Manfred Osman Korfmann Kütüphanesi sorumlusu Arkeolog Fecri Polat, 55'inci Uluslararası Troia Festivali kapsamında düzenlenen söyleşiye katıldı.
Arkeolog Polat, 'Yaşayan Troialılar, Troia ve Çevresinde Yapılan Yerel Tarih Araştırmaları' isimli söyleşisini, Festival programının ilk gününde Özgürlük Parkı'nda düzenledi.
55’inci Uluslararası Troia Festivali, söyleşilerle devam etti. 9 Ağustos günü başlayan festival programında Manfred Osman Korfmann Kütüphanesi sorumlusu Arkeolog Fecri Polat, söyleşi düzenledi.
Festival programının diğer ayağı olan Özgürlük Parkı’nda yapılan söyleşiye, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, Belediye Meclis Üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Söyleşisinde ‘Yaşayan Troialılar, Troia ve Çevresinde Yapılan Yerel Tarih Araştırmaları’ konusunu ele alan Fecri Polat, yerel ve genel tarihin önemine de değindi. 2018 Troya Yılı kapsamında, Troya Ören Yeri’nin çevresinde bulunan dört köyde araştırma yaptığını söyleyen Polat, 2018 yılı içerisinde 3 kitap çıkardığını söyledi. Polat, ‘Çıplak’ isimli dördüncü kitabında yolda olduğunu ifade etti. Festival için Başkan Gökhan’a teşekkür eden Polat, festivalin 55 yıldır sürdürülmesinin başarı olduğunu belirtti. Troya Yılı kapsamında Valiliğin ve Belediyelerin birçok etkinlik düzenlediğini söyleyen Polat, kendisinin yerel taraftarı olduğunu ve Sivil Toplum Kuruluşlarının etkinlik yapmasından yana olduğunu söyledi.
Festivalin bu yıl ayrı bir önemi var.
Söyleşisinde Çanakkale Belediyesine, Festivali organize ettiği için teşekkürlerini sunan Arkeolog Fecri Polat; “Biz, kitap çalışmalarımızı konuşmuştuk. Bana, ‘Festivale gelir misiniz’ diye teklif geldi, ben de memnuniyetle karşılık verdim. Çanakkale Belediyesi, dünyada eşi ve benzeri olmayan bir çabayla Troia Festivalini gerçekleştiriyor ve bu festival, 55 yıldır devam ediyor. Böylesi bir festivalin Türkiye’de benzeri yok. Ben de burada olmaktan onur duyuyorum. Söyleşideki konumuz, ‘Yaşayan Troialılar, Troia ve Çevresinde Yapılan Yerel Tarih Araştırmaları’. Festivalin bu yıl ayrı bir önemi var. Çünkü 2018 yılı, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ‘Troya Yılı’ olarak ilan edildi. Bu kapsamda birçok çalışma, etkinlik, gösteri yapılıyor. Ben, biraz daha yerel taraftarıyım ve Sivil Toplum Kuruluşlarının bir şeyler yapması taraftarıyım. Bu vesileyle de köy muhtarlarıyla iletişim kurarak ‘Acaba biz neler yapabiliriz’ dedik ve Troya Yılı kapsamında Troya Tarihi Milli Parkı içinde yer alan köylerin birer kitabını yazmak için adım attık. Sonuç olarak 2018 yılı içerisinde üç tane kitap yayınladık. Şuanda dördüncü kitabımız da ‘Çıplak’ adıyla yolda. Birinci kitabımız, ‘Halileli Troia ovasında bir köy’. Bu kitaba Çanakkale’nin ünlü işadamlarından İbrahim Özdemir, sponsor olmuştu, kendisine de teşekkür ediyoruz. Kendisi, bu konuda çaba gösterdi, bize yardım etti. İkinci kitap, ‘Tevfikiye Köyü ile ilgili bir kitap. Tevfikiye, Troya’nın hemen yanında bir köy. Ona da ‘Son Troialılar’ ismini verdik. Üçüncü kitabımızın ismi de ‘Yeniköy, Troia’nın ilk savunma hattı’” dedi.
“Yerel tarihin en büyük önemi, insanlara aidiyet duygusunu tattırmasıdır”
Yerel ve genel tarihin içinden en önemlisinin yerel tarih olduğunu söyleyen Fecri Polat, “Yerel tarih, tarihin bir alt dalı olarak sayılabilir. Fakat yerel tarihin şöyle bir önemi var; Yerel tarih, genel tarihin görmediği, işlemediği, biraz daha kayıp bir tarih denilebilir. Genel tarih, ‘İnsanlar nereden geldi, neler yapıyorlar?’ gibi sorulara cevap veremiyor. Yerel tarih, saklı kalan bir tarihin ortaya çıkarılmasıdır. Biz, yerel tarihin önemini vurgulamak, yerel tarihin tarih içerisindeki yerini insanlara anlatmak için bu yola çıktık. Yerel tarihin en büyük önemi, insanlara aidiyet duygusunu tattırmasıdır. Burada yaşıyorsunuz ama kendi köyünüzün tarihini bilmiyorsunuz. Çünkü bir tarih üç kuşak sonra unutuluyor. Herkes burada dedesini ya da büyük dedesini biliyor, onun tarihini biliyor, onun nereden geldiğini biliyor ama sonrasını kimse bilmiyor. Bu da bizim oraya olan bağlılığımızı bir nevi azaltıyor. Ama kendi yaşadığımız ilçenin, köyün tarihini bildiğimiz zaman oraya bizim aidiyet duygumuzu, bağlılığımızı daha da arttırıyor. ‘Halileli, Troia ovasında bir köy’ kitabını yazdığım zaman tanıtım toplantısında ‘Ben, artık kendimi daha çok Çanakkaleli ve daha çok Halilelili olarak görüyorum’ demiştim. Ben, ağrılıyım ama yerel tarih, öyle bir şey ki, bu çalışmayı yaptığın zaman o halkla iç içe oluyorsun” dedi.
Baykal Sağlam - www.canakkaleolay.com