Antalya'da tarihi ve kültürel geziler ile deniz keyfi bir arada yaşanıyor

Antalya, dünyaca ünlü plajları, doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel yapısı ile misafirlerine unutulmaz bir tatil imkanı sunuyor.

Tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Antalya, tarihi ve kültürel gezileri sevenler için unutulmaz bir tatil imkanı sunuyor.

Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan Antalya, sahip olduğu antik kentlerin günümüze ulaşan kalıntıları arasında kalan çok sayıda plajı ile de öne çıkıyor. Tarih ve kültür turizmine meraklı olanlar, kent merkezi ve ilçelerinde birçok alternatif rotada gezebiliyor.

Kent, geçmişi yüzlerce yıl öncesine giden eserlerin yer aldığı müzeler ve tarihi alanları barındırıyor.

Geniş kumsalları ve masmavi sularıyla tatilcilerin vazgeçilmez adresi olan Antalya, her dönemden izler taşıyan antik kentlerin günümüze ulaşan kalıntıları arasında kalan sahilleriyle de ziyaretçilerini adeta geçmişte yolculuğa çıkarıyor.

Tarih ve doğayla iç içe geçen plajlarda denize girme imkanı bulanlar, farklı bir deneyim yaşıyor.

Kentte bulunan Olimpos, Phaselis, Patara, Alanya'daki Kleopatra Plajları ile Akdeniz'in en temiz deniz alanı olarak nitelenen Kekova bölgesi ve Apollon Tapınağı'nın da yer aldığı Side'de, tarihin gölgesinde denize girmenin keyfi yaşanabiliyor.

- Olimpos

Antik Likya'nın en önemli kenti konumunda olan Olimpos, caretta carettalara da ev sahipliği yapan ünlü plajı ile görülmesi gereken doğa harikası bir koy olarak dikkati çekiyor.

Kumluca ilçesindeki Olimpos Milli Parkı'nda yer alan plaja yine burada bulunan Olimpos Antik Kenti içerisinden 20 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılabiliyor.

Antalya merkeze 83 kilometre uzaklıktaki Olimpos Plajı, 1. derece doğal ve tarihi sit alanı içerisinde bulunduğu için, çevrede hiçbir tesis bulunmuyor. Antik Kent ve plajı, müze kart ile ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor.

Kazı çalışmasının devam ettiği antik kentte Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait günümüze ulaşan eserleri de görmek mümkün.

Olimpos'un hemen yanında Çıralı Sahili bulunuyor. Nesli tehdit altında olan caretta carettalara ev sahipliği yapan bu plaj, çam ağaçları arasında misafirlerine eşsiz bir huzur veriyor.

Bölgedeki çok sayıda derenin soğuk suları denize ulaşıyor. Kıyı şeridindeki bu bölgelerden denize girenler, denize ulaşıp, tuzlu suya karışan dere suları ile serinliyor.

- Suluada, Maldivler'e benzetiliyor

Kumluca ilçesindeki Olimpos'a yakın bir bölge olan Adrasan Koyu da yerli ve yabancı turistlerin tercihleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. İsmini, bulunduğu Adrasan Mahallesi'nden alan koydaki uzun plajda denize girilebiliyor.

Koy içerisinde ücretli-ücretsiz hizmet sunan plajlar, restoranlar ve pansiyonlar bulunuyor. Antalya plajları ve koyları arasındaki en popüler yerlerden biri haline gelen Adrasan'da günübirlik düzenlenen tekne turları ilgi görüyor.

Özellikle buradan beyaz kumsalı ve turkuaz renkli suyuyla Maldivler'e benzetilen Suluada'ya düzenlenen turlar, doğa ve fotoğraf tutkunları için unutulmaz bir anıya dönüşüyor. Bölgedeki günü birlik tekne turlarını tercih edenler ayrıca Korsan Koyu ve Ceneviz Koyu'nu da görme imkanı buluyor.

Olimpos, Çıralı ve Adrasan, bungalov ağaç evleri ve çadır kurulabilen açık alanları ile kamp meraklıları ve doğayla iç içe olmak isteyenler için heyecanlı ve bir o kadar da huzur dolu bir deneyim yaşatıyor.

- Phaselis

Kent merkezine 60 kilometre uzaklıktaki Phaselis plajları da deniz, kum ve güneşin tarihle birleştiği noktada deniz keyfi yaşamak isteyenler tarafından ilgi görüyor. Ören yeri içerisinde yer alan plaja girişler bilet ya da Müze Kart ile yapılıyor.

Bölgeye gelenler, tiyatro başta olmak üzere çok sayıda antik kalıntının arasından geçerek mavi sularla buluşuyor. Yine denize girilen noktalarda Phaselis Antik Kenti'nin kuzey, güney ve askeri limanlarının kalıntılarını görebiliyor.

- Patara

Adı, Kaş kadar bilinen ve Likya Uygarlığı'nın en önemli kentleri arasında yer alan Patara Antik Kenti de görenleri hayran bırakan kum tepelerinin ardındaki eşsiz kumsalıyla yüzmeyi sevenleri cezbeden mekanlar arasında yer alıyor.

