Antalya şehir merkezindeki Eski Doğu Garajı Mevkii'ndeki yıkılan Halk Pazarında temel hafriyatı sırasında ortaya çıkan arkeolojik kalıntılar.
Antalya ili şehir merkezindeki Eski Doğu Garajı Mevkii'ndeki Halk Pazarı, Belediyenin iş merkezi yapımı projesi kapsamında yıkılmıştır. Bu alanda yüklenici inşaat firması tarafından yapılan temel hafriyatı sırasında Arkeolojik kalıntılar gün ışığına çıkmıştır. Bu kalıntılar, bugün büyük bir kısmı modern yapılaşma altında kaybolmuş olan Antik Atteleia Kentine ait Nekropol (mezarlık) alanıdır. Bu alanda, Antalya Müzesi tarafından kurtarma kazıları sürdürülmekte olup, yapılan Arkeolojik kazılarda yüzlerce yıllık oda mezarlar, çoklu ölü gömme gelenekleri ve defin edilenlere sunulan ilginç hediyeler gün yüzüne çıkarılmıştır. Mezarların önemli bir kısmının antik dönemde ve sonrasında herhangi bir soygun görmediği yapılan kazı çalışmaları sırasında tespit edilmiştir. Bu yönüyle mezarlar, Antik Attaleia kentinin tarihini aydınlatmak açısından oldukça önemlidir.
Doğu Garajı'nda ortaya çıkan bu mezarlarda yapılan kazı çalışmalarında, Antalya'nın antik tarihini simgeleyen Attaleia Antik Kenti'nin bugüne kadar bilinemeyen geçmişini aydınlatacak bulgulara ulaşılacağı anlaşılmaktadır.
Antik kaynaklarda, Atteleia Antik Kentinin Bergama (Pergamon) Kralı II. Attalos tarafından İ.Ö. 2 yüzyılda, kurulduğu belirtilmektedir. "Attalos Yurdu" anlamına gelen Attaleia, antik çağlarda Akdeniz'in yoğun bir deniz ticaret güzergahı üzerinde yer alması nedeniyle Pamphilya bölgesinin önemli bir kentiydi. Ancak bu kente ait kalıntılar, büyük oranda günümüz yerleşimi altında kalmıştır. Antik Atteleia kentinden günümüze, Üçkapılar olarak da bilinen Roma İmparatoru Hadrian'ın kente gelişi onuruna yaptırılan Hadrian Kapısı, Hıdırlık Kulesi ve büyük bir bölümü Selçuklu ve Osmanlı Döneminde yenilenmiş ve eklemeler yapılmış sur duvarları dışında pek fazla kalıntı ulaşamamıştır. Buna ek olarak son yıllarda Kaleiçi'nde yapılan alt yapı çalışmaları sırasında kısmen ortaya çıkarılan ve koruma altına alınan su kanalları da Antik Atteleia kentine ait Arkeolojik kalıntılardır.
Antalya Müzesi'nce 2008 yılı Mart ayından bu yana sürdürülen kurtarma kazısı çalışmaları Antalya Büyükşehir Belediyesi ve yüklenici firma tarafından desteklenmektedir. Bu kazı çalışmalarında bugüne kadar 350 adet mezar ortaya çıkarılmış olup, halen sürmekte olan kazılarda mezar sayısının artacağı görülmektedir. Bu mezarların tamamı ana kayaya oyularak (hipoje) yapılmış olup, mezar tipleri arasında basit sanduka mezarlar, dromoslu oda mezarlar, khamosorion tipi mezarlar, lahit kapaklı mezarlar ve pişmiş toprak levhalarla oluşturulmuş Geç Roma dönemi mezarları ile kremasyon ( yakarak gömme ) mezarlar yer almaktadır. Lahit kapaklarından üçünün alınlığı Eski Yunanca yazıtlıdır. Bu yazıtlar Epigraflar tarafından okunmuştur. Bunlardan ikisinde Hıdırlık Kulesini de yaptırdıkları bilinen, Atteleia Kentinin ünlü ve zengin ailesi Kalpournius ailesine mensup kişilerin adları geçmektedir. Diğerinde ise, "Boudios oğlu Aurelios Polykhronios (bu lahdi) kendisine (ve.......) ve akrabalarına (yaptırdı). Eğer başka birisi (açarsa ya da kullanırsa?), İmparatorun hazinesine (ceza olarak) ........ ödeyecek" denilmektedir.
Ayrıca M 68 no'lu mezarda ortaya çıkan kireçtaşı silindirik sunağın üzerinde yer alan yazıtta: "Zosimos için kız kardeşi Aquilina (bu mezarı) anısı vesilesiyle (yaptırdı) denilmektedir".
Böylelikle bu mezarın kimler tarafından yaptırıldığı ve kimlere ait oldukları belirlenmiştir. Ayrıca, mezarlarda ele geçen çok sayıdaki iskeletler, Ankara Üniversitesi, Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi, Antroploji Bölümü'nden Prof. Dr. Ayla Sevim EROL başkanlığında bir ekip tarafından incelenmektedir. Bu incelemelerde dönemde yaşayan insanların sosyo-ekonomik, kültürel toplum yapısını ortaya koyacak bulgulara ulaşılacaktır. Antik Atteleia kentinde yaşayanların beslenme alışkanlıkları, geçirdikleri hastalıklar, yaş ve cinsiyet belirlemeleri gerçekleştirilmektedir.
Bu nekropol alanında değişik tipte mezarların yanı sıra alanın güneydoğusunda antik yol güzergahları kısmen korunmuş olarak ortaya çıkarılmıştır. Ana kaya üzerinde tekerlek izleriyle kendini gösteren bu yollar, belirli noktalarda kesişerek kavşak oluşturmaktadır. Bunlar olasılıkla kent dışından kente ulaşımı sağlayan ana yollardır.
Kazı çalışmaları sırasında ele geçen buluntulara göre nekropol alanının M.Ö. 3. yy. sonu ile M.S. 4. yy. arasında ortalama 700 yıl boyunca kullanıldığı anlaşılmaktadır. Mezarlarda ortaya çıkarılan buluntular ışığında Antalya'nın en eski tarihinin M.Ö. 2. yüzyıldan daha eskiye M.Ö. 3. yüzyıla kadar uzandığı anlaşılmaktadır. Mezarlarda özellikle, Hellenistik dönem adı verilen İ.Ö. 4. yüzyıl sonu ve 2. yüzyıllara ait çok sayıda pişmiş toprak kap, pişmiş toprak figürünler ve sikkeler ele geçmektedir.
Doğu Garajı-Halk Pazarı Mevkii, Antik Atteleia Kenti Nekropol Alanında Mart 2008 ve Şubat 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilen kazılarda, mezarlarda ölülere hediye olarak bırakılmış olarak ele geçen buluntuların bazıları şöyledir.
1- Pişmiş toprak unguentariumlar
2- Pişmiş toprak değişik formlarda kase, testi ve biberonlar,
3- Kadın figürünleri, koç figürüni,
4- Büst biçimli pişmiş toprak kap
5- Pişmiş toprak matara
6- Pişmiş toprak ve cam alabastronlar
7- Pişmiş toprak kremasyon kapları
8- Cam koku şişeleri, kaseler
9- Gözyaşı şişeleri
10- Bronz ve gümüş sikkeler
11- Kemikten ve camdan yapılmış iğne, spatula ve süs eşyaları
12- Altın diadem, broş gibi süsleme parçaları,
13- Altın, bronz ve gümüşten yapılmış yüzük, küpe vb. takılar ile cam kemik, pişmiş toprak boncuklar,
14- Cam oyun taşları
15- Yazıtlı mezar stel parçaları,
16- Yazıtlı sunaklar,
17- Pişmiş toprak kandiller
18- Kurşun tekne,
19- Deniz kabuklarından süs eşyaları
20- Bronz - demir strigilisler ( sporcu aleti )
21- Bronz aynalar, iğneler
22- Bronz tıbbi aletler
23- Mermerden ve kireçtaşından yapılmış heykelcik parçaları,