önemli bir geçit görevini üstlenmiştir. Arsaklı Türklerinin bölgeye yerleşmelerinden sonra, adı geçen ve öteki Türk boylarının tutundukları uçlardan biriside Beyazıt’tır. Malazgirt savaşından sonra Selçuklu ve Osmanlı idaresine geçen şehir, zaman zaman el değiştirmiş ve gördüğü işgallerde acı günler yaşamıştır.
Doğubayazıt Osmanlılar döneminde Sancaklar İl merkezi olunca Vilayet oldu. 1927 yılında Bakanlar kurulu kararıyla Vilayet merkezi Karaköseye (Ağrı) ya nakledildi ve Doğubayazıt ilçe olarak kaldı. Iğdır ve Tuzluca ilçeleri Karsa bağlandı. Resmi yazışmalarda ve postalarda oluşabilecek karışıklıkları önlemek amacıyla 1934 yılında Beyazıt adının başına Doğu kelimesi eklenerek (Doğubayazıt) oldu.
Doğubayazıt’ın kurulduğu yer yüksek ve sarp olduğundan ihtiyaca cevap veremiyordu. Ulaşım, altyapı ile sosyal hizmetlerin yürütülmesinde zorluklar görülmesi üzerine İlçe Merkezi 1938 yılında ovada bulunan 7 kilometre batıdaki sarı ovaya nakledildi. Buraya birinci dünya harbinde Ruslar tarafından buraya Tren istasyonu yapıldığından buraya istasyonda denmektedir. Şimdi Türkiye İran transit yolu buradan geçmekte Kars Iğdır yolunda gelip birleşmektedir.
Yukarı eski Beyazıt’ta; İshakpaşa Sarayı, Urartulardan kalma kale, dibindeki cami, Ahmed-i Hani türbesi ve eski Beyazıt evlerinin harabelerinden başka yapı ayakta kalmamıştır. Burası ören yeri ve antik kenttir. Ağrı da dinsel amaçla ziyaret edilen ve turistik olarak görülen yerlerin başında gelir. Doğubayazıt’ın işgalden Kurtuluş tarihi, 14 Nisan 1918 dir.
Doğu Anadolu bölgesinin güneyinde yer alan Doğubayazıt Urartulardan kalma tarihi zenginlikleri doğal ve kültürel değerleri aynı zamanda dağ turizmi ile güzel ve şirin bir ilçemizdir.
İlçemiz değişik birçok kültüre merkezlik etmiş, Dünyada benzeri olmayan Muhteşem Dağı, Meteor çukuru, İshakpaşa Sarayı, Nuh’un gemisi Doğubayazıt’a turizm bakımından büyük önem kazandırmıştır.
İlçemiz turizm yatırımları konusunda hayli mesafe almıştır. Yatak kapasitemiz gün geçtikçe artmaktadır. İlçemiz kültürüyle, tarihiyle, yeşil yaylalarıyla, kısacası tarihle tabiatın kucaklaştığı cennetin bir köşesidir.
Eleşkirt
Eleşkirt'in kuruluş tarihi Cumhuriyetten önceye kadar uzanmaktadır. Eski İlçe merkezi Bu günkü Toprakkale köyünde iken, İran transit yolunun buradan geçmesi üzerine 1926 yılında İlçe merkezi Toprakkale köyünden, bu günkü Eleşkirt'e taşınmıştır. Eski ismi Zidikan, Varaşkent ve Alaşkirt olarak bilinmektedir.Ağrı'nın batısında yer alan Eleşkirt, İl merkezine 34 km. Mesafede olup 1.529 km2'lik bir alana sahiptir. Rakım 1.900 metredir. Doğusunda Ağrı İl merkezi, batıda Horasan ve Karayazı, güneyde Tutak ve Karayazı, kuzeyde Kağızman ve Sarıkamış İlçeleri ile sınırlıdır.