Ören yeri statüsünde olduğu için bilet alarak ya da Müze Kart ile girilebilen sahilde tesis bulunmuyor. Deniz kaplumbağalarının da uğrak yerleri arsasında yer alan sahile girişlere, kaplumbağaların korunması adına, mayıs ve eylül döneminde yani turizm sezonunda saat 08.00-20.00 arasında izin veriliyor.

Bölge, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2020 yılını "Patara Yılı" ilan etmesi dolayısıyla bu yıl, yerli ve yabancı turistlerin mercek altına aldığı destinasyonlar arasında yer alıyor.

- Kekova

Doğal güzelliklerinin yanısıra antik dönem kalıntıları ve tarihi eser zenginliği, Demre ilçesi yakınlarındaki Kaleköy ve Üçağız açıklarındaki Kekova bölgesini, cazibe merkezi haline getirmiş durumda.

Noel Baba adıyla bilinen Aziz Nikolaos'un yaşadığı yer olduğu söylenen Demre, tarihi gezi ve doğanın birleştiği noktada tatilini geçirmek isteyenler için kaçırılmayacak fırsatlar sunuyor.

Uzun yıllar Likya Uygarlığı'nın daha sonra da Roma İmparatorluğu'nun etkisinde kalan yörede günümüzde de Üçağız (Theiminssa) ve Kale (Simena) köylerinde tarihle iç içe yaşam devam ediyor. Üçağız bölgesi, tarihte yaşanan depremler nedeniyle sular altında kalan "Batık Şehir" olarak adlandırılan antik yapıların arasında yüzme keyfi sunuyor.

Akdeniz'in en temiz deniz alanı olarak nitelenen Kekova, Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmesiyle de tarihi ve doğal güzelliklerini muhafaza ediyor.

- Tarih ve deniz kenti: Side

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Manavgat ilçesindeki Side, günümüzde ayakta kalan Apollon tapınağı, hamamları, limanı, su yolları, kent kapısı, agorası ile bütünleşen masmavi denizi ile mutlaka görülmesi gereken yerler arasında gösteriliyor.

Side, milattan önce 7. yüzyıla uzanan derin tarihi ile, plajlarında deniz keyfi yapan tatilcileri geçmişten günümüze tarihi yolculuğa çıkarıyor.

- Kleopatra Plajı

Alanya ilçesinde, Antik Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın ismiyle anılan plaj, denizinin temizliği, geniş kumsalı ve güneşin batışının en güzel izleneceği noktalardan olmasıyla yerli ve yabancı turistler tarafından sıkça tercih ediliyor. Plajda Kleopatra ve Roma İmparatoru Antonius'un yüzdüğü rivayet ediliyor.

Burada güneşin ve denizin tadını çıkarmak isteyenler; tarihi, Helenistik döneme kadar inen ve Anadolu Selçuklu Devleti'nin izlerini taşıyan Alanya Kalesi ile plajın hemen yanındaki Damlataş Mağarası'nı görme imkanı bulabiliyor.

- Kaş'taki Kaputaş ve Küçük Çakıl Plajı ilgi görüyor

Antalya'da dünyaca ünlü irili ufaklı bir çok plaj da ziyaretçilerine unutulmaz tatil anıları yaşatıyor. Onlardan biri olan Kaputaş Plajı, karayolunun hemen kenarında bir vadinin ağzında turkuaz rengi sularıyla ilgi görüyor.

Hemen her yerinden denize girilebilen Kaş ilçesindeki kendisi küçük ancak ünü büyük Küçük Çakıl Plajı da ilçe merkezine gelen turistlerin tercihi arasında yer alıyor.

Kemer'de Ayışığı Plajı ile Gazipaşa'daki sahile yakın kısımlardaki kayalıkların zaman içerisinde aşınmasıyla ortaya çıkan görüntüsünden "Doğal Havuz" olarak nitelenen bölgede denize girenler, gün batımında oluşan eşsiz manzaraların tadını çıkarıyor.

Antalya Tanıtım Vakfı Başkanı Yeliz Gül Ege, AA muhabirine, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Antalya'nın her dönemden izler taşıdığını söyledi.

Kente gelen yerli ve yabancı turistlerin, tarihin izleri arasında deniz, kum ve güneş üçlemesinin keyfini çıkarma imkanı bulduğuna değinen Ege, "Antalya, 640 kilometrelik sahil uzunluğuyla Türkiye'nin en uzun sahil şeridine sahip iller arasında yer alıyor. Antalya'da kent merkezinde denize girilebildiği gibi ilçelerinde de etkileyici, görkemli mimari yapıların bulunduğu çok sayıda antik kent, denizin hemen yanı başında duruyor. Antalya'da tatil yapanlar, geçmişi günümüze bağlayan tarihi kalıntılar arasında denize girme fırsatı buluyor ve unutulmaz anılar biriktiriyor. Kentin neredeyse tüm sokakları denize açılıyor." diye konuştu.

AA  Bekir Bektaş 

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar