Ain Dara, Suriye’nin kuzeyinde, Halep’in yaklaşık 49 km kuzeybatısında ve Afrin'in 7 km güneyinde, Afrin Nehri'nin doğu kıyısında bir höyüktür.
Höyük ilk olarak 1954 yılında yüzeydeki aslan heykelleriyle farkedilmiş ve bunu takiben başlayan kazılar 1956, 1962 ve 1964 yıllarında Feisal Seirafi başkanlığında ve daha sonra 1976, 1978 ve 1980–1988 yıllarında Ali Abu Assaf başkanlığında ekipler tarafından yapılmıştır. Höyük daha düz bir aşağı şehir ve höyüğün güneybatı köşesindeki yüksek tepede bulunan kale kısmından oluşmaktadır.
Höyüğün en önemli buluntusu kale tepesinin kuzey kısmındaki Hitit tapınağıdır. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan dikdörtgen şekilli tapınak 38'e 32 metrelik bir alanı kaplamaktadır. Girişi güneydoğu cephesindedir. Verandalı bir girişten sonra bir dikdörtgen şekilli önsalon (antecella) ve kare şekilli ana salon (cella) vardır. Ayrıca dar bir koridor (galeri) tapınağın üç tarafını çevrelemektedir. Tapınak çeşitli yapı dönemlerinden geçmiş, zamanla genişletilmiş ve çok sayıda, özellikle bazalt taştan işlenmiş, heykel, stel, ve rölyeflerle dekore edilmiştir. Yazılı kaynakların kıtlığı yüzünden tapınağın tarihlenmesi tartışmalıdır. Bununla birlikte, özellikle iç kısımlarda bulunan eserler imparatorluk dönemi stiline işaret etmektedir. Tapınak çevresinde bulunan çeşitli parçalar da gene çok büyük ihtimalle imparatorluk dönemine ve tapınağın erkan yapı katlarına aittir. Dış cephelerdeki eserler daha geç bir döneme, yakaşık olarak M.Ö. 1100 civarına tarihlenebilir. Plastik eserler 1300 ile 1100 dönemi arasına tarihlenmekle birlikte, tapınağın kuruluşu muhtemelen çok daha eskiye gitmektedir. Podyum kabartmaları ve in situ bulunmayan diğer ortostat, stel ve heykel parçalarının bir kısmı Halep Müzesindedir.
Tapınağın Hitit sanatında başka benzeri bulunmayan bir özelliği kireçtaşı bloklardan oluşan eşik taşlarına kazınmış ayak izleridir. Her bir ayak izi yaklaşık 1 metre uzunluğundadır ve tanrıların ayak izlerini temsil ediyor olmalıdır.
Suriye iç savaşı sırasında Ocak 2018 tarihinde tapınak alanın yaklaşık olarak yarısı bombalara maruz kalarak tahrip olmuştur. Tapınak alanı dışında dikili duran büyük kapı aslanının da 2019 yılında isyancı gruplar tarafından yerinden alınarak götürüldüğü rapor edilmiştir.