Alkinoos nedir?
Alkinoos: Agamemnon İlyada'nın sevimsiz kralıysa, Alkinoos Odysseia'nın sevimli, konuksever, uygar ve halksever kralıdır.
Bugün Korfu adası olduğu genellikle benimsenen Skherie'ye yerleşmiş, denizci bir ulus olan Phaiak'ların başıdır. Alkinoos, ülkesinin önderleri, danışmanları ile birlikte yönetir ulusunu, on iki kralın on üçüncüsü sayar kendini. Ama biz Alkinoos'u Homeros'un ağzından dinleyelim, Odysseia'da bundan daha güzel, daha cana yakın, tadına doyulmaz bir parça yoktur. Phaiak'ları şöyle anlatır.
Eskiden Phaiak 'lar engin Hypereia 'da otururdu,
gçte üstün, zorba Tepegözlere yakın,
Tepegözler onların topraklarını boyuna yağma ederlerdi.
Tanrı yüzlü Nausithoos onları kaldırdı,
götürdü, yerleştirdi Skherie'ye,
alın teriyle yaşayan insanlardan uzağa.
Dört yandan surla çevirmişti kenti,
evler kurmuş, tapınaklar yapmıştı tanrılara,
tekmil toprakları dağıtmıştı.
Ama o çoktan boylamıştı Hades ülkesini,
düşünceleri tanrılardan gelen Alkinoos kraldı simdi.
Tekmil Phaiak'ları yönetirdi Alkinoos
halkı sayardı onu bir tanrı gibi.
Ama bu saygının asıl nedeni Arete ile evlenmiş olmasıdır. Arete erdem demek, bakın Alkinoos eşini nasıl baş tacı eder.
Alkinoos kendine karı aldı onu.
Arete 'yi öyle saydı, öyle saydı ki,
hiçbir kadın böyle sayılmadı yeryüzünde,
erkeğinin buyruğunda, evinde yaşayan hiçbir kadın,
hem kocası, hem çocukları saydı onu yürekten,
halk da bir tanrıça gibi baktı ona,
tatlı sözlerle selam verirlerdi şehre inince o,
çok akıllıydı, iyi yürekliydi de ondan,
yatıştırırdı bütün kavgalarını erkeklerin!
Öyle bir cennettir ki Alkinoos'un ülkesi, Batı yazınında ilk "ütopya" diye tanımlayabiliriz onu. İç ve dış düzeni Odysseus'a bile parmak ısırtacak gibidir. Homeros bir mimarlık baş eseri olan bu sarayı anlatmakla bitiremez.
Alkinoos sarayının iç düzeni daha az parlak değildir: Şiir, oyun, yarışma Phaiak'ların yaşamında büyük yer tutan uğraşlardı. Ozan Demodokos'un Troya savaşından söz açması üzerinedir ki, Odysseus kimliğini açığa vurmak zorunda kalır ve serüvenlerini anlatmaya girişir. Ama Alkinoos'un dünya görüşü ve insanlık anlayışı sanata saygı İle de bitmez.
Özgürlüğe olan eğilimi ilk ve orta çağları çok aşan modern denebilecek bir nitelik taşır. Konukluk kurallarına uyarak Odysseus'u hemen, kim olduğunu, nereden geldiğini sormadan benimser, istediği an gemileriyle onu yurduna göndermeye hazır olduğunu bildirir ve bu sözünü hiç gecikmeden yerine getirir. Odysseus'u öyle beğenmiştir ki, kendisine damat edinmeyi özler, ama en ufak bir baskıda bulunmaz, giderek, konuğuna kılavuzluk etmedi diye kızı Nausikaa'yı kınar.
Benim kızım ödevini tam yapmamış,
konuğum, madem hizmetçileri vardı yanında,
ve madem sen yalvardıydın ona ilkin,
ne diye evimize getirmedi alıp seni?
Karısı Arete'ye saygısı da Homeros destanlarında görülen kadına değer vermenin daha yüksek bir aşamasını yansıtır. Kadın, adı üstünde Erdem'in kendisidir ve erkeğin başaramadığı bazı edimleri daha bir incelikle, duyarlıkla, insanseverlikle yerine getirebilir diye saymakta, sevmektedir onu. Phaiak'ların sarayında asıl onun sözü geçmektedir. Nausikaa'da bunu bildiği içindir ki, Odysseus'un saraya varınca dosdoğru Arete'nin dizlerine kapanmasını salık verir ona.
Konukseverlikte de, cömertlikte de ilk işmarı veren Arete'dir, yalnız Alkinoos değil, bütün Phaiak önderleri de danışmanları da uyarlar sözüne. Yatağı o yapar, sandığı o hazırlar, rahatını o sağlar konuğun. Anasının kızı olan Nausıkaa da kurtarmamış mıydı Odysseus'u ölümden?
Erkeği kadınsız olarak düşünmek olanaksızdır Homeros destanlarında. Kadın erkeğin mutluluğudur. Odysseia'ya üstün uygarlık havasını veren kişiler Arete, Nausıkaa, Penelope gibi insanlığın daha ince, daha duyarlı ve becerikli yönünü simgeleyen kadınlardır.