Ressam Adnan Çoker, 95 yaşında vefat etti.
Adnan Çoker'in cenazesinin çarşamba günü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde düzenlenecek törenin ardından toprağa verileceği açı
1927 yılında İstanbul Süleymaniye'de doğdu. 1934-39 Samatya Hacı Kadın İlkokulu'nda, 1939-42 Davutpaşa Ortaokulu'nda, 1942 Afyon Lisesi'nin Orta kısmında 1 yıl okudu. 1944-45 Güzel Sanatlar Akademisi, Galeri eğitiminde Şefik Bursalı'nın öğrencisi oldu. 1945-51 Zeki Kocamemi Atölyesi'nde 6 yıl çalıştı. 2 Temmuz 1951'de Güzel Sanatlar Akademisi, Yüksek Resim Bölümü'nü bitirdi. Avrupa konkurunu kazanarak 29 Aralık 1955'te devlet bursu ile Paris'e gitti. 1960 Mart ayında, Batı'daki öğrenimini tamamlayarak yurda döndü. Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü asistanı oldu. 1963'te A. Gürman, Sarkis, Devrim Erbil ve Tülay Tura ile "Mavi Grup"u kurdu. 1964'te, Fransız bursu ile ikinci kez Paris'e gitti. W. Hayter Atölyesi'nde gravür, Goetz Atölyesi'nde boya etüdlerini sürdürürken 'Siyah Fon'lu Resimler'e başladı. 1969 yılında, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde, doçent unvanını aldı. 1976'da, Güzel Sanatlar Akademisi, Resim Bölümü profesörlüğüne, 1977'de İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Müdürlüğü'ne atandı. 1979'da, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Müdürlüğü'nden istifa etti. 1983'te Mimar Sinan Üniversitesi (MSÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü Başkanlığı'na getirildi. 1985'te MSÜ, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Başkanlığı'ndan istifa etti. Birçok kurum ve özel koleksiyonda yapıtları bulunan Çoker yaşamını İstanbul'da sürdürmekteydi.
Adnan Çoker kimdir?
Türk ressam Adnan Çoker 1927’de İstanbul’da doğdu. 1944-1951 yılları arasında Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim gören (Zeki Kocamemi’nin atölyesinde çalıştı) Adnan Çoker, o yıllarda kısa bir süre ”çizgi resim” çalışmaları yaptı; Akademi yarışmalarında çeşitli ödüller aldı.
Akademi’nin Yüksek Resim Bölümü’nü bitirip, askerlik görevini yaptıktan sonra, Ankara ve İstanbul’da desinatör ve haritacı olarak çalıştı. 1953’te Ankara’da, “Sergi Öncesi” adı altında açtığı ilk kişisel sergisini, 1954’te Ankara’da, 1955’te İstanbul’da açtığı sergiler izledi.
1955’te açılan Avrupa yarışmasını kazanarak Paris’e gidip, 1958-1957 yıllarında Andre Lhote’un, 1957-1960 yıllarında da Henri Goetz’in atölyelerinde çalıştı. Bu arada fırsat buldukça İspanya, Belçika ve Hollanda müzelerinde araştırmalar yaptı.
Ayrıca İtalya ve İsviçre’de meslek eğitimine ilişkin incelemelerde bulundu. 1960’ta Türkiye’ye dönünce, Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’ne asistan oldu. 1961’de resimlerini Istanbul Alman Kültür Merkezi’nde “Paris Çalışmaları” adıyla sergiledi. Aynı yıl Viyana, Münih ve Venedik’te araştırma gezileri yaptı. Akademide seyirci önünde, öğrencilerle birlikte, müzik eşliğinde resim gösterileri düzenledi.
1961’de İstanbul Festivali Resim-Heykel Sergisi’nde ve 1962’de 23. Devlet Sergisi’nde birincilik ödülleri aldı. 1962’de guvaş resimleriyle bir sergi açtı. 1963’te dört ressam arkadaşıyla Mavi Grup’u kurdu. Bir yıl sonra Fransa’dan aldığı bir bursla yeniden Paris’e giderek Hayter atölyesinde gravür etütleri yaptı. Goetz Akademisi’nde resim çalıştı. 1965’te bu çalışmalarını Salzburg Yaz Akademisi’nde Vedova atölyesinde sürdürdü
1966’da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü öğretim üyeliğine atandı ve aynı yıl kolajlarıyla bir sergi düzenledi. 1968de Budapeşte’de açıları Türk Grafik Sanatı Sergisi komiseri olarak Macaristan’a gitti. 1970’e doğru sanatında yeni bir dönem başlayan Adnan Çoker, bu dönem çalışmalarını “Siyah Resimler” ve “Siyah Simetri” adını verdiği iki ayrı sergiyle (İstanbul) gösterdi. Yağlıboya, pastel, gravür, asamblaj ve akrilik tekniklerini uyguladığı bu resimlerin gösteriminde, elektronik müzikten yararlandı. 1973 DYO Sergisi’nde başarı, 1976’da İskenderiye bienalinde ikincilik ödüleri aldı.
1983-1985 arasında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümü başkanlığı yapıp, 1990’da 3. Asya-Avrupa Bienali’nde Dostluk, Barış ve Sanat ödülünü kazandı.
sanat anlayışı
Adnan Çoker’in sanatı iki döneme ayrılabilir. 1970 öncesi ve 1970 sonrası. 1970 öncesi döneminin resimleri genellikle soyut anlatımcılığa dayanır. 1970’e doğru bu yoldaki özgür renkçiliğin şematik biçimlere, net ve geometrik ama hacimsel bir soyutçuluğa dönüştüğü görülür. Geleneksel Türk mimarlığının iç uzam kavramından yola çıkarak, bu kavramın esinlendirdiği gizemsel anlamı soyut bir hacim anlayışıyla bağdaştırmaya çalışan Adnan Çoker’in bakışımlılığı temel alan bu tür resimlerinde, anlatısallık ve yücelik, bir denge ve huzur uyumuyla bütünleşmiştir. Osmanlı ve Selçuklu anıtsal mimarlığının, iç uzamı dış dünyaya açan sivri kemerli kapı ve pencere motifinden yola çıkılarak oluşturulan bu uyum, sanatçının deyimiyle bir “kalıp biçim”e dayanır. Yani geometrik ve alışılmış biçimcilikten ayrılır.
Pembe, mor ve siyah tonların yalın uygulamasını temel alan bir sadeleşme ilkesinden hareket eden ışık, bu resimlerde, geleneksel mimarlığın yapı özelliğinden çıkarılmış bir öğedir, ama, soyut uzamsal bir disiplinin etkileyici nüansını da içerir. Siyah rengin “mutlak”, “tarafısız” ve “edilgen” etkisi, bir yorum vurgusunun eşliğinde ele alınmıştır.