2000 yılında yapılan genel nüfus sayımı sonuçlarına göre Eleşkirt merkezde 15.300 köylerde 33.535.olmak üzere toplam 48.835. nüfusa sahiptir. Köylerimizde toplu yerleşim düzeni hakim olup, ortalama hane başına düşen nüfus 10 kişidir. Köylerde yaşayanlar daha çok tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadırlar. İlçe merkezinde ve ovada yaşayan insanlarımız daha çok şeker pancarı, buğday ve arpa tarımı yaparken dağ köylerimiz yem bitkileri yetiştirmektedir.
Eleşkirt'e bağlı 61 köy ve 3 belde bulunmaktadır. En son Tahir ve Yayladüzü köyleri 1998 yılında belde olmuştur.
İlçemiz ekonomisi daha çok tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Tarım genellikle tarla ziraatı şeklinde yapılmaktadır. Tarıma elverişli arazilerin ancak % 30'unda tarım yapılabilmektedir.Kaymakamlığımızca 1999 yılında kurulan EL-KON tarım makineleri üretim ve pazarlama sanayii bir yandan çiftçilerimizin ihtiyacı olan tarım makinelerini üretip ucuz ve uzun vadeyle çiftçiye verirken bir yandan da tarımda uygulanan yeni ve modern tarım teknikleri konusunda çiftçilerimizi bilgilendirerek eğitimlerini sağlamaktadır. İlçemiz tarımsal üretimi yaklaşık 65.000. ton şeker pancarı , 25.000 ton buğday, 14.000 ton arpa, 4.500 ton yonca ve 1.500 ton diğerleri olmak üzere yaklaşık 100.000 tondur. İlçe ekonomisinde hayvancılıkta geniş bir yere sahiptir. Hayvancılığın ağırlık teşkil eden türü küçükbaş hayvancılığıdır.
İlçemizde sanayi kuruluşu yok denecek kadar azdır. 1997 yılında başlayan sanayileşme çabalarına yönelik olarak Kaymakamlığımızca ELGİSAN (Eleşkirt Giyim Sanayi) adıyla bir hazır giyim konfeksiyon atölyesi kurulmuştur. Ayrıca İlçemizde Devlet ve vatandaş işbirliği ile EL-PEN,PVC kapı pencere doğrama atölyesi ile EL-PA plastik poşet atölyesi kurulmuştur. İlçemizdeki en büyük sanayi kuruluşu ise ELDESAN A.Ş. dir. Bu fabrikada her türlü deri imalatı dünya standartlarında yapılabilmektedir. 6.5 ton günlük kapasiteye sahip olan fabrika şu anda ülkemizde faaliyet gösteren en modern 5 fabrikadan biridir. İlçemizde ayrıca 1998 yılında küçük sanayi sitesi inşaatı başlatılmış olup halen tamamlanmamıştır.
1998 yılında İlçemiz Güneykaya mevkiinde kayak turizmine yönelik 48 yataklı bir otel, mekanik sistemler, günü birlik tesis, zirve kafeterya ve piknik alanlarında oluşan komple bir kayak merkezi yapılmış olup,Valilik Makamınca kiraya verilmiştir.
İlçemizde 4 Belediye teşkilatı olup, merkez Belediyesi dışındakiler Yücekapı, Tahir ve Yayladüzüdür. İlçemizde 1 Devlet hastanesi 1'i merkez olmak üzere 5 adet sağlık ocağı, 1 acil müdahale merkezi ve 8 adet sağlık evi mevcuttur.
İlçemizde 2002-2003 öğretim yılında 5 sınıflı 55 köy ilköğretim okulunda toplam 3.897.öğrenci öğrenim görmektedir. İlçe merkezinde 1 adet Yatılı İlköğretim Bölge Okulu bulunup bu okul Türkiyenin en büyük 8.yıllık Yatılı Bölge Okuludur. 40 adet binada ve 27 sınıfta öğrenim hizmeti vermektedir.3 adet 8.sınıflı ilköğretim okulu,3 adet 5.sınıflı ilköğretim okulu mevcut olup bu okullarda toplam 3.198.öğrenci öğrenim görmektedir. İlçede 4 adet Lise, 7 adet ilköğretim 2 adet anaokulu mevcuttur.
