Argun: Argun hanedanı.

Argun nedir? Zünnûn Argun Bey kimdir?

Argun;  XVI. yüzyılda Sind bölgesinde hüküm süren bir Türk hânedanıdır.

Argun;  aynı zamanda Türkler’de birçok hükümdar ve devlet adamının adıdır.

Argun esasen kemirgen sınıfından bir hayvan türüdür. Kâşgarlı’ya göre bu hayvanın boyu yarım arşın uzunluğunda olup duvar yarıklarındaki serçeleri avlardı. Yine aynı müellife göre argun koyuna saldırınca koyunun eti sararır, uyuyan insana saldırırsa o insan idrar tutukluğuna uğrardı (Divânü Lûgati’t-Türk Tercümesi, I, 120). Bu hayvanın Türkiye Türkleri’nin gelincik dedikleri hayvan olması muhtemeldir.

Argun cesareti, enerjisi ve atılganlığı sebebiyle Türkler tarafından çocuklarına ad olarak konmuştur. Alparslan’ın oğullarından Arslan Argun bu adı ilk taşıyanlardan biridir. Anadolu Selçuklu Hükümdarı II. Kılıcarslan’ın (ö. 588/1192) Amasya hâkimi olan oğlunun da (Nizâmeddin Argun Şah) aynı adı taşıdığı bilinmektedir. XII. yüzyıldaki İran Selçukluları beylerinden Bâzdâr Yarınkuş’un oğlu Kazvin valisi Alp Argun ile son Selçuklu Hükümdarı II. Tuğrul’un emîrlerinden Alp Argun (ö. 589/1193), bu adı taşıyanların en tanınmış olanlarıdır.

Moğollar devrinde “kaanlar” adına Horasan ile komşu yerleri idare eden Argun Aka ve IV. İlhanlı hükümdarı Argun Han da bu ad ile anılanların başında yer almaktadır.

Mısır ve Suriye’ye hâkim olan Memlükler arasında Argun yaygın şahıs adlarından biri olarak görülür. Memlükler devrinde ve XIV. yüzyılda bu adı taşıyanların en ünlüleri Argun ed-Devâdâr, Argun el-Alâî (ö. 747/1347) ve Argun el-Kâmilî (ö. 758/1357) idi (Makrîzî, II, 972).

Timurlular’da da bu adı taşıyan beylere rastlanmaktadır. Bunların en ünlülerinden biri, Timur’un kumandanlarından Türkmen asıllı olduğu söylenen Argun Şah idi.

Argun Hânedanı'nın kurucusu, Horasan Hükümdarı Hüseyin Baykara tarafından XV. yüzyıl sonlarında Kandehar valiliğine tayin edilmiş olan Zünnûn Argun Bey’dir. Zünnûn Kandehar’da bulunduğu sırada bağımsızlığını ilân etmek için bazı teşebbüslerde bulunmuş ve 1479’da Belûcistan’ın Pişîn, Şâl ve Mustang gibi dağlık yörelerini ele geçirmiştir. İki oğlu Şah Şücâ‘ Bey ile Muhammed Mukim Han da Belûcistan’ın bir kısmını ele geçirerek (1485) bağımsız bir devlet kurulması için çalıştılar. Zünnûn’un, Özbek Hanı Şeybânî Han’ın Horasan’ı işgal ettiği sırada yapılan bir savaşta ölümü üzerine (1507) yerine geçen oğlu Şah Şücâ‘, Kandehar’da tutunabilmek için Şeybânîler’in hâkimiyetini tanımak zorunda kaldı.

Şeybânî Han’ın ölümü (1510) Argunlar’a Özbek nüfuzundan kurtulma fırsatı verdi. Ancak bu defa da hem Bâbür’ün hem de Safevî Hükümdarı Şah İsmâil’in tehditlerine hedef oldu. Şah Şücâ‘ her iki devletin de başka meselelerle uğraşmasından faydalanarak Semmâ Hükümdarı Câm Fîrûz’un ordusunu mağlûp etti ve Güney Sind’in merkezi Tatta’yı yağmaladı. Sonunda taraflar arasında bir anlaşmaya varıldı. Ancak bir süre sonra Câm Fîrûz’un yapılan anlaşmayı tanımaması üzerine bölgeye ikinci bir sefer düzenledi ve böylece Argun hânedanı Sind’e tam olarak yerleşmiş oldu.

Bâbürlüler 1522’de Kandehar’ı zaptedince Şah Şücâ‘ İndüs kıyısındaki Bakkar’ı başşehir yaptı. Şah Şücâ‘ Bey’in ölümü üzerine (1524) yerine, daha önce Bâbür’ün yanına kaçmış olan oğlu Hüseyin Şah Argun geçti ve hutbeyi Bâbür adına okutarak bağlılığını bildirdi. Ardından Mültan bölgesine hücum etti ve uzun süren bir kuşatmadan sonra Mültan’ı ele geçirdi (1526). Ancak Argunlar’ın buradaki hâkimiyetleri çok kısa sürdü. Bâbürlü Hümâyun ile Delhi Sultanı Şîrşah arasındaki mücadele Argunlar’ı da etkiledi. Şîrşah karşısında mağlûp olan Hümâyun Sind’e sığındı.

Fakat Hüseyin Şah Argun Şîrşah’tan çekindiği için onun yardım teklifini kabul etmedi. Hümâyun daha sonra Sind’e saldırıp Sihvân’ı kuşattı; ancak Hüseyin Şah Argun’un başarılı müdafaası ve Hümâyun’un yeğeni Yâdgâr Nâsır ile çok sayıda askerini muhasaradan vazgeçirmesi sebebiyle başarılı olamadı ve kuşatmayı kaldırıp Cûn’a hareket etti. Yaklaşık dokuz ay kadar burada kalan Hümâyun, Hüseyin Şah Argun’a karşı istikrarsız bir politika takip etti. Bir müddet sonra da Hüseyin Şah’ın temin ettiği develerle Kandehar’a doğru yola çıktı (1543).

Hüseyin Şah Argun’un son yıllarında muvazenesini kaybetmesi üzerine ileri gelen devlet adamları onu tahttan indirip yerine Mirza Muhammed Îsâ Tarhan’ı hükümdar seçtiler (1554). Hüseyin Şah Argun ertesi yıl çocuksuz olarak ölünce Argun hânedanı sona ermiş oldu (1555). Aynı aileye mensup olan Argun Tarhan hânedanı ise 1555-1591 yılları arasında hâkimiyetini sürdürdü. Bu dönemde Muhammed Îsâ Tarhan ile Sultan Mahmud Gökeltaş arasındaki mücadele Sind bölgesinin ikiye ayrılmasına yol açtı. Merkezi Tatta olan Aşağı Sind Muhammed Îsâ’nın, merkezi Bakkar olan Yukarı Sind ise Sultan Mahmud Gökeltaş’ın idaresine geçti. Ancak Ekber Şah 1573’te Yukarı Sind’i, 1591’de de Aşağı Sind’i ele geçirerek burayı Hint-Türk İmparatorluğu topraklarına kattı.

Faruk Sümer  TDV İslam Ansiklopesi - Argun Maddesi


Benzer Haberler & Reklamlar