Sudan'daki Tombos mezarlığında 3 yıldır süren arkeolojik kazılar tamamlandı. Amerikalı araştırmacıların Nubilerden çok sömürgeci Mısırlılara odaklandığı kazılardaki bulgular sömürgeciliğin 3 bin yıl önceki kalıntılarını barındırıyor.

Bir çok araştırmacı Mısırlıların ve Mısırların antik gizemlerinin peşinde koşarken, Antropoloji profesörü Michele Buzon, Mısırlıların sömürgeleştirdiği Nubia'daki sömürgecilerin izlerini gün yüzüne çıkartmaya uğraşıyor.

Merkezi ABD'nin  Virginia eyaletinde bulunan National Science Foundation (Ulusal Bilim Vakfı) sponsorluğunda gerçekleştirilen Tombos mezarlığı kazılarının başkanlığını üstlenen Purdue Üniversitesi öğretim üyesi Michele Buzon Sudan çölerinde 7 ayrı arkeolojik kazı çalışmasına katıldı.

Kaliforniya Üniversitesi antropoloğu Prof.  Stuart Tyson Smith'ın da iştirak ettiği kazı ekibinde Purdue Üniversites doktora öğrencileri Katie Whitmore, Sarah Caldwell ve Kaitlyn Sanders de bulunuyordu. Arkeologlar Sudan'ın Nil Nehri Vadisinde bulunan Tombos mezarlığındaki arkeoloji kazılarının üçüncü ve son sezonunu tamamladı.

Purdue Universinden Amy Patterson'ın verdiği bilgilere göre; Mısır'ın güneyinde, Nil Nehri boyunca kuzey Sudan'a uzanan Nubiya bölgesinde yaşayan Nubiler, tarihi verilere göre M.Ö. 1500'lerde, Nil Nehri üzerindeki ticaret yollarına tamamen hakim olmak isteyen Mısırlılar tarafından sömürgeleştirilmişti. Mısır'da Yeni Krallık Döneminde toprakları işgal edilen Nubilerin tarihini araştıran biyoarkeolog ve antropolog Prof. Michele Buzon, Nubiler  ve Mısırlıların yaşamlarına dair izler bulmak için 3.000 yıllık mezarlık alanlarında antik bulgular arıyor.

Purdue Üniversitesi'nin biyoarkeologu, M.Ö. 1400'de Yeni Krallık işgali sırasında Nil Nehri Vadisi boyunca yaşanan göçlerin ve kolonizasyon çalışmalarının izini sürdüğü çalışmalarda 2017 yılı saha araştırmasını tamamladı.

Prof. Michele Buzon, "Tombos, M.Ö. 1400'de Nubia'nın Yeni Krallık döneminde işgal edilen kentine ait  bir sömürge mezarlığıdır. Yeni Krallık döneminden, 25. hanedan Napatan sülalesine kadar uzanan uzun bir döneme ait gömüleri barındırıyor.  Son birkaç sezon seçkin piramidal mezarlara odaklandık. O mezarlarda kimlerin olduğunu anlamanaya çalışıyoruz. Ki muhtemelen Mısırlı sömürgecilere aitler. Onların, Nubia'ya sonradan gelenlerin ve Nubialıların nasıl yaşadığını anlamaya çalışıyoruz" dedi.

"Su masasına vurmaya devam ettik" diyerek çalışmalarının zor şartlarda sürdüğünü ifade eden Prof. Buzon, "Bu sezonun zorluklarından biri, yaklaşık 20 metre derinliğindeki çok derin piramitsel mezarlara bakmaktı. Mezarların kayıp, göçmemesini sağlamak ve sabitleştirmek çok güç. Kazılar sırasında mimarlardan sabitleştirme (stabilize) konusunda yardım almak zorunda kaldık.  Bu tür derin mezarlar daha çok seçkinlerin gömüldüğü yerler.   Piramit mezarların bitişiğindeki yan mezarları bulmayı başardık. Onlar daha sığ ve daha iyi durumda idi. Bu, bize daha alt sınıf bireylere dair ilginç bir bakış açısı kazandırdı ve çocuklara dair bulgularımızın örneklemini arttırdı. Bulgular bize onların yaşam şartlarının sağlığı ve şekli hakkında bilgiler verecektir" şeklinde konuştu.

Araştırma ekibinin üç mevsim süren kazılarda; küçük boncuklardan kozmetik aletlere, ardıç meyvelerinden besin artıklarına, hatta bir tabut parçası aynaya kadar birkaç yüz eser topladığını belirten Prof. Michele Buzon, Mart ayında sonuçlanan 2017 kazılarına Mısırlıların ve Nübianların evlilik durumunu idaha iyi belirleyecek 25 kişinin kalıntılarını bulduklarını belirtti.

Nubia'ya gelen ilk nesil göçmenlerin yakalandığı hastalıkları inceleyen paleopatoloji tekniklerini de kullanan ekip, stronsiyum izotop analizlerine de başvuruyorStronsiyum izotop analizleri, beslenmedeki yetersizlikleri ve hastalık bulgularını değerlendirmeyi sağlıyor.  Kafatası ölçümleri ve metrik olmayan özellikleri ile, bireyler arasındaki biyolojik ilişkiler belirlenşirken, mezar pozisyonlarıyla ile bu bilgiler birleştirerek, Mısırlıların ve Nübilerin evlilikleri de araştırılara sosyal statüleri belirlenmeye çalışıyor.

arkeolojikhaber.com

arkeoloji haber, arkeoloji haberleri,