Bitlis'in Ahlat ilçesindeki Eski Ahlat Şehri İç Kalesi'nde yapılan arkeolojik araştırmalarda Türkmen beyliği Ahlatşahlar dönemine ait 883 yıllık kitabe ile Karaz Kültürüne ait 5 bin yıllık olduğu tahmin edilen seramikler bulundu. Alanda Opuz tamgalarına da rastlandığını söyleyen Kazı Başkanı Mehmet Kulaz, kazıların 3 ayrı açmada sürdüğünü belirtti.
Eski Ahlat Şehrindeki kaya bloklarının üzerine kurulu kalede arkeolojik yüzey araştırmaları sürüyor. Ahlat Müze Müdürlüğü başkanlığında doktora, yüksek lisans ve lisans öğrencilerinden oluşan 20 kişilik ekiple kalede yapılan yüzey araştırmalarında tespit edilen ilk bulgular, bölgenin tarihi konusunda önemli ipuçları içeriyor.
Temmuz ayında başlayan yüzey araştırmaları sırasında bulunan kitabe ile kalenin Ahlatşahlar döneminde inşa edilerek günümüze kadar ulaştığı belirlendi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı ve Eski Ahlat Şehri Kazıları Bilimsel Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Kulaz, iç kale kazısına başlamadan önce belgelemek ve bilgi edinmek amacıyla yüzey araştırması yaptıklarını söyledi.
Sökmen Bin İbrahim Bin Sökmen: Hicri 530 Miladi 1136 tarihi
Bu çalışma sırasında kalenin Kuzeydoğu cephesindeki surlarda 883 yıllık bir kitabe tespit ettiklerini anlatan Kulaz, şu bilgileri verdi: "Kitabede, 'Sökmen Bin İbrahim Bin Sökmen ismi, Hicri 530 Miladi 1136 tarihi' okunmaktadır. Ahlatşahlar döneminin ikinci yöneticisi 2. Sökmen (Sökmen Bin İbrahim) dönemini gösteriyor. Bu da günümüze gelebilen iç kale kalıntılarının büyük oranda Ahlatşahlar döneminden kaldığını gösteriyor. Kaynaklarda, 640'lı yıllarda İslam ordularının Ahlat'ı kuşatması sırasında bir kalenin varlığından söz ediliyor. İslam orduları elçilerinin, Ahlat Kalesi'ne Bab-ı Rum (Bab-ı Bitlisi) kapısından alındıkları yazıyor. Bu da 640 yılında burada bir kalenin bulunduğunu ortaya koyuyor."
Sonraki dönemlerde kalede büyük tahribatın yaşandığını aktaran Kulaz, kazının ilerleyen bölümlerinde tahribatın nedenlerini tespit edebileceklerini belirtti.
- "Buranın 5 bin yıl önce yerleşime sahne olduğunu görüyoruz",
Kalede, Karaz kültüründen, tunç ve erken demir çağları ile Urartu ve Ortaçağ dönemine ait seramikler bulduklarını ifade eden Kulaz, şunları kaydetti:
"Elde ettiğimiz bilgiler buranın günümüzden 5 bin yıl öncesine kadar yerleşime sahne olduğunu gösteriyor. Ahlat tarihinde yeni verilerin elde edilmesi açısından buranın önemli bir yerleşim olduğunu düşünüyoruz. Kalenin çevresinde, surların dibinde, yüzeyde ve kazı esnasında toprak içinde çeşitli dönemlere ait seramikler bulduk. Sırlı ve sırsız seramiklerin tamamını iç kaleden elde ettik. Bunlar Karaz kültüründen yani milattan önce 3 binden başlayarak günümüze gelen süreci kapsıyor. Ortaçağ öncesi döneme ait seramiklerin tamamı sırsız. Ortaçağ dönemine ait seramiklerin içerisinde ise hem sırlı hem de sırsız seramikler var."
Kalenin üç noktasında açma yapıldı
Kalenin doğu cephesindeki girişte bulunan iki kule arasında ve üst kısımda üç noktada açma çalışması yaptıklarını anlatan Kulaz, şöyle konuştu: "Açma yaptığımız yerlerden biri de kalenin üst kısmındaki sekizgen yapı. İşlevi hakkında kesin bilgiye sahip değiliz. Kazı ilerledikçe yapının işlevi hakkında bilgi edineceğiz, detaylı tanım imkanı bulacağız. Açma çalışmalarımızda çeşitli Oğuz damgalarına rastladık. Oğuz boylarından biri de Avşar boyudur. Avşar boyu imleri de yine taşlar üzerinde yer alıyor. Bu bizde bazı bulguları çağrıştırıyor. Buraya ilk gelen Oğuz boyları olduğuna göre, kale de muhtemelen özellikle Ahlatşahlar'a, erken döneme ait bir yapı olmalıdır. Bunu şu anda kesin söyleyebilmek mümkün değil. Kazı ilerledikçe belki kitabe bulacağız veya başka bulgular elde edeceğiz. Kalenin surlarında tespit ettiğimiz bir kitabe de bu yönde bize ip uçları sunuyor."
- "Toprağın altında ne varsa ortaya çıkarmayı amaçlıyoruz"
Avşarların, Oğuzların bir kolu olmasından dolayı imlerin tamamının "Oğuz damgaları" olarak nitelendirilebileceğini belirten Kulaz, "Daha önce başka yerlerde işaretler bulunmuş ama iç kalede ilk kez düzenli kazı yapılıyor. 1950 ile 1960'lı yıllarda sondaj şeklinde basit çalışmalar yapılmış. Onun dışında herhangi çalışma yapılmamış. Buradaki Oğuz damgaları da ilk defa tarafımızca bulunuyor." ifadelerini kullandı.
İç kalenin farklı alanlarında da açma çalışması yapacaklarını bildiren Kulaz, "İç kaleler yönetim merkezleridir. Yönetim merkezlerinde bir veya iki yapı olmaz. Birçok yapı olduğunu düşünüyoruz. Toprağın altında her ne varsa ortaya çıkarmayı amaçlıyoruz. Sağlıklı sonuç verebilecek bir jeoradar çalışması da yapacağız." dedi.
Şener Toktaş - Ali İhsan Öztürk- AA