Anadolu Arkeoloji Enstitüsü'nün kronolojisi fuara damgasını vurdu! haberi

Anadolu Arkeoloji Enstitüsü'nün kronolojisi fuara damgasını vurdu!

Kuruluş çalışmaları büyük heyecan uyandıran Gaziantep merkezli Türkiye Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü'nün Heritage İstanbul 2019 fuarında dağıtılan tanıtım kitapçığındaki akıl almaz hatalar, görenlere 'eyvah eyvah!' dedirtti.

Osmanlı Cumhuriyeti ibaresini bir film ismi olarak duymuş olabilirsiniz. Türkiye İmparatorluğu ibaresini ise sadece mizah dergilerinde görebileceğinizi düşünebilirsiniz. Ama ne yazık ki bu ibareler ülkemizin büyük ümit bağlanan dev projelerinden birinin tanıtım kitapçığında yer aldı..

"Ülkemizin ilk milli arkeoloji ve kültürel miras enstitüsü kuruluyor" sloganı ile Harbiye Hilton İstanbul Convention ile Exhibition Center'da 11 Nisan'da açılan Heritage İstanbul 2019 fuarında stant açan Avrupa Birliği - Türkiye Anadolu Arkeolojisi ve Kültürel Miras Enstitüsü Projesi'nin tanıtım kitapçığı görenleri şaşkına çevirdi.

Kapağında Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği bayrakları yanyana yer alan, The Central Finance and Contracts Unit (CFCU: T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birim), Sivil Toplum Sektörü, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın logoları bulunan " Avrupa Birliği - Türkiye Anadolu Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü Projesi" başlıklı broşür kitapçık, kurumu tanımak isteyenlerce ilgiyle karşılandı.

Fakat dağıtımından kısa süre sonra fuardaki stantların pek çoğunda ve konferans salonunda elden ele dolaşan tanıtım broşürü niteliğindeki kitapçığı birbirine gösterenler ve kahkaha atanlar dikkat çekti. Daha sonra tanıtım kitapçığına gösterilen olağan üstü ilginin nedeninin hatalar olduğu ortaya çıktı.

Özellikle bir yabancı katılımcının "amazing!" diyerek arkadaşlarına M.Ö. 395 - M.S. 1176 arasında tarihlenen Likya Dönemi'ni göstermesi üzerine arkeolojikhaber.com ekibi olarak, kitapçığı daha ayrıntılı incelemeye karar verdik.

Önce basit tashih ve dizgi hataları olabilir diye hafife alınan yanlışların aşırı sayıda olması, kitapçığın hazırlanma ve denetim aşamasında "çok büyük ihmal, dikkatsizlik, hatta zamansal ve mekansal bilgisizlik" olduğunu gözler önüne seriyor.

Arkeologlar ve sanat tarihçileri, metni kaleme alanların yanı sıra, gözden geçirenlerin de konulardan bihaber olduğunu savunuyorlar.

Kuruluş aşamasından itibaren büyük heyecan uyandıran, arkeoloji, tarih ve sanat camiasını umutlandırarak büyük beklenti içine sokan kurumun, sahaya böylesi bir skandal ile çıkması; büyüklüğüne ve hedeflerine hiç yakışmadı.