Ege ve Akdeniz bölgelerinde Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, Hakkari Üniversitesi ve Ordu Üniversitesi akademisyenlerince 3 yıl süren inceleme ve tespitler sonucu keşfedilen iki yeni çekirge türü, "Anadolua moli" ve "Anadolua bergeri" ismiyle bilim dünyasına kazandırıldı.
Türk bilim insanları yürüttükleri çalışma kapsamında "Anadolua" cinsi çekirgeye ait yeni iki türünü keşfederek literatüre kazandırdı.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Şirin, Ordu Üniversitesinden Prof. Dr. Hasan Sevgili, Hakkari Üniversitesinden Prof. Dr. Mehmet Sait Taylan ve NKÜ doktora öğrencileri Dilan Hevra Akyıldız ve Oğuzhan Güngör, NKÜ Bilimsel Araştırma Projeleri kapsamında Türkiye'de endemik olan "Anadolua" çekirge cinsinin yapısal değişkenlikleri ve ses karakterizasyonu üzerine veriler toplamak amacıyla 2021'de çalışma başlattı.
Çalışma kapsamında tespit edilen iki yeni çekirge türü, "Anadolua moli" ve "Anadolua bergeri" ismiyle bilim dünyasına kazandırıldı.
Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaklaşık 3 yıl boyunca inceleme ve tespitlerde bulunan bilim insanları, elde ettikleri verilerde iki türün farklı yapısal değişkenlikleri ve ses karakterizasyonuna sahip olduğunu belirledi.
Prof. Dr. Şirin, AA muhabirine, "Anadolua" cinsi çekirgelere ait son detaylı çalışmanın 1952 yılında yapıldığını söyledi.
Türk bilim insanları olarak yeni araştırmalarında önemli bilgiler elde ettiklerini belirten Şirin, bilim dünyasına iki türü kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını anlattı.
Çalışmalara ilk olarak Denizli'de başladıklarını dile getiren Şirin, şöyle devam etti:
"Bu cins sadece Anadolu'da, Ege Bölgesi'nden Sivas'a kadar yayılış gösteren bir hatta bulunuyor. Bu hatta yayılış gösteren, dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan bir cins. Bu cinsin Anadolua moli ve Anadolua bergeri ismini verdiğimiz iki yeni üyesi, tarafımızdan bilim dünyasına tanıtıldı.
Öncelikle topladığımız örneklerin dış yapıları dediğimiz morfolojilerinde bazı karakterlere bakıp, bacağındaki diş sayısı ya da vücudun arkasında bulunan serkus denilen yapının çıkıntılı olup olmadığı, kanatlarındaki ses dişlerinin sayısı, yapısı, bunlar farklılıklar gösteriyor. Bu karakter onların ses çıkarmasında etkili olan özellikleri ve farklı sesler çıkarıyorlar. Biz bunları analiz ve istatistiklerle ortaya koyduk."
Şirin, birçok noktadan veriler topladıklarını, 20'nin üzerinde noktada örneklemeler yaptıklarını aktardı.
Zorlu ve yorucu koşullar altında çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Şirin, "Bu örneklemelerde farklı popülasyonları ve farklı alanlarda yayılış gösteren türlerin karakterlerini belirledik. Bu karakterler arasında fark olup olmadığına baktığımızda morfolojik ve ses karakteri farklılıkları olduğunu gördüğümüz 2 yeni türümüzü bilim dünyasına kazandırdık." diye konuştu.
Çekirgelerin İsimler için bilim insanlarından esinlenildi
Yeni türlerin literatüre kazandırılmasıyla ilgili makalenin de uluslararası SCI indeksin içinde yer alan Zootaxa adlı dergide yayımlandığı bilgisini veren Şirin, türlerden birine Türkiye orthoptera (düz kanatlılar) çeşitliliğine katkısına istinaden Aksaray Üniversitesinde görevli Prof. Dr. Abbas Mol'un soyadından esinlenerek "Anadolua moli", diğerine de biyoakustik çalışmalarının gelişmesinde emeği olan ve Türkiye stenebothrus çekirge cinsiyle ilgili katkılar sunan Dr. Dirk Berger'in soyadına ithafen "Anadolua bergeri" adını verdiklerini kaydetti.
AA