Hamur
Hamur’un bilinen tarihi M.Ö. 14. Yüzyıl dönemine kadar uzanır. Değişik dönemlerde farklı devletlerin egemenliğine girmiştir. Eski adı Havaran’dır. Son olarak 1578 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1915 yılında Rus istilasına uğramış ve 14 NİSAN 1918 yılında işgalden kurtarılmıştır.
Cumhuriyet döneminden önce Beyazıt vilayetine bağlı bir nahiye olan Hamur 1927 yılında Ağrı’ya bağlanmış ve 1 NİSAN 1958’de de ilçe olmuştur. İlçe Ağrı’nın güneyinde Aladağlar silsilesinin etekleriyle Murat Vadisi üzerinde kurulmuştur. Arazinin % 65‘i dağlık - % 35’lik kısmı ise düzlük bir yapıdadır. Ağrı iline 12. Km. uzaklıktadır. İlçenin denizden yüksekliği 1675 m. Yüzölçümü 898 Km2‘dir. 2000 yılı sayımlarına göre nüfusu 22052’dir. İlçe Merkezi ise 3865’tir.
İlçede tipik bir kara iklimi egemendir. Kış ayları çok şiddetli geçmektedir. Bitki örtüsü bozkırlardan oluşmaktadır. Yazın gür otlaklar olur. Bu gür otlaklarda hayvancılık yapılır ve baharın gelişi ile yaylalara çıkılır. İlimizin en önemli yaylalarından biri olan Aladağlar ilçe sınırlarındadır. Genelde insanların geçimi geleneksel tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır.
İlçe son yıllarda arıcılık için önemli bir merkez haline gelmiştir. Özellikle Karadeniz Bölgesinden daha iyi bir ürün için ilçe yaylaları bulunmaz bir mekânlardır.
Selçuklu mimarisi özelliği taşıyan Sürmeli Mahmut Paşa Kümbeti ilçedeki tarihi eserlerin önemlisi ve ayakta kalabilenidir. Bu tip kümbet ender örneklerden biridir. Ayrıca Karlıca köyünde Şoşik Kalesi, Karlıca Kalesi ve Beklemez Köyü Kardeşler Mahallesinde Urartulardan kalma yeraltı evleri ve Urartu mezarları, Süleyman Kümbette köyündeki Kümbet kalıntıları mevcuttur. İlçe Merkezinin kuzeyinde Havaran Kalesi kalıntıları bulunmaktadır.İlçe merkezi 6 mahalleden oluşur. Bağlı 46 köy ve 52 mahalle/mezra bulunmaktadır.
Ağrı’nın ilçe merkezine çok yakın oluşu nedeniyle ekonomik bir gelişme gösterememiştir. Köylerin de çoğunun yolunun direkt Ağrı’ya çıkması nedeniyle resmi işler dışında bir çok köyün ilçeyle münasebeti yoktur.
İlçede bir genel lise mevcut olup buna bağlı 100’er kişilik bir kız bir de erkek pansiyonu vardır. 56 ilköğretim okulu, 1 öğretmenevi bulunmaktadır. Bu ilköğretim okullarından 8 tanesi 8 yıllıktır. 7’si gündüzlü, biri yatılıdır. 7 anasınıfı bulunmaktadır. Halk Eğitimi Merkezi bünyesinde başta ipek ve yün halı dokumacılığı olmak üzere birçok alanda mesleki ve kültürel kurslar verilmektedir. Bu halılar ülkemizin birçok yöresinde pazarlanmaktadırlar.
İlçede tek spor kulübü Hamur Kümbet Spor kulübüdür. İlçemizi 1. Amatör kümede temsil etmektedir. İki sağlık ocağı bulunmaktadır. Hamur Ağrı arasında bulunan Yoğunhisar Mesire alanı, Havaran Kalesi dibindeki Ziyaret, Murat Nehri ve Mandalık Çayı ile Tatlısu Çayı kenarları yazın piknik yapmak ve dinlenmek için ideal yerlerdir. Alabalık tesislerinde üretilen Alabalıklar da damağınızda tad bırakacak cinstendir. Ayrıca Ayvacık ve Danakıran derelerinde hakiki Alabalıklar da şifa niyetine tüketilmektedir. Keledoş, Ayranaşı, Keşkek, Bişi, Kete,Otlu peynir, çökelek... İlçenin yöresel tatlarındandır.
