Antik Mısır'da oynanan Senet oyununun, küçük ama dikkate değer şekil değişikleri ile en az 2000 yıllık tarihe sahip olduğu biliniyordu. Ancak ABD'nin Kaliforniya eyaletinin San Jose şehrindeki Rosicrucian Müzesi'nde bulunan bir senet tahtasının 3.500 yaşında olduğu ve oyunun bilinen en eski şeklini gösterdiği belirlendi. Tahta Senet'in bir 'ölüm oyunu' olduğunu gösteriyor.
Dünyanın ilk masa oyunu olmamasına raümen ilk ‘hit’ oyunlardan biri olan Senet, tarihi masa oyunları içinde belki de en çok incelenen ve kuralları nispeten iyi anlaşılanı.
Senet, genellikle ahşap, fayans, fildişi veya bu malzemelerin kombinasyonundan yapılmış, üçe on desende düzenlenmiş 30 karelik bir tahtada oynanır. Oyunla ilgili pek çok şey henüz çözülebilmiş değil. Ama oyunun sanılandan daha eski tarihlerde oynandığı ortaya çıktı.
Arkeoloji kazılarında bugüne dek pek çok Senet oyun tahtası ele keşfedildi. Ancak, The Journal of Egyptian Archeology dergisinde 29 Ocak tarihinde Maastricht Üniversitesi öğretim üyesi arkeolog Walter Crist imzası ile yayınlanan, Orta'dan Yeni Krallık'a Geçiş: Rosicrucian Müzesi'ndeki Senet Oyunu Platformu (Passing from the Middle to the New Kingdom: A Senet Board in the Rosicrucian Museum) başlıklı makaleye göre; ABD'nin Kaliforniya eyaletinin San Jose şehrindeki Rosicrucian Müzesi'nde daha önce hiç gündeme gelmemiş senet oyun platformu,oyununun bilinen en eski tasarımı olabilir. Daha önce 2 bin yıldan daha eski tarihli olduğu tahmin edilen oyunun sanılandan daha eski tarihlerde oynandığı ortaya çıktı.
Rosicrucian oyun tahtasının yaşı ve arkeolojik bağlamı belirsiz; eser 19. yüzyılda antikalar pazarından satın alınmış olabilir. Ancak alışılmadık bir ters düzene sahip, altta genellikle “bitiş” karesinin olduğu “başlangıç” karesi var. Crist, bu tarzın 4.000 ila 3.700 yıl önce Mısır’ın Orta Krallık dönemine özgü olduğunu söylüyor. Bu olağandışı düzen ve 26-29. Kareler üzerindeki ne tamamen dünyevi ne de tamamen dini olan semboller göz önüne alındığında Crist, Rosicrucian oyun tahtasının yaklaşık 3.500 yıllık olduğuna inanıyor.
Flatformda ruhu simgeleyen hiyeroglifler yok, ancak daha önceki tahtalarda basit bir X bulunan kare 27’de, suyu temsil eden bir hiyeroglif var. Arkeologlar bunun, Mısırlıların ruhun Duat’a yaptığı yolculukta karşılaştığı bir tür göl veya nehri gösterdiğine inandıklarını düşünüyor.
Walter Crist, makalede, “Öbür dünyadaki yolculuğun bu yönü, görsel olarak tahtada ilk kez görülebildi” diyor.
Antik Mısırlılar masa oyunlarını önemsiyorlardı. Tavla benzeri “senet” oyunu sadece bir eğlence aracı olarak oynanmaya başlandı, ancak yaklaşık 2.000 yıldan fazla bir süre içinde, yeraltı dünyasını temsil eden bir tahtada oynanan, öbür dünyayla derin bağlantıları olan bir oyuna dönüştü. Şimdi ise California müzesindeki oyunun bir versiyonu bu çarpıcı dönüşümün ne zaman gerçekleştiğini ortaya çıkarabilir.
Antik metinlerden kalma parçalardan Mısır bilimciler, senetin iki rakip oyuncu ile oynandığını düşünüyorlardı, her oyuncu 10’luk üç sıra halinde düzenlenmiş 30 kareden oluşan bir kare kağıda yerleştirilmiş beş piyona sahip olabiliyorlardı. Oyuncular, piyonlarından birini belirli bir turda hareket ettirmek için kaç kare belirlemek için modern oyun zarına eşdeğer bir zar atıyorlardı. Piyonlar, üst sıra boyunca sağa, sonra orta sıra boyunca sola ve alt sıra boyunca sağa doğru hareket ettiriliyordu. Amaç, tahtanın sağ alt köşesindeki bitiş karesine (30 numaraya) ulaşmaktı.
26-29 arasındaki kareler sembollerle süslenmiş ve özel bir önem taşıyor gibi görünüyordu. Bazı modern oyun tahtalarındaki “sıranı pas geç” ya da “altılı zar yuvarla” kareleri gibi. Beş piyonunu da bitiş noktasına ilk getiren oyuncu kazanıyordu.
Senet’in bir eğlence biçiminden başka bir şey olduğuna dair hiçbir kanıt yok. Ancak yaklaşık 4.300 yıl önce, Mısır mezar sanatı, yaşayan arkadaşlarına ve akrabalarına karşı senet oynayan ölüleri tasvir etmeye başladı. O zamanki metinler; oyunun, ölülerin yaşayanlarla iletişim kurabileceği bir kanal olarak görülmeye başlandığını gösteriyor.
Sonraki bin yılda Mısır metinleri bu oyunu, ruhun Duat adlı Mısır aleminden öbür dünyaya doğru hareketini yansıtan bir şey olarak tanımlıyordu. Yaklaşık 3.300 yıl önce, oyun tahtasının kendisi de değişmişti. Örneğin, erken senet tahtalarının 28. karesinde üç basit dikey çizginin yerine, Mısırlıların ruhu simgelemek için kullandığı üç hiyeroglif kuş kullanılmıştı. Oyun bu sembolizmi, modası bitene kadar yani 800 yıl daha korudu.
Antik Mısır metinlerine göre, senet tahtaları en az 400 yıl daha önce dini esintiler almaya başlamış olabilir. California Üniversitesi’nden bir arkeolog olan Jelmer Eerkens, dünyeviden dini tahtalara yavaş geçişin, uzun yıllar süren durağanlık ve ani değişim izleri sergileyen oyunların evrimi hakkında bildiklerimize uyduğunu söylüyor. “Bu, diğer teknolojiler için beklediğimiz şeylerden farklı” diyor Eerkens. Örneğin, pişirme kabı tasarımları daha kademeli ve istikrarlı bir şekilde gelişmişti.
Eerkens’in araştırması, Rosicrucian oyun tahtasının nadir bulunan bir bulgu olduğunu ileri sürüyor, çünkü bu geç dönemdeki hızlı değişimin tarihini gösteriyor. Belki de bu tahta, senet oyun tahtası tasarımlarının ilk ölüm oyunu rolüne ihanet ettiği o ani zamanı bize gösterebilir.
Kaynak: Sciencemag Çeviri: Arkeofili