Prof. Dr. Şevket Dönmez, Oluz Höyük arkeoloji kazılarında buldukları kurşun parçalanrının, kurşun dökme adetinin antik kanıtları olduğunu söyledi.
Amasya’daki Oluz Höyük arkeolojik kazılarında bulunan kurşun parçaları nazara karşı suya kurşun dökme geleneğinin Anadolu’da yaklaşık 2 bin 500 yıldır uygulandığını ortaya çıkardı.
12 yıldır süren kazının başkanı olan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez, buldukları ergitilmiş kurşun parçalarının bu geleneğinin Anadolu’daki ilk örnekleri olduğunu söyledi.
Oluz Höyük’ün Pers döneminde güçlü bir mimari kimliği ve kültürü olan bir yerleşme olduğunu ve bu dönemde halkın kurşun madenine ilgisi olduğunun bilindiğini kaydeden Prof. Dr. Dönmez, onlarca şekilsiz kurşun bulmalarının ardından yöre halkından yardım alarak yaptıkları deneysel arkeoloji çalışmalarında dökülen kurşunla buldukları kurşunların benzeri şekilleri aldıklarını belirterek, “Antik örneğimizde amorf bir şekil var. Suyun içine atılmış. Demek ki her ikisinde de aynı uygulamalar aynı pratikler yapılmış. Yeni örnek ile 2 bin 500 yıllık örnek arasında hiçbir fark yok. Yeni döktüğümüz kurşun ile antik kurşun parçalarını karşılaştırdığımızda neredeyse şekillerin bire bir olduğunu tespit ettik. Bu durumda da antik kurşun parçalarının cüruf olmadığını, gelişi güzel oluşmadığını, suya dökülerek bu şekilleri aldığını anlamış olduk. Bu da bize bugünkü Anadolu’daki kurşun dökme ve nazar inancıyla ilgili direkt bir bağlantı olanağı kurmayı sağladı” diye konuştu.
Kurşun dökme geleneği Orta Asya ve Şamanizm inancıyla ilgili olabilir
Kurşun dökme geleneğinin Orta Asya ve Şamanizm inancıyla ilgili olduğunun düşünüldüğünü ancak Amasya’da bulunan parçalarla bu geleneğin Anadolu’dan da köken aldığını ve Türklerin nazara karşı söz konusu geleneği devam ettirmiş olduklarını saptadıklarını vurgulayan Prof. Dr. Dönmez, “Bulunan parçalar bildiğimiz kadarıyla ilk. Diğer kazılarda ya da arkeolojik çalışmalarda böyle bir buluntu olduğunu hatırlamıyoruz. Şu an için Oluz Höyük örnekleri hem bilinen en eski örnekler hem de tek örnekler ve bunlar günümüzde tüm ayrıntılarıyla yaşayan geleneğin Türk adetlerinin bir parçası olduğunu gösteriyor” şeklinde konuştu.
Bu yıl 12. sezonuna girilen kazılara Selçuk Üniversitesi ile Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinden de akademisyenlerin katıldığına değinen Prof. Dr. Dönmez, 11 yıllık dönemde yaklaşık bin 200 eseri çıkartıp Amasya Müzesi’ne teslim ettiklerini de sözlerine ekledi.
Mıurat Çelik - İHA