Patnos
Patnos İlçesi Doğu Anadolunun Yukarı Murat Van Bölümünde yer alır. Doğuda Van ilinin Erciş, batıda Muş İlinin Malazgirt, Kuzeyde İlimizin Tutak ve Hamur İlçeleri, Güneyde Bitlis İlinin Adilcevaz ilçeleriyle komşudur. İlçemizin Ağrı-Van, Ağrı-Muş, Ağrı-Bitlis karayollarının kesişme noktası üzerinde kurulmuş olması önemini arttırmaktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği 1640m dir.
Patnos Doğu Anadolu Bölgesinin Yukarı Murat Van Bölümündeki Ağrı İlinin 8 ilçe merkezinden biridir. Doğal oluk ve yolların düğümlendiği bir noktada bulunan Patnos şehrinin konumu kendisine oldukça stratejik bir konum kazandırmıştır. Bu özelliği tarih boyunca bölgenin egemenleri tarafından hep kullanılmıştır. Yukarı Murat Van Bölümünün önemli çöküntü alanlarından birini oluşturan Patnos Ovası değişik yönlü faylar eşliğinde çökerek oluşmuş sonradan da alüvyonlarla dolmuş her taraftan genç volkaniklerle çevrili bir tersiyer havzasıdır.
Patnos’un geçmişi çok eski dönemlere hatta milattan önceki dönemlere kadar uzanır. Osmanlı kayıtlarında “Batnus” şeklinde adı geçen; ilçe olana kadar fazla bir önem kazanmamıştır. 1936 da Malazgirt İlçesinin Sultanmut (Doğansu), Ahlat İlçesinin Aktepe (Sarısu) ve Erciş İlçesinin Dedeli Bucaklarının birleştirilmesi ile ilçe statüsüne geçmiştir. Günümüzde 93 adet köyü ile yaklaşık 1421km lik bir idari etik alanına sahip olan ve hızla nüfuslanmakta olan bir şehirdir.
Ağrı’daki tarihi kalıntıların en eskisi Patnos’taki Aznavur ve Girik Tepeleridir. Urartu Uygarlığından kalma bu tepelerde tapınak ve çeşitli maddi kültür ürünleri bulunmuştur. Aznavur Tepe Urartu mimarisinin en önemli eserlerindendir. Diğer önemli bir sarayda Girik Tepede bulunmaktadır. Girik Tepe Değirmen Tepe olarakta bilinir. Bu tepe 15km yükseklikte bir höyüktür. Günümüzde tahrip edilmiş iyice alçalmıştır. Aznavur Tepe ile birlikte burada kazı yapılmıştır. Kazılarda höyük tepesinde saraya benzeyen atınsal bir yapının höyüğü çevreleyen bir surun kalıntısı ortaya çıkmıştır.
Bina, blok taş temel üzerine kerpiç duvarlarla yapılmıştır. Sarayın Patnos Bölgesine çok önem veren Urartu Kralı Menua veya oğlu I. Argişti döneminde(M.Ö. 789-766) inşa edildiği sanılmaktadır. Girik Tepesinin Urartuların merkezi olduğu bilinmektedir.
Patnos kümbetleri anonim kümbet veya üç kümbet olarak bilinir. Karakoyunlular döneminden kalmadır. Selçuklu mimari tarzında fügürlü plastik eserlerdendir. Kümbet cephesinde çift kartal ve simetrik iki kartal işlenmiştir. Ayrıca kıvrık dallarla başka hayvan figürlerinin birleştirildiği görülür. Patnosta birçok kümbet olduğu halde çoğu tahrip edilmiştir. Zirekli, Köseler, Taşkın ve Acılık köylerinde kümbetler vardır.
Taşlıçay
1954 yılında ilçe olan Taşlıçay’ın aynı yıl belediye teşkilatı da kurulmuştur. Beldesi bulunmayan ilçenin 37 köyü ve 21 mezrası bulunmaktadır. Taşlıçay İlçesi Ağrıya 32 km uzaklıkta olup Türkiye – İran transit yolu üzerindedir. Murat Nehrinin kuzey kıyısında kurulan ilçe doğudan Diyadin ve Doğubayazıt, kuzeyden Tuzluca (Iğdır), batıdan Ağrı merkez ilçe ve Hamur, güneyden Erciş (Van) ile çevrilidir.
İlçenin 2000 yılı nüfus sayımına göre merkez nüfusu 5 180, toplam nüfusu ise 21 839’dur. Yüzölçümü 798 km 2 olan ilçenin nüfus yoğunluğu km2 başına 27 kişidir. İlçe merkezinden E–80 karayolu geçmektedir. İlçeye bağlı köylerden Aşağı Dumanlı ve Çökelge Köylerinin yolları asfalt, diğer köy yoları ise stabilizedir. İlçe merkezi ile tüm köy ve mezralarda elektrik ve telefon şebekesi mevcuttur. 24 köyün su şebekesi bulunmakla birlikte tüm köylerin içme suyu mevcuttur.
İlçenin geçim kaynağı Tarım ve Hayvancılık oluşturur. Taşlıçay, güneyde Aladağ, kuzeyde Sinek Yaylalarının birbirine çok yaklaştığı alanda olduğundan arazisi engebelidir. Bu yüzden tarıma elverişli yerleri azdır. Şeker pancarı ekilir, tahıl tarımı, küçük ve büyük baş hayvancılığı yapılır. Yerli ırk sığır ile Morkaraman koyun beslenir.
İlçe’de kara iklimi egemendir. Yazlar sıcak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. Yüksek yerlerde kar kalınlığı 1 metreyi bulur. Aladağ’ın 2700 m.den yüksek yerleri kalıcı kar ve buzlarla kaplıdır. Yağmurlar ekseri ilkbahar ve sonbaharda görülür. Kışın yağan kar, nisan ayı başına kadar yerde kalır. Doğal bitki örtüsünü ağustosa kadar yeşil kalan otluklar teşkil eder. Orman yoktur, sadece Murat nehrinin kıyısındaki çalılıklar vardır.
Deniz seviyesinden yüksekliği 1660 metre olan ilçenin büyük bölümü 2000 metreden yüksek dağlarla kaplıdır. Kuzey ve güneyde uzanan dağlar, orta bölümünde Murat Vadisi ile ayrılır. İlçe’nin en yüksek noktası, güneydeki Aladağ üzerinde bulunan Muratbaşı (Koçbaşı) (3510m) dağıdır
İlçe’nin en önemli akarsuyu doğu-batı yönünde akan Murat Nehridir. Murat suyu kuzey ve güneydeki dağlardan kaynaklanan derelerle beslenir. Yurdumuzun en yüksek gölü (2 245 m) olan Balık Gölü ilçe merkezine 40km mesafede olup Sinek Yaylası’nda bulunmaktadır. 34 km2 lik yüzölçümü bulunan gölün çevresinde kurulu 10 tane köy vardır. Bu köylerden 5 tanesi ilçemize bağlıdır. Özel bir tür alabalığı ve çok lezzetli Sazan Balığı vardır. Gölün çevresindeki köy halkı geçimini balıkçılık ve hayvancılıkla sağlamaktadır. Gölün ortasında üzerinde tarihsel kalıntılar bulunan 4 dekar alanında bir de ada bulunmaktadır.
Bayrak Tepe, ilçeye 3 km uzaklıkta, anayol üzerinde bulunan Geçitveren Köyü girişindeki Toptaş Tepesi’nin düzenlenmesi ile oluşturulmuş mesire alanıdır.
Tutak
Tutak Doğuanadolu bölgesinin yukarı Murat bölümünde yer alan Ağrı İline bağlı tipik bir Anadolu İlçesidir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Van Eyaletinin Beyazıt Sancağına bağlı iken 1919 yılında ilçe statüsü kazandırılmış ve 1927 yılında merkezi Karaköse olarak Ağrı İline bağlanmıştır.
Yörenin tarihi konusunda elde edilen bilgiler M.Ö. XV'nci yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bu yıllarda bölgenin Hurri - Mitani Krallığının kuzeydoğu ucunu teşkil ettiği, ancak ; esas egemenliğin Urartularda olduğu görülür.
Tutak adının nereden geldiği konusunda üç ayrı iddia vardır. Bunlardan birincisi Farsça'dan alındığı ve iki anlamına geldiği ve sonradan bu deyimin Tutak olarak değiştirildiği yolundadır. İkincisi yöreye ilk gelen Türkler tarafından tutulan yer anlamında Tutak dendiği savıdır. Üçüncüsü ise yörenin adını Alparslan ordusu komutanlarından olup, bu yörede konaklayan Tutak Beyinden dolayı İlçeye Tutak dendiği savıdır. Birinci Dünya savaşı sırasında Rus işgaline uğrayan bölge mahalli direnmeler devam ederken 1918 de Rusların geri çekilmesi ile işgalden kurtulmuştur.
Deniz seviyesinden 1535 metre yükseklikteki ilçemizin alanı 1562 Km2. dir. Yörenin toprakları yüksek yayla karakterinde ve oldukça engebelidir. Kışlar uzun ve sert, yaz mevsimi ise kurak geçer.
Fırat'ın iki önemli kolundan biri olan Murat ırmağı ilçemizin merkezinden geçer. İlçemizin topraklarını kuzeydoğudan, güneybatı istikametine doğru boydan boya kat eden Murattan başka Arabalı, Esmer, Atabindi, Karahalit, Çelebaşı dereleri gibi irili ufaklı akarsuları vardır.
İlçemizin kuzeyi Kılıçgedik ve Rutan dağları ile çevrilidir. Doğuda Aladağlar, güney ve güneybatıda Katevin dağları, batıda (Karayazı ile hududumuzda) Elmalı yer alır. Bölgemizde orman yoktur, yer altı zenginlikleri konusunda ise bilimsel bir araştırma yapılmamıştır.
Tutak; kuzeyde Eleşkirt, doğuda Hamur, güneybatısında Malazgirt, batısında Karayazı, güneyde Patnos ilçeleri ile çevrilidir. Genel olarak ilçe ekonomisi tarım ve ticarete dayanmaktadır. Sanayi sektöründe sayabileceğimiz 2 ekmek fabrikası, 3 un değirmeni ve 2 adet briket atölyesi dışında fazla bir endüstriyel etkinlik gözlenmemektedir.
İlçe ekonomisinin temelinde hayvancılık ve hayvancılığı destekleyici mahiyette tarımsal faaliyetler yer almaktadır. Bunun dışında ilçe merkezinde yer alan irili ufaklı ticari kuruluşlarda ilçe ekonomisinin genel karakterini oluşturmaktadır.
İlçe merkezi nüfusunun büyük bir kısmı tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Bir kısmı ise esnaflık, Zanaatkarlık, Tüccarlık, Devlet Memurluğu ile geçimini temin etmektedir. İlçemizde iş imkanı sağlayacak herhangi bir sanayi kuruluşu mevcut değildir. Bu konuda gerek resmi gerek özel sektörün teşebbüsü de yoktur. Köylerde yaşayan nüfusun tamamı tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. İlçede 1928 yılına kadar eski harflerle medrese eğitimi yapıldığı, 1929 yılında gece mekteplerinde yeni harfler öğretilmeye başlandığı bilinmektedir.
İlçemiz Ağrı - Van karayolu üzerinde olduğundan ulaşım her zaman yapılmaktadır. Tutak Ağrı ya 40, Hamur'a 28, Patnos'a 39, Karayazı ya 66, Eleşkirt'e 70 Kilometre mesafededir. İlçemizin toplam nüfusu 2000 genel nüfus sayımı sonuçlarına göre 34.332 dır. Bu nüfusun 6.751'i ilçe merkezinde, 27.845'i ise köylerde yaşamaktadır. Bu duruma göre toplam nüfusun % 80'inin köylerde % 20'si ise ilçe merkezinde bulunmaktadır. İlçe merkezinde 185 ticari işyeri vardır. Esnaflık, Tüccarlık ve Devlet Memurluğu ile geçimini temin eden ilçe nüfusunun geri kalanı da tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır.