Antik kentler ve arkeolojik eserlerle halk arasında bir bağ kurabilmenin en iyi yolunun, insanlara o yerlerin hikayelerini anlatmak olduğunu belirten Antropolog Dr. Steve Chaddock, insanlara tarihi açıdan neyin önemli olduğunu gösterip, onlara bu alanların hikayelerini anlatmak için çaba gösterdiğini söyledi.
Antropolog ve kültürel miras uzmanı Dr. Steve Chaddock, "Kültürel miras, antik kentler, müzeler ve mitolojik figürler, halkın ilgisini nasıl çekebilir?" sorusuna yanıt aramak için çalışmalar yapıyor.
Antik kentler ve arkeolojik eserlerle halk arasında bir bağ kurabilmenin en iyi yolunun, insanlara o yerlerin hikayelerini anlatmak olduğunu söyleyen Steve Chaddock, “Anadolu’da harika bir gezi yaptım. Pek çok antik kenti görmek ilgimi çekti. Termessos, Kibyra, Afrodisias, Efes, Sagalassos… Türkiye’nin bu bölgesi kesinlikle muhteşem anıtlarla dolu. Sadece Roma İmparatorluğu şehirleri değil, aynı zamanda daha eski uygarlık kalıntıları da var. Son derece etkileyici olan 400 bin yıllık Karain Mağarası’na gittim. Selçuklu mimarisi de göz kamaştırıcı. Ama bütün bu ihtişamın ziyaretçiler üzerinde bir heyecan uyandırabilmesi için hikayelere ihtiyaç var. İncelediğimiz çağların, zamanının insanlarının hikayeleri bilinmeli.” dedi.
gazeteduvar.com.tr sitesinden Ceren Deniz ile konu üzerinde söyleşen Dr. Steve Chaddock "yeni nesil teknolojiler kullanarak bunun üzerine çalıştığını belirterek, sözlerini sürdürdü: “İşim arkeolojik alanların bulgularını en iyi şekilde aktarmak. İnsanlara tarihi açıdan neyin önemli olduğunu gösterip, onlara bu alanların hikayelerini anlatmak. Konya yakınlarındaki Boncuklu Höyük’te çalışıyorum. Son derece ilginç bir Neolitik çağ sit alanı olduğundan, ne bulduklarını anlamak için arkeologlarla birlikte çalışıyorum. Çevrimiçi web siteleri ve okul çocukları için yayınlar geliştirerek, geçmişle ilgili bu hikayelerin halkla ve ziyarete gelen turistlerle paylaşılmasına yardımcı oluyorum.”
"Neolitik'te yaşamın nasıl olduğunu yeniden yaratmanın bir yolunu bulmak gerekiyordu"
Karain Mağarası, Boncuklu Höyük gibi tarih öncesi alanlarla ilgili temel sorunun, bu alanlarda ziyaretçilerin görebileceği çok az şeyin bulunması olduğuna değinen Chaddock, “Taştan yapı kalıntılarıyla çevrelenmiş antik kentler gibi değil, ziyaret ettiklerinde pek bir şey göremiyorlar. Bu yüzden Neolitik dönemde yaşamın nasıl olduğunu, yeniden yaratmanın bir yolunu bulmamız gerekiyordu. Bu beni, kazıda bulduğumuz evlerin karikatürlerini ve resimlerini çizebilen ve bunları ziyaretçilerin görmesini kolaylaştıracak şekilde yeniden yaratabilen bir tasarımcıyla çalışmaya yöneltti. Ve bence bunu Boncuklu Höyük’teki çocuklara sunma şeklimiz, topluma o dönemleri anlatma stratejimizin bir parçası” dedi.
Müze deoplarındaki arkeolojik eserler günümüzde nasıl değerlendirilebilir?
Tarihin çok önemli dönemleriyle ilgili insanların hafızasında çok az şey olduğuna dikkat çeken Steve Chaddock, müzeler ve antik kentler için önerilerini de sıraladı: “Bir arkeolojik alan kazıldığında bulunan materyallerin müzeye götürülmesi normal. Ancak depolarda çok fazla eserin olması ve insanların görebileceği pek fazla şeyin sergilenmemesi müzelerle ilgili yaygın bir sorun. Müzelere ve bazı arkeolojik alanlara yönelik temel eleştirim ne Türkçe, ne İngilizce ne de diğer dillerde insanlara çok fazla bilginin ulaşmaması. Web siteleri ve QR kodları gibi modern teknolojiler kullanılarak, ziyaretçilere daha fazla bilgi sağlanabileceğini düşünüyorum.”