Türk Mimarisinde ilk bakışın yarattığı etkinin farkındalığıyla cephenin çok önemsendiğine dikkat çeken Sanat Tarihçisi Mücessem Kitiş, Anadolu Türk Mimarisinde Anıtsal Taç Kapılı Medreseler'i Arkeopolis.com sitesi için derledi.
Selçuklular’dan başlayarak Osmanlı döneminin sonuna kadar medreseler vakıf olarak sultanlar, vezirler ve beyler tarafından yaptırılmıştır. Bunlar öğretim yeri ve hastane gibi çeşitli sosyal yardım müesseseleri olarak hizmet veriyorlardı. Medreselerde öğrencilerin kalması için hücreler, dershaneler ve hocaların yerleri birlikte planlanırdı. Medreseler, dini öğretim ve İslam hukuku yanında, tıp öğretimi ve tatbikatı için Şifahaneleri ve Rasathane gibi çeşitli öğretim müesseselerini de içine alıyordu. Yani bunlar, tamamıyla dini mahiyette değildi. Anadolu medreseleri, gerek plan gerek mimari süslemeleri bakımından sonuna kadar hızını kaybetmeyen devamlı bir gelişme gösterir. Esasları değişmeyen bir plan şemasından hareket bu kadar zengin çeşitli bir mimari yaratılması Türk sanatının nasıl bir dinamizmle ve sağlam köklere dayanarak başladığını belli eder.
Anadolu Medreseleri, Danişmendli, Artuklu, Anadolu Selçuklu ve Beylikler Medreseleri olarak dört grupta incelenebilir. Bu medreseler de Açık Avlulu ve Kapalı Avlulu olmak üzere ikiye ayrılırlar.
Taç Kapı nedir?
“Genellikle, büyük yapıların önyüzünde yer alan bir kamusal yapıya giriş çıkışı sağlayan görkemli, anıtsal kapı, portal.”
Türk Mimarisinde, ilk bakışın yarattığı etkinin farkındalığıyla cephe çok önemsenmiştir. Dış cephede kullanılan taş malzeme ile heykelimsi yapılar ve anıt cepheler oluşmuştur. Bu kurgulanış içinde ise taç kapı uygulaması tüm ihtişamı kendinde toplayabilmiştir. Birincil bir anlam yüklenen taç kapı, şekillendiği geometrik form içinde bir sonsuzluk ve zaman döngüsü oluşturmaktadır. Dikdörtgen çerçeveye göre şekillenen kapı bloğu iki ana bölümden oluşmaktadır. Öncelikle bir sivri kemer sonrasında ise dikdörtgen yayvan kemerli bir girişle oluşturulan bezemeli niş ve mukarnas ile çevrelenmiştir. Üzerinde yoğun süsleme, yazı kuşakları ve küçük mimari öğeler bulunan taç kapı adeta bir açık hava heykeli görünümündedir. Taç kapı yapının diğer süsleme kompozisyonun orijinini oluşturmaktadır.
Taç Kapı süslemeleri nasıldır?
Taç kapılarda bulunan geometrik düzen birbirine geçme tarzında örülen düğümler ve şeritler halindedir. Bu düğümler etrafını sarmaladıkları kemerin tepe kısmında birbirlerine bir ilmikle bağlanır. Kapalı geometrik şekiller, yıldız sistemleri olarak adlandırılan kurgu, sekizgenler sonsuzluk anlayışının ve döngüselliğin bir ifadesi olmuştur. Bitkisel süslemede ise antik dönemden bu yana kullanılan palmet ve lotuslar ağırlıktadır. Anadolu Selçuklular’da kendine özgü bir stilizasyonda kullanılan bu motifler cepheye bir hareket katmıştır. Rumi ve palmetler tek başlarına ya da çiftler halinde zemin üzerine işlenmiştir.
Anadolu Türk Mimarisi’nde öne çıkan medreselerin taç kapılarına beraber göz atalım:
1- Sivas Gök Medrese, 1271
Simetrik olarak yerleştirilmiş taç kapı ve üzerindeki iki minare haricinde taç kapının iki yanında altta ve üstte olmak üzere açılan pencereler, köşe kuleleri ve taç kapının kuzeyinde yer alan çeşme giriş cephelerinin tasarımında gelinen noktayı göstermektedir.
Taç kapı dışa taşkın ve beden duvarlarından yüksek tutulmuştur.
***
2- Sivas Çifte Minareli Medrese, 1271
Günümüze yalnızca doğu cephesi, yani ön yüzü gelebilmiştir. Medrese girişinin taş süslemeli cephesi büyük boyutları ve tuğla-sırlı tuğla örgülü iki minaresi ile dikkati çekmektedir. Cephedeki taş süsleme ve oran itibariyle mimari olgunluğun yanı sıra aynı süslemeyi tekrardan kaçınan bir anlayışın hâkim olduğu göze çarpar.
Böyle bir uygulama ile daha canlı, hareketli, ışık-gölge oyunlarını kuvvetlice hissettiren bir cephe elde edilmiştir.
Taşın yanı sıra sırlı tuğla ve çinilerle bezeli iki minaresi bu olgun ve doyurucu kompozisyonu renklendirmiştir.
3- Erzurum Çifte Minareli, 1255-65
Taç kapının iki yanına eklenmiş payandalar üzerinde yükselen iki minaresi ve bezemeleriyle en dikkat çekici cephe, ön cephesidir. Bu yüzyılda özellikle medreselerin cephe kompozisyonlarında görülen niş, pencere ve çeşme gibi mimari elemanlar burada da yer almaktadır. Taç kapının mukarnas kavsaralı derin nişi çeşitli genişlikteki beş sıra palmet motifli şeritle çevrelenmiştir.
Kapının yanlarında, tuğla minarelerin taş kaideleri olan bölümlerin iki yanında kalın kaval silmelerin çevrelediği sivri kemerli nişler içinde, iki ejderhanın kuyrukları ucundaki hilalden çıkan, üzerinde de çift başlı kartal figürünün yer aldığı hayat ağacı motifleri, oldukça yüksek kabartma olarak işlenmiştir. Anıtsal taç kapı, heraldik süsleme özellikleri ve çift minaresi ile önemli bir kuruluşa sahiptir.
4- Erzurum Yakutiye Medresesi, 1310
Anadolu’daki kapalı avlulu medreselerin son örneklerinden biri olan yapı, cepheden dışa taşan taç kapısı ile Çifte Minareli olarak planlanmıştır. Diğer taç kapılı medreselerin aksine minareler, taç kapı üzerinde olmayıp, köşe kuleleri üzerinde iki taraftan cepheyi kavramaktadır.
Sağdaki minare, şerefe altına kadar ayakta kalmış, soldaki minare ise beden duvarının biraz üstüne kadar yükselebilmiştir. Yukarısı belki yıkılmış, belki de hiç yapılmamıştır. Portalin iki dış yanına hurma ağacının tepesine başı sağa veya sola dönük kartal, alta da simetrik olarak karşılıklı birer aslan figürü işlenmiştir.
5- Konya Sırçalı Medrese, 1242
Kareye yakın ölçüleriyle Selçuklu taçkapı geleneğini devam ettiren kapının anıtsal kütlesi dışa doğru çıkıntı yapmakta ve cephe duvarından biraz yüksekte kalmaktadır.
Taş süslemenin görüldüğü yegane yer taç kapıda olup, bitkisel ve geometrik özellikler gösteren süslemede teknik, yüzeyde bir oyma kabartma şeklindedir.
***
6- Konya Karatay Medresesi, 1251
Medresenin doğu cephesinin güney ucunda kalan taç kapı beyaz ve gri mermerle kaplanmıştır.
Süsleme taç kapıda toplanmıştır. Süsleme öğesi olarak geometrik bitkisel motifler ve yazıya yer verilmiştir.
Abideviliğiyle dikkat çeken taç kapı sade bir görünüşe sahiptir.
7- Konya İnce Minareli Medrese, 1260-65
Taç kapının neredeyse hiçbir yüzeyi boş bırakılmamıştır. Genel olarak diğer Anadolu Selçuklu yapılarının taç kapılarında karşılaştığımız yoğun geometrik süsleme burada karşımıza çıkmaz. Bu yapının taç kapısında süsleme unsuru olarak özellikle de bitkisel motifler dikkat çeker.
Taç kapının en dışında görülen kaval silme alt kısımda düğüm yaparak devam eder onu içi doğru takip eden şeritlerde ise rumi motiflerinin yer aldığı bordür, üzerinde meandırların bulunduğu kaval silme ve yazı bordürüne yer verilmiştir.
Özellikle taç kapının üst orta seviyesinden aşağı doğru iki şerit halinde inen yazı kuşağı kapının sivri kemeri üzerinde düğüm yapar ve sonrasında birer şerit halinde sivri kemerin yüzeyinde son bulur.
8- Kırşehir Cacabey Medresesi, 1272
Taç kapı medresenin kuzey cephesinde bulunmaktadır. Taç kapı cepheden taşkın anıtsal bir biçimde yapılmıştır. Renkli taş işçiliği ile süslenmiştir.
Mukarnas kavsarası ve iki sıra kuşatma kemeri ile çevrilmiştir. Kapının iki tarafında da bir çift burmalı sütun vardır.
9- Niğde Ak Medrese, 1409
Taç kapısı tamamen beyaz mermerden yapıldığı için “Ak Medrese” adı verilmiştir. Ak Medrese’nin kuzey cephesi iki katlılığını dışa yansıtacak şekilde düzenlenmiştir. Cephenin ekseninde dışa taşkın, mukarnas kavsaralı taç kapı vardır.
Diğer taç kapılarda gördüğümüz yıldız örgülerle bezeli geniş bordürler yerini burada dar şeritlere bırakmıştır.