Adana'daki Anavarza Antik Kenti'nde 34 yıl bekçilik yaptıktan sonra başarı belgesiyle emekli olan Hatun Dilci'nin üstlendiği "tarihi görevi" 15 yıldır oğlu sürdürüyor.
Anavarza Antik Kenti'nde 1969 yılında eşiyle birlikte bekçi olarak göreve başlayan ve 2003 yılında emekli olan 79 yaşındaki Hatun Dilci, bölgede tarihi eser kaçakçıları ve definecilere karşı verdiği mücadeleyi, tarihi koruma bilinciyle yetiştirdiği oğlunun devam ettirmesinin gururunu yaşıyor.
Eşinin vefatından sonra tek başına göreve devam eden ve yakaladığı definecilerden aldığı birçok arkeolojik eseri müze müdürlüğünün izniyle antik kentin içinde bulunan evinin bahçesinde koruyan Dilci, elinden geldiğince 54 yaşındaki oğluna da yardımcı olmayı sürdürüyor.
Yaşar Dilci de emekli olduktan sonra Bakanlık tarafından başarı belgesiyle onurlandırılan annesi Hatun Dilci'nin her gün elini öperek göreve başlıyor.
Hatun Dilci: Kimseye bir taş kaldırtmadım
Hatun Dilci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1969 yılında eşiyle çiftçilik yaparken mozaik bulduklarını ve durumu Adana Müzesine bildirdiklerini söyledi.
Müze müdürlüğünden yetkililerin Kozan ilçesine gelerek buldukları mozaikte inceleme yaptığını belirten Dilci, daha sonra dönemin müze müdürünün, eşi ve kendisini antik kentte bekçi olarak göreve başlattığını anlattı.
Antik kentte 34 yıl bekçilik yaptığını ifade eden Dilci, "Her sabah kalktığımda Kralın Kızı'nın yüzüne (mozaik) bakardım ondan sonra görevime giderdim. Tabancam vardı, kıyafetimi giyip yola çıktığımda herkesin boynu kırılırdı. Belimde silah, kafamda şapka, kimse yanımdan geçemezdi. Ben koca Anavarza'yı 34 sene yönettim. Kimseye bir delik eştirmedim, kimseye bir taş kaldırtmadım." diye konuştu.
Dilci, görev süresince çok sayıda defineciyi yakalattığını ve bir çoğunun tutuklandığını kaydetti.
Evinin bahçesindeki Roma dönemine ait lahit, heykel, sütun başlıkları ve kabartmalardan oluşan çok sayıda arkeolojik eseri, yakaladığı definecilerden aldığını ve burada koruduğunu vurgulayan Dilci, "Tarihi suru yıkıyorlar, yükleyip başka köylere gidiyorlardı. Ben telsize bastığımda Adana ayağa kalkardı. Ben öyle yiğit bekçiydim. Bir yerde tarihi taş çıkmış. Giderdim çekerdim silahı. Veya başka köye kaçırdılarsa jandarmaya haber verirdim taşları buraya getirirdim. Çok sayıda tarihi taşı ben hep ellerinden aldım." ifadesini kullandı.
Dilci, uzun yıllar evinin önünde kalan mozaiklerin müzeye götürülmesi sırasında gözyaşı döktüğünü anlattı.
Emekli olduktan sonra antik kenti koruma görevini oğluna devrettiğini dile getiren Dilci, "Benim görevimi şimdi oğlum Yaşar yapıyor. İyi ama benim kadar iyi olamaz. Benim ölüm gözüme gözükmezdi. Kuş uçurmazdım. Ben öyle bir bekçiydim." dedi.
Yaşar Dilci: Annem efsane
Yaşar Dilci de annesinden sonra kendisinin bekçilik yapmaya başladığını anlattı.
"Tarihi görevin" annesinden miras olduğunu belirten Dilci, "Benim çocukluğum burada geçti. Annem efsane, ben onun tozu olamam. Ben de burayı gözüm gibi koruyorum. Gelenlere yardımcı oluyoruz. Definecilere göz açtırmıyoruz." ifadesini kullandı.
Annesinin üstün başarı belgesinin bulunduğunu aktaran Dilci, "Biz de onun izinden gitmek istiyoruz. Sit alanını geziyoruz, kaleye çıkıyoruz. Gece gündüz geziyoruz. Bu işi severek yapıyorum. Anneme her zaman fikir danışıyorum. Onun tecrübelerinden faydalanıyoruz." diye konuştu.
Adana Müze Müdürü Nedim Dervişoğlu da antik kentte bekçilik görevinin uzun süredir Dilci ailesi tarafından başarıyla devam ettirildiğini söyledi.
Taşınmaz kültür varlıklarının öncelikle bulunduğu yerde sergilendiğini dile getiren Dervişoğlu, "Aksi bir durum var ise kurul kararı ve ilgili yasaya göre yerlerinden kaldırılarak müzeye taşınır. Geçen yıl Hatun Dilci'nin bahçesinde bulunan mozaiklerde kararma tespit ettik. Mozaikleri, mozaik müzesine taşıdık ve konservasyonunu tamamlayarak teşhire hazır hale getirdik." şeklinde konuştu.
Eren Bozkurt